Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17635 E. 2023/3022 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17635
KARAR NO : 2023/3022
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında ilk derece mahkemesince verilen hükmün kaldırılarak; CMK’nın 223/4-a ve TCK’nın 221/4(1.cümle) uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar,
2-Kesin nitelikteki karara Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan temyiz başvurusunun CMK’nın 296/1 maddesi uyarınca reddi,
TEMYİZ EDENLER : Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ek kararın kaldırılması ile hükmün bozulması
Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen 29.04.2019 tarihli ve …sayılı ek Kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin ek kararı temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.06.2018 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 1 yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 28.03.2019 tarihli ve 2018/520 Esas, 2019/429 sayılı Kararı ile, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün 5271 sayılı Kanunun 280 inci maddesinin birinci fıkrasının a bendi gereğince kaldırılarak; aynı kanunun 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının a bendi ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
3.Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 29.04.2019 tarihli ve 2018/520 Esas, 2019/429 sayılı ek Kararı ile Cumhuriyet Savcısının temyiz başvurusu hakkında 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği “temyiz isteminin reddine” karar verilmiştir
4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 28.10.2021 tarihli, Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf incelemesi neticesinde Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesince mahkumiyet hükmünün kaldırılarak etkin pişmanlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, 5271 sayılı CMK 286/2. maddesinde bentler halinde sınırlı olarak sayılan temyiz edilemeyen kararlardan olmadığından; Samsun bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının ek karara karşı yaptığı başvurunun kabulüyle, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından verilen 2018/520 Esas, 2019/429 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılması gerektiği değerlendirilerek; ayrıca sanığın yokluğunda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının tebliğ edilmediği anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine temyizi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;1-Sanık hakkında ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince mahkumiyet hükmü kaldırılarak duruşma açılmaksızın CMK’nin 280/1-a ve 303/1-a maddeleri uyarınca etkin pişmanlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş ise de; anılan Kanun hükmünün delil değerlendirilmesi yapılmaksızın derhal beraat kararı verilebilecek hallerde uygulanabileceği; delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5237 sayılı TCK 221/4-ilk cümlesi ve 5271 sayılı CMK 223/4-a maddesi gereğince etkin pişmanlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına duruşma açılmaksızın karar verilemeyeceği; sanık hakkındaki mahkumiyet hükmü bakımından CMK’nın 280/1-g maddesi uyarınca duruşma açılarak ve taraflar da çağrılarak delillerin değerlendirilmesi sonucunda anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasına göre yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda sanık hakkında etkin pişmanlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2-Sanık hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.07.2017 tarihinde başlatılan soruşturmada arama ve gözaltı kararı verilerek, 06.07.2017 tarihinde evinde arama yapıldığı, evde bulunmayan sanığın yakalanamadığı, bu işlemler sırasında sanığa telefonla ulaşılarak hakkında gözaltı kararı olduğunun söylendiği ve bunun üzerine sanığın aynı … kendiliğinden Samsun KOM Şube Müdürlüğüne gelerek teslim olduğu, 3 günlük gözaltı süresi sonunda Kolluk tarafından ilk kez alınan 09.07.2017 tarihli beyanında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek örgütün yapısı ve faaliyetleri içerisinde işlenen suçlarla ilgili bilgiler verip teşhislerde bulunduğu anlaşılmakla; güvenlik güçlerine teslim olma bakımından sanığın “gerçek ve samimi” bir pişmanlığından, dolayısıyla şahsi cezasızlık nedeni olarak gönüllülük esasının koşullarının gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, sanık hakkında belirlenen ceza üzerinden TCK’nın 221/4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi gereğince indirim yapılması gerekirken dosya kapsamı ile de uyuşmayan yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi, yasaya aykırı olduğundan, Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları belirtilen nedenle yerinde görülmekle, 5271 sayılı CMK’nın 302/2 nci maddesi uyarınca hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi özetle,
