YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17594
KARAR NO : 2022/8728
KARAR TARİHİ : 30.11.2022
İNCELENEN KARARIN;
Talepte Bulunan : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Talep Tarihi : 18.10.2021
Talebe Konu Daire Kararı : Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 03.06.2020 tarih ve2020/186 – 2020/2338 sayılı kararı
İlk Derece Mahkemesi : Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2018tarih ve 2017/530 – 2018/250 sayılı kararı
Bölge Adliye Mahkemesi
Kararı : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin16.10.2019 tarih ve 2018/3437 -2019/616 sayılı kararı
Hüküm : Sanık hakkında TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyetkararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelenip gereği düşünüldü:
I-İTİRAZIN KONUSU;
Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/1180 esas sayılı iddianamesi ile, sanık … hakkında, ”silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçlamasıyla TCK’nın 314/1, 3713 sayılı TMK’nın 5/1 ve yine TCK’nın 53 ve 58/9 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 05.10.2018 tarih 2017/530 esas 2018/250 sayılı karar ile TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5/1 ve yine TCK’nın 53 ve 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetine, 10 yıl 6 ay süre ile hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanık ve müdafiinin istinaf talebi üzerine inceleme yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi 16.10.2019 tarih 2018/3437 esas, 2019/616 sayılı kararı ile söz konusu başvuruyu esastan reddetmiştir.
Sanığın mahkumiyetine ilişkin kurulan hükme yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 16.10.2019 tarih 2018/3437 esas 2019/616 sayılı kararının, sanık müdafiince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 03.06.2020 … ve 2020/186 esas – 2020/2338 sayılı ilamı ile onandığı ve iş bu onama kararına itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
II-İTİRAZ NEDENLERİ;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 18.10.2021 tarihli itiraz 2021/541 sayılı yazısında;
“Mahkemesince sanık hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçu nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 314/2. madde uyarınca temel ceza belirlenip, 3713 sayılı Kanunun 3. maddesi atfı ile 5/1. maddesi gereğince artırım yapıldıktan sonra hüküm kısmında sanık hakkında olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına karar verilmiş ise de; gerekçeli kararda, sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları gözönüne alınarak lehine indirim sebebi olarak kabul edildiği yazılmak suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması nedeniyle mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin Yüksek Dairenizin kararı hukuka aykırı görüldüğünden sanık lehine itiraz edilmiştir” denilmiştir.
III- İTİRAZIN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin karar gerekçesinde, “… sanığın geçmişi fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları göz önüne alınarak sanığa verilen cezadan 5237 sayılı Kanunun 62/1 maddesi gereğince taktiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır” şeklinde değerlendirme yapılmasına rağmen, hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde, “…Sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, fiilden sonraki davranışları göz önüne alınarak mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığından sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 62. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına,” denilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması hukuka aykırı olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
KARAR:
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 03.06.2020 tarih ve 2020/186 esas – 2020/2338 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği,
aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine, ancak;
Karar gerekçesinde, “…sanığın geçmişi fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları göz önüne alınarak sanığa verilen cezadan 5237 sayılı Kanunun 62/1 maddesi gereğince taktiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır” şeklinde değerlendirme yapılmasına rağmen, hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde, “…sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, fiilden sonraki davranışları göz önüne alınarak mahkememizde olumlu kanaat hasıl olmadığından sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 62. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına,” denilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün belirtilen sebeple BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, müsnet suçun niteliği, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2-a. maddesi uyarınca dosyanın Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.