Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17644 E. 2023/2850 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17644
KARAR NO : 2023/2850
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1648 E.- 2019/38 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.03.2018 tarihli ve 2017/2 Esas, 2018/242 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 9 ay 7 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/1648 Esas, 2019/38 sayılı Kararı ile lk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.11.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın Bylock kullanmadığına, sanığın suçu işlediği iddia edilen tarihlerde FETÖ/PDY terör örgütünün olmadığına, sanığa atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediğine, suçun manevi unsurunun oluşmadığına, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ve sanığın beraatine karar verilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Maliye Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı bünyesinde Diyarbakır’da gelir uzmanı olarak görev yapmaktayken 679 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan sanık …’ın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün gizli haberleşme programı olan BYLOCK isimli programı 2012 yılından itibaren kullanımında olduğunu kabul ettiği 0507 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı ve yine 2014 Mayıs ayından itibaren kullanımında olduğunu beyan ettiği 35863505723064 İmei numaralı telefonla kullandığı, ilk tespit tarihinin 11.10.2014 olduğu, 11.10.2014 ile 14.04.2015 tarihleri arasında 46.166.164.177 ve 46.166.164.181 İP numarası ile BYLOCK serverlarına toplam 16207 kez log kaydının bulunduğu anlaşılmış olup, her ne kadar sanık suçlamayı kabul etmemiş ise de sanığın kullanmış olduğu GSM hattı ve LG marka cep telefonunun Bylock sorgu ve tasnif tutanağındakiyle aynı olduğu, Bylock programındaki HTS kayıtlarında Bylock serverine bağlandığı yerlerin sanığın bulunduğu yerlerle aynı olduğu, ve yine sanığın evinde yapılan aramada el konulan ve Bylock isimli programın yüklendiği tespit edilen LG marka 35863505723064 İMEİ nolu cep telefonu imajında yapılan incelemede Bylock ve CoverMe isimli uygulamaların [email protected] mail adresi ile tanımlı Google kimliği ile yüklendiğinin tespit edildiğinin bilirkişi raporunda belirtilmesi karşısında sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiş, sanığın BYLOCK programını kullandığı Bylock tespit değerlendirme, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunun müzekkere yanıtları ve dijital incelemeye ilişkin bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2017/1443-4758 E.K. Sayılı kararında;”…ByLock iletişim sistemi, yukarıda açıklanan somut delillerle kanıtlandığı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacaktır” hükmü ile Bylock programını kullanmak FETÖ silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair kesin delil kabul edilmiştir. Bu bilgiler ve açıklamalar ışığında sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları, faaliyetleri ve eylemleri doğrultusunda gerçekleştirmiş oldukları gizli iletişimi sağlayan Bylock isimli programı kullanmış olmasının yanında, 05.12.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre de belirtilen cihazda “CoverMe”, “Telegram” isimli FETÖ/PDY örgüt üyeleri tarafından örgütsel gizliliği sağlamak amacıyla ve talimatla yüklenip kullanılan uygulamaların da bulunduğu, bu haliyle sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olarak organik bağ kurduğu, FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğünün kabulü ile üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla ile TCK’nın 314/2. maddesi gereğince BTK müzekkere yanıtında da belirtildiği üzere 11.10.2014 ile 14.04.2015 tarihleri arasında ByLock serverlarına toplam 16207 kez log kaydının bulunması ve kastının yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Sanığın ByLock iletişim sistemi kullanıcısı olduğunun belirtilmesi karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
1-ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ilgili birimlerden mümkün ise ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Raporununu getirtilmesi, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağına göre ekleyen, eklenen ve aynı grupta yer alan kişiler hakkında örgüt üyeliği sebebiyle ceza soruşturması yürütülüp yürütülmediğinin araştırılması, yürütülen bir ceza soruşturması veya kovuşturması mevcut ise bu kişilerin aşamalardaki ifade örnekleri ile dosya kapsamında aşamalardaki ifade örnekleri getirtilerek incelenmesi ve UYAP’ta oluşturulan Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasında hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde beyan veya ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip, 5271 sayılı CMK’nın 217/1. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerekirse beyan yahut ifade sahipleri tanık olarak dinlenildikten sonra deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/1648 Esas, 2019/38 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.