Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17553 E. 2023/436 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17553
KARAR NO : 2023/436
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

T U T U K L U
D U R U Ş M A T A L E P L İ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Yargılama konusu silahlı terör örgütüne üye olma, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçları yönünden katılan Kurum’un suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığı, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçlardan açılan kamu davalarına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçlardan kurulan hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen beraat; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği katılan Kurum’un Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen hükmü; sanık ve müdafiinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/70 Esas, 2021/85 sayılı Kararı ile sanığın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.06.2021 tarihli ve 2021/711 Esas, 2021/511 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve suçtan zarar gören Kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.11.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri
Katılan Kurum vekilinin temyiz istemi özetle, sanığın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, örgüt yöneticiliği, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına ve sair sebeplere ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, silahlı terör örgütüne üye olma suçunun unsurlarının oluşmadığına, suç ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine, lehe olan delillerin değerlendirilmediğine, tevsii tahkikat taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğine, sanığın ByLock kullanıcısı olmadığına, ByLock verilerinin hukuka uygun delil niteliğinde olmadığına, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının çelişkili olduğuna ve yazışma içeriklerinin bulunmadığına, etkin pişmanlıktan faydalanan kişilerin beyanlarının hükme esas alınamayacağına, tanık beyanlarının çelişkili ve soyut nitelikte olduğuna, soruşturma aşamasında alınan ifadelerin ve yaptırılan teşhis işlemlerinin usule aykırı olduğuna, sanığın Bank Asya hesabındaki işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğuna, SGK çalışma kayıtlarının müsnet suç yönünden delil olarak kabul edilemeyeceğine, HTS kayıtlarının cezalandırmaya yeterli delil niteliğinde olmadığına, ceza tayininde teşdit uygulanması ve takdiri indirim maddesinin uygulanmamasının gerekçesiz olduğuna, duruşma talebinin kabulüne, sanık hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
C. Sanığın Temyiz Sebepleri
Sanığın temyiz istemi özetle, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğine, eksik inceleme ile mahkûmiyet kararı verildiğine, kod adı kullanmadığında, mahrem yapılanma içerisinde bulunmadığına, ByLock programını kullanmadığına, ByLock verileri ile ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının çelişkili olduğuna, etkin pişmanlıktan faydalanan kişilerin beyanlarının hükme esas alınamayacağına, tanık beyanlