YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17974
KARAR NO : 2023/3511
KARAR TARİHİ : 23.05.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.03.2017 tarih ve 2017/3996 Soruşturma, 2017/962 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
2. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.05.2018 tarihli ve 2017/81 Esas, 2018/153 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 25.04.2019 tarihli ve… sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 31.10.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1. Sanığın ByLock kullanıcısı olduğu hususunun sabit olmadığına,
2. Atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3. Sanığın lehine olan hususların göz ardı edildiğine,
4. Teşdit uygulamasının hukuka aykırı olduğuna,
5. Sanığın örgüt üyesi olmadığına,
6. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Emniyet amiri olarak görev yapan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu iddiasına ilişkin yapılan yargılamasında; savunmasında kullandığını kabul ettiği 0 505 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı üzerinden ByLock iletişim sisteminin kullanıldığına dair sorgu raporunun bulunduğu ancak bu hatla ilgili ByLock içeriklerinin bulunmadığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gelen kayıtlardan bilirkişi raporuyla ByLock iletişim sistemine ait IP adreslerine bu hat üzerinden 10.09.2014-16.03.2015 tarih aralığında toplamda 12 kez bağlantı yapıldığının belirlendiği, HTS Analiz Raporu ile CGNAT ve HTS veri kayıtlarındaki baz istasyonlarının aynı ve civar baz istasyonlarına ait olduğunun, kullanılan baz istasyonlarının sanığın yerleşim yeri ve görev yerleri ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, ByLock tespiti yapılan GSM numarasının Ankara Cumhuriyet Başsavılığı tarafından ByLock uygulaması kullanmadıkları halde ByLock IP’sine yönlendirildiği belirlenen 11.480 GSM numarası arasında bulunmadığı, bu itibarla sanığın kullanılması ve teknik özellikleri itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı ByLock’u kullandığı, tanık beyanlarına göre sanığın 2014-2015 yıllarında emniyet mensuplarının yer aldığı örgütsel toplantılara dinleyici olarak katıldığının tespit edildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 Soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma kapsamında ele geçirilen Mikro SD Kart’ın incelenmesi sonucunda düzenlenen 30.11.2017 tarihli Veri İnceleme Raporunda sanığın örgütle irtibatının A5 olarak kodlandığı, bu kodun “FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişileri ifade ettiği”nin belirtildiği, bu şekilde sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kabul edilerek ek savunma verilmek suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği; kurulan hükümde, suçun işleniş biçimi, örgütün niteliği, suçun konusunun önem ve değeri, sanığın kamudaki görevi itibariyle meydana gelen tehlikenin ağırlığı, güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurularak alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın tayin edildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 18.04.2017 tarih ve 2017/68532 sayılı soruşturması kapsamında ele geçirilen FETÖ/PDY emniyet mahrem yapılanmasına ilişkin dijital verilerin incelenmesi sonucunda düzenlenen veri inceleme raporuna göre “A5” (FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişileri ifade eder) şeklinde kodlandığı, emniyet mahrem yapılanmasının sohbet adı altındaki toplantılarına katıldığı belirlenen, İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemekle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 25.04.2019 tarihli ve 2018/1474 Esas, 2019/525 sayılı sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza
Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.
… … … … …