1.Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3.Lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine,
4. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle; her ne kadar Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesice hüküm kesin nitelikte verilmiş ve temyiz talebi reddedilmiş ise de, kararın temyize tabi olduğu, şöyle ki; İstinaf ceza dairesince kararın CMK 286/2-b maddesi uyarınca kesin olarak verildiği belirtilmiş ise de, istinaf ceza dairesi kararının ceza verilmesine yer olmadığına dair karar olduğu, bu kararın CMK 286/2-b maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın aynı kanunun 286/2-f maddesindeki hususlar içerisinde de yer almadığından öncelikle kararın temyize tabi olduğunun anlaşılmakla; bu kapsamda, sanık …’ın üçüncü sınıf emniyet müdürü olup, daha sonra da KHK ile görevden ihraç edildiği, dosya kapsamından sanığın silahlı terör örgütünün hiyararşik yapısı içerisinde olduğuna ilişkin hem kendisinin istikrarlı ikrarları, dinlenen tanık beyanları ve gizli tanık Garson’dan elde edilen veri inceleme raporunda sanığın “A5” olarak nitelendirilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun unsurlarının oluştuğunun anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde bu noktada herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, dosya kapsamından sanık hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.07.2017 tarihinde soruşturma başlatılarak arama ve gözaltı kararı verildiği, daha sonra sanığın evinde 06.07.2017 tarihinde arama yapıldığı, ancak sanığın evde bulunamaması sebebiyle yakalanamadığı, bu işlemler sırasında sanığa telefonla ulaşılarak hakkında yakalama kararı olduğu söylenerek irtibat kurulduğu ve sanığın aynı … saat 13:00 sıralarında kendiliğinden Samsun KOM şube müdürlüğüne gelerek teslim olduğu, daha sonra da sanığın gözaltına alındığı, 3 günlük gözaltı süresi sonunda sanığın kolluk tarafından ilk kez beyanının alındığı 09.07.2017 tarihli beyanında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek örgütün yapısı ve faaliyetleri içerisinde işlenen suçlarla ilgili bilgiler verip teşhislerde bulunduğunun anlaşıldığı, 5237 sayılı TCK’nın 221/4-1 inci cümlesinin uygulanabilmesi için sanığın yakalanmadan önce pişmanlık duyarak kendiliğinden teslim olmasının gerektiği, bu hususunda kolluk tarafından tutulan tutanaklarda da belirtilmesinin gerektiği, sanığın kolluk tutanağında belirtildiği şekilde, kendiliğinden teslim olduğunda etkin pişmanlıkta bulunacağına, pişman olduğuna yönelik herhangi bir beyan yer almadığı, sadece sanığın hakkında yakalama olduğu söylenerek aranması üzerine kendiliğinden gelerek teslim olduğunun belirtildiği, sanığın geldikten sonra hakkında yakalama işlemi yapılıp gözaltı kararı verilip 3 günlük gözaltı süresinden sonra sanığın etkin pişmanlıkta bulunduğu anlaşıldığından, artık sanık hakkında TCK 221/4-2 nci cümlesinin uygulanmasının gerektiği halde sanık hakkında TCK 221/4-1 inci cümlesinin uygulanarak ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul ve esas yönünden Kanun’a aykırı bulunduğundan kararın sanık aleyhine bozulması gerektiği ve sair hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık kollukta alınan ifadesinde (savcılıkta ifadesi alınmamıştır.) mahkememizdeki sorgusunda; Kosova da görev yaparken 150 Euro himmet parası verdiğini, Örgütün, cemaat saikiyle güçlü oldukları için herkesin yanlarında olduğu dönemde kendisininde ailesiyle cemaatin yanında olduğunu, hainliklerini anlayınca tavır koyduğunu, bir daha onlarla görüşmediğini, bu süreye kadar cemaat içinde bulunduğunu ve görev aldığını bildiklerini ve gördüklerini anlattığını, olaydan dolayı pişman olduğunu savunmuştur. Tanık M.Ü. talimat yoluyla beyanında özetle; “Ankara Emniyet Genel Müdürlüğünde göreve başladığı sırada sanığında orada görev yaptığını. Bekar olduğu için ilk başladığı zamanlarda sanığın eve yemeğe davet ettiğini. Diğer bekar arkadaşlarınında geldiğini, İlk sene yaklaşık 3-4 defa evine gittiğini, 1999 ya da 2000 senesine kadar evine gitmeye devam ettiğini, sanığın üst dönemleri olduğu için zaman zaman sohbetleri kendisinin verdiğini, daha sonra kendisinin başka gruba geçtiğini” ifade etmiştir. Tanık F.İ.S. Mahkemede alınan beyanında özetle; “2013 yılı Eylül ayında Samsun a tayinen geldiğini, o tarihten beri sanığı tanıdığını, Samsuna atandıktan sonra 2013 yılı Eylül ayında sanığın kendisine kahvaltıya gidelim, tanışalım hem de sohbet edelim dediğini, onunla birlikte Atakumda dört katlı bir binanın üçüncü katındaki bir daireye sanıkla beraber gittiğini, orada gerçek ismi O.K. olan Murat isimli sohbet abiliğini yapan kişinin sohbet toplantısı yaptığını, 2013 yılı Eylül ayında bir kerede K.A.K.’nin evine yemek ve sohbet için gittiğini, orada …’ı görüp görmediğimi hatırlayamadığını,” ifade etmiştir. Dosyada bulunan ve gizli tanıktan elde edilen veriler ile tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde; sanığın örgüt sohbetleri düzenlediği, himmet parası verdiği, örgüte üye kazandırmaya çalıştığı anlaşılmış olup her ne kadar bu eylemleri örgütün, gerçek yüzünü ortaya koyan, hukuki kılıflarla kamu görevlileri ve sivil şahıslara yönelik bir kısım operasyonlara başladığı 2013 yılı öncesinde dini bir cemaat olarak lanse edildiği dönemde gerçekleştirmişse de eylemlerin örgüte sempati duymak ya da ideolojisini benimsemek niteliğinde olmadığı, eylemlerin açık bir şekilde örgütün varlığına veya güçlendirilmesine neden olan somut bir katkı niteliği taşıdığı, haliyle sanığın örgütle organik bağ kurarak terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduğu sabit olduğundan sanığın eylemlerinin ve kastının yoğunluğu nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, yakalandıktan sonra sanığın örgüt üyeleri ve örgüt yapısı hakkında bilgiler vermesi ve sanığın örgüt hakkında verdiği bilgilerin kapsamı nazara alınarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle cezasından üst hadden indirim yapılmasına, suçtan somut ve belirlenebilir maddi bir zarar oluşmadığı, sanığın sabıkasız olduğu anlaşılmış ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının hüküm ve sonuçları itibariyle hapis cezasının ertelenmesinden daha lehe bir uygulama olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarından olan objektif koşulların oluştuğu her olayda mutlaka hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, erteleme kararı verilmemesi gerektiği yönündeki düşünce ve uygulamanın cezanın kişiselleştirilmesi ilkelerine aykırı olduğu, zira caydırıcı olması bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yerine, mahkemece erteleme kararı verilebilmesi ve bu kapsamda sanığa hak ve sorumluluk yüklenebilmesi gerektiği düşüncesi ile sanığın sübut bulan eyleminin niteliği birlikte değerlendirildiğinde takdiren sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına, suç tarihinden önce kasıtlı suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanığın yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluştuğundan sanığa verilen hapis cezasının ertelenmesine dair hüküm verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Samsun Tem Şb Md. Görevlilerince tutulan, 06.07.2017 tarihli YAKALAMA,ÜST ARAMA VE MUHAFAZA ALTINA ALMA başlıklı tutanaktan, sanığın hakkında soruşturma başladıktan sonra kendiliğinden gelerek teslim olduğu anlaşılmıştır. Sanığın isnat olunan suç nedeni ile hakkında soruşturma başladıktan sonra, kendiliğinden teslim olarak etkin pişmanlıkta bulunmasına rağmen, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 221/4 üncü maddesinin ilk cümlesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekir iken, İlk Derece Mahkemesi tarafından etkin pişmanlık hükümlerinin TCK’nın 221/4 üncü maddesinin ikinci cümlesi gereğince uygulanarak sanığa ceza verilmesi nedeni ile, sanık müdafiinin istinaf talebi doğrultusunda, yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçu sübut bulan, ancak hakkında bu suç nedeni ile soruşturma açıldıktan sonra kendiliğinden teslim olarak etkin pişmanlıkta bulunarak, örgütün faaliyetleri, işlediği suçlar ve örgüt üyeleri hakkında konumuna uygun olarak bilgi veren sanık hakkında TCK’nın 221/4-1 inci maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak örgüt üyeliği suçu nedeni ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek, sanık hakkında TCK’nın 221/5 inci maddesi gereğince denetikli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Cumhuriyet Savcının temyiz talebinin değerlendirilmesi,
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer verilen; “İlk Derece Mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ve 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan; “… temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] …, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya İlk Derece Mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Sanığın temyiz talebinin değerlendirilmesi,
Sanık hakkında, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 28.03.2019 tarihli ve 2018/520 Esas, 2019/429 sayılı Kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün 5271 sayılı Kanunun 280 inci maddesinin birinci fıkrasının a bendi gereğince kaldırılarak; aynı kanunun 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının a bendi ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair hükmedilen karara yönelik temyizin niteliği karşısında;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme dikkate alındığında, sanığın temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle reddine karar verilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 29.04.2019 tarihli ve 2018/520 Esas, 2019/429 sayılı ek Kararında hukuka aykırılık görülmediğinden Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 28.03.2019 tarihli ve 2018/520 Esas, 2019/429 sayılı Kararında hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.