Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17739 E. 2023/3077 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17739
KARAR NO : 2023/3077
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2851 E., 2019/454 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.05.2018 tarihli ve 2017/541 Esas, 2018/243 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.03.2019 tarihli ve 2018/2851 Esas ve 2019/454 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.11.2021 tarihli ve temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özet olarak;

1. Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,

2. Raporlar ve tespit ve değerlendirme tutanağındaki bilgiler arasında çelişki bulunduğuna ve bu husus netleştirilmeden sanığın ByLock kullandığının kabul edilmesinin isabetsiz olduğuna,

3. ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında tek bir mesaj dahi bulunmadığına,

4. Sanık hakkındaki tek iddianın ByLock kullanması iddiası olduğuna ve temyiz dilekçesinde belirtilen sair hususlara ve sair temyiz sebeplerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

06.02.2017 ve 09.01.2018 tarihli yeni ByLock sorgu sonucu raporlarında sanığın kendisinin adına kayıtlı bulunan (…) (…) (20) (12) numaralı GSM hattı ile ByLock programını kullandığının bildirildiği, ilk oturum başlama tarihi 18.04.2014, son oturum başlama tarihi 28.05.2015 olacak şekilde 2868 kez ByLock uygulamasına ait IP adreslerine erişim ve iletişim sağladığı, ByLock kullanımına ilişkin tespit ve değerlendirme tutanağında, sanığın USER İD numarasının 198223, kullanıcı adının “ayan44”, şifresinin “123at.” olduğu (isim ve soyisminin başharflerini şifresi olarak

belirlemiş olabileceği değerlendirilmiştir), tespit edilen ilk log tarihinin 08.11.2014, son online tarihinin ise 30.06.2015 olarak belirtildiği, ByLock programına kaç defa girdiği, eklediği kişilere verdiği isimler, kendisini ekleyen kullanıcıların kendisine verdiği isimler, kurulan gruplar, arama kayıtları ve İD’ye bağlı kişi listesi gibi bilgilere yer verildiği, 09.01.2018 tarihli veri inceleme raporunda; sanığın SAYA yani zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim eden vasfında olduğu ve örgüte 250,00 TL himmet verdiğinin anlaşıldığı, sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik savunmalarına itibar edilmediği değerlendirilerek, eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

İlk Derece Mahkemesi karar başlığında, suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “19.08.2016” yerine “19/08/2016 ve öncesi” şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak, gözaltı bilgilerine yer verilmemesi ise mahallinde düzeltilebilir bir maddi eksiklik olarak değerlendirilmiştir.

Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY’nin cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütü niteliğinde olduğu, söz konusu kararda; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği,

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu tarafından 2017/68532 soruşturma numarasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında, gizli tanık Garson’un, gerek Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas sayılı dosyasında verdiği 16.02.2018 tarihli, gerekse Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 18.04.2017 ve 27.04.2017 tarihli (KOM Daire Başkanlığında alınan) ifade tutanaklarında belirtildiği gibi, anılan örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne sızmış mensupları ile bunlardan sorumlu mahrem imamlarının örgütle irtibatı, bağlılık derecesi ve örgütsel konumu gibi stratejik önemi haiz bilgilerin kaydedildiği dijital materyallerin, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinden alınan 18.04.2017 tarih ve 2017/2920 Değişik iş sayılı karara istinaden incelenmesi neticesinde düzenlenen

veri inceleme raporunun, müsnet suç yönünden; gizli tanık beyanına ve gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallere dayanılarak düzenlenmiş, sanığın örgütle irtibatını ortaya koyan bir belge olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirlenmekle,

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, sanığın adına kayıtlı ve kendisinin kullandığını kabul ettiği GSM hattı üzerinden sanık ile ilişkilendirilmiş olan, kullanıcı adının kısmen sanığın doğduğu ilin plaka kodundan, şifresinin de sanığın isim ve soyisminin baş harflerinin birleşiminden oluşması itibarıyla sanığa ait olduğunda kuşku bulunmayan 198223 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, veri inceleme raporu ve sair deliller itibarıyla, bir dönem polis memuru olarak görev yaptığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünde örgüt içi haberleşmesini ByLock adlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiği, örgütün emniyet mahrem yapılanmasına ilişkin Veri İnceleme Raporunun “DERECE 1”, “2015 MART ALAN” ve “ALAN” kısımlarında “FETÖ mensubu olup “gassalın elindeki meyyit” olarak ifade edilen, zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş polis memurları” karşılığı olan “SAYA” koduyla kodlandığı, örgütün operasyonel faaliyetlerinin başlamasından sonraki süreçte de faaliyetlerine devam ettiği belirlenen, İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında da bir isabetsizlik saptanmadığı anlaşılan sanığın,

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu uygulandığı, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile sair hususlar yerinde görülmemekle, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde yer alan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.03.2019 tarihli ve 2018/2851 Esas, 2019/454 sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …