Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/1759 E. 2022/617 K. 16.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1759
KARAR NO : 2022/617
KARAR TARİHİ : 16.02.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2018 tarih ve 2018/451 – 2018/750 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, Bölge Adliye Mahkemesi ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın iddianameye konu edilen 08.01.2017 tarihli ifadesinden sonra, 14.01.2017 ve 23.01.2017 tarihli müdafii huzurunda verdiği kolluk ifadelerinde özetle ‘’2016 yılında Van ili … mahallesinde yaklaşık 3-4 ay YPS içinde … timinde görev aldığını, bu süre içinde Hendek ve Barikat olaylarına katılarak asker ve polislerle çatışmalara girdiğini, 2016 yılının Mart ayından Haziran ayına kadar anılan bölgede silahlı faaliyet yürütüp çatışmalara girdiğini, sağ dizinden yaralanmasının da 2016 yılı Haziran ayı içinde Van ili … mahallesi … market civarında YPS … Timi içinde beraberindeki 7 kişi ile birlikte kolluk güçleri ile çatışmaya girmesi sonucu olduğunu’’ beyan ettiği, ayrıca sanığın aynı bölgede birlikte görev aldığı BTÖ mensuplarının kod adlarını belirterek bir kısmını 24.01.2017 tarihli teşhis tutanağı ile teşhis ettiği, sanığın 14.01.2017 ve 23.01.2017 tarihli ifadeleri kapsamında bölgede kolluk güçleri ile BTÖ mensupları arasında gerçekleşen silahlı çatışmalara ilişkin 27.04.2016 tarihli olay tutanağı, aynı gün polis memurları … ve …’ın yaralanmasına ilişkin roketli ve el bombalı saldırıya ilişkin bilgi notu, 08.05.2016 tarihli olay tutanağı, 10.06.2016 tarihli olay ve el koyma tutanağının dosya kapsamında bulunduğu anlaşılmakla; sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu işlemeye elverişli vahamet arz eder nitelikteki kasten öldürmeye teşebbüs ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturduğu nazara alınarak, sanık hakkında iddianame anlatımında yer almayan ‘’Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’’ ve ‘’kasten öldürmeye teşebbüs’’ suçlarından suç duyurusunda bulunulup, dava açılması halinde her iki dosyanın birleştirilerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, iddianame anlatımında yer almayıp henüz dava açılmayan Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu ile öldürmeye teşebbüs suçundan kazanılmış hak müessesesinin uygulama yeri bulamayacağı da nazara alınarak sanığa atılı suçun vasfı ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedenleri, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin REDDİ ile tutukluluk halinin devamına 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.