Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17640 E. 2023/3025 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17640
KARAR NO : 2023/3025
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

¸

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/195 E., 2019/49 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.11.2017 tarihli ve 2017/105 Esas, 2017/160 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 30.01.2019 tarihli ve 2018/195 Esas, 2019/49 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.11.2021 tarihli ve hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle,
1.Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3.ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,
4.ByLock kullanmadığına,
5.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; sanık …’ın 0505… 9703 ve 0541 … 5325 nolu GSM hatlarının kullanıcısı olduğu, bu hatlardan 0505… 9703 nolu GSM hattı ile 27/01/2015 (ilk tespit günü) tarihinden itibaren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca kullanıldığı kabul edilen ByLock isimli haberleşme programını kullanmaya başladığı, yine 0541… 5325 nolu GSM hattı ile 21.09.2015 (ilk tespit günü) tarihinden itibaren FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca kullanıldığı kabul edilen ByLock isimli haberleşme programını kullanmaya başladığı, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne ait olan Bank … isimli bankada hesap açtığı ve örgüt lideri tarafından yapılan 25 Aralık 2013 tarihli çağrı üzerine söz konusu bankaya para yatırdığı yine aynı şekilde söz konusu örgüte müzahir olduğu tespit edilen ve KHK ile kapatılan Aktif Eğitim Sen isimli sendika ile Kayseri Gönüllü Eğitimciler Derneği isimli derneklerin de üyeliğini yaptığı, böylelikle üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşılmış, oluş ve sübut bu şekilde kabul edilmiştir. Yapılan yargılama sırasında, 0541… 5325 nolu GSM hattına ait ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı (içerik) celp edilmiş ancak, sanığın kullandığı diğer hat olan 0505… 9703 nolu GSM hattına ait ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağının (içerik) bulunmadığı görülmüştür. Mahkememizce celp edilen ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı (içerik) ile sanık tarafından kullanıldığı bildirilen 0505 … 9703 ve 0541… 5325 nolu GSM hatlarına ait HTS ve HIS kayıtlarının temini ile tüm bu belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluna gidilmiştir. Bilirkişi Mesut Bozkurt tarafından her iki GSM hattına ilişkin olarak düzenlenen raporlarda; 0541…5325 nolu GSM hattının HTS kayıtlarına göre sanık … kullanımında olduğu, bu hat üzerinden ilki 21.09.2015 günü sonuncusu ise 28.01.2016 günü olmak üzere toplamda 391 kez ByLock isimli haberleşme programına ait olan 46.166.164.181 nolu IP’ye bağlanıldığı, yine 0505… 9703 nolu GSM hattının HTS kayıtlarına göre bu hattında sanık …’ın kullanımında olduğu ve ilki 27.01.2015, sonuncusu ise 13.02.2016 günü olmak üzere toplamda 805 kez ByLock isimli haberleşme programına ait 46.166.164.181 nolu IP’ye bağlanıldığının rapor edildiği görülmüştür. Elde edilen bulgular, bilirkişi raporları, CBS ByLock sorgu sonuçları, HTS ve HIS kayıtları ile diğer deliller karşısında; her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamaları reddederek söz konusu hatların kendisine ait olduğunu ancak bu GSM hatları üzerinden ByLock isimli kriptolu haberleşme programını kullanmadığını iddia etmiş ise de, bu yöndeki savunmalarının kendisini ceza almaktan kurtarmaya matuf beyanlardan ibaret olduğu kanaatine ulaşılmış, açıklanan gerekçelerle sanık savunması yerinde, yeterli, samimi ve inandırıcı bulunmamıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında ve dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ve müstakar kararlarında Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı kabul edilmiştir.
c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, dosya kapsamına ve ByLock Tespit ve Değerlendirme tutanağına göre, ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgüte müzahir derneğe ve sendikaya üye olan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, temyiz aşamasında gelen tanık beyanları ve sanığın farklı Idler üzerinden kullandığı belirtilen ByLock Tespit ve Değerlendirme tutanaklarının okunmaması sonuca etkili bulunmamıştır.

d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 30.01.2019 tarihli ve 2018/195 Esas, 2019/49 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.