YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17643
KARAR NO : 2023/2849
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1908 E.- 2019/215 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.02.2018 tarihli ve 2016/102 Esas, 2018/118 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 19.02.2019 tarihli ve 2018/1908 Esas, 2019/215 sayılı Kararı ile ilk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 05.11.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın Bylock kullanmadığına, sanığın suçu işlediği iddia edilen tarihlerde FETÖ/PDY terör örgütünün olmadığına, gelen raporlarda CGNAT kayıtları ile HTS kayıtları uyuşmadığına, ByLock programının içeriklerinin gelmediğine, sanığa atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediğine, suçun manevi unsurunun oluşmadığına, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ve sanığın beraatine karar verilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık her ne kadar yukarıda bahsedildiği şekilde savunma yapıp, ByLock kullanmadığını, FETÖ ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirterek suçlamayı kabul etmemişse de; teknik özellikleri, indirme ve kullanma yöntemi, kullanıcıları ve muhtevası itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgüt mensupları tarafından kullanıldığı tespit edilen ByLock iletişim sistemine bu özelliğini bilerek dahil olan ve bu sistemi bir çok kez kullanan, 15 Temmuz darbe girişimine kadar sözde meşruiyetini toplum nezdinde dini zemini, kamu otoritesi nezdinde ise hukuki zemini istismar ederek sağlayagelen örgütün, talimat ve haberleşmesinin tam bir örgütsel gizlilik ve kripto yöntemine dayanması, arama, yakalama, el koyma tutanakları, sorgu tasnif tutanakları, dijital materyal inceleme raporları ve BTİK’dan gelen sanığın kullandığını beyan ettiği 0507(…)(..)(..) numaralı hatta ve hattın takılı olduğu cihazların ByLock programının servis edildiği server bağlantısına ve hts kayıtlarına ilişkin cevabi yazılar hep birlikte değerlendirildiğinde sanığın savunmasına itibar edilememiş ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Sanığın yaptığı görev nedeniyle edindiği bilgi, tecrübe ve örgütteki konumu itibariyle bu oluşumun bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda olduğu, buna rağmen bu örgüte katılım gösterdiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçunun işlenmesi için şahsın illaki silah kullanmasının gerekmediği, örgütün silahlı örgüt olduğunu bilmesinin yeterli olduğu, sanığın da irtibat içerisinde kalarak bu hususları bildiği halde örgüte katılım gösterdiği, sanığın kendine ait olan 35260005516959 İMEİ numaralı telefonlara takılı 0507(…)(..)(..) numaralı GSM hattı ile uygulamaya, BTİK’dan alınan cevabi yazısından da anlaşıldığı üzere Litvanya’da bulunan server bilgisayarına 15.04.2015 tarihine kadar ByLock sistemine giriş yaptığının tespit edildiği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’dan alınan cevabi yazıya ekli CD içerisinde bulunan HTS kayıtları incelendiğinde sanığın yukarıda imei bilgileri verilen telefonla 0507 (…) (..) (..) numaralı GSM hattından hem Bylock programının bulunduğu server bilgisayarına bağlantısına ilişkin olarak hem de telefon görüşmelerine ve data kullanımına ilişkin olarak baz istasyon kaydı verdiği, sanığa ait General Mobile marka cep telefonunun imajı üzerinde yapılan incelemede “Bylock” “KakaoTalk” “CoverMe” “VPN” uygulamalarının sanığa ait “[email protected]” mail adresi ile tanımlı Google kimliği ile yüklendiğinin tespit edildiği anlaşılmakla; böylelikle sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülerek TCK’nın 314/2. maddesi, 3713 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1- Sanığın ByLock iletişim sistemi kullanıcısı olduğunun belirtilmesi karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
Sanığın aşamalarda Bylock kullanmadığını ve örgüt üyesi olmadığını savunması gözetildiğinde; hükümden sonra dosyaya gelen Bylock Tespit ve Değerlendirme tutanağı ile Bylock tespit ve değerlendirme tutanağına göre ekleyen, eklenen ve aynı grupta yer alan kişiler hakkında örgüt üyeliği sebebiyle ceza soruşturması yürütülüp yürütülmediğinin araştırılması, yürütülen bir ceza soruşturması veya kovuşturması mevcut ise bu kişilerin aşamalardaki ifade örnekleri ile dosya kapsamında aşamalardaki ifade örnekleri getirtilerek incelenmesi ve UYAP’ta oluşturulan Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasında hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde beyan veya ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip, 5271 sayılı CMK’nın 217/1. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerekirse beyan yahut ifade sahipleri tanık olarak dinlenilmesi, ayrıca sanık hakkında düzenlenen veri inceleme raporunda sanığın öğretmeni (mahrem imam) Hasan Kadri Canbek ile zümre başkanı Murat isimli kişilerin açık kimlik bilgilerinin tespiti ile hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı soruşturma yürütülüp yürütülmediğinin araştırılarak, soruşturma yürütüldüğünün tespit edilmesi durumunda söz konusu dosyaların getirtilip incelenmesi ve gerekirse mahkeme huzurunda dinlenilmeleri, ayrıca gerekirse tanık olarak dinlenmelerinin sağlanarak CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine diyeceklerinin sorulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
İlk derece mahkemesince örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında hüküm kurulurken 3713 sayılı Kanunun 5/1. madde ve fıkrası uyarınca artırım yapılması gerekirken 5. maddesi gereğince artırım yapılarak hüküm kurulması, hukuka aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 19.12.2019 tarihli ve 2018/1908 Esas, 2019/215 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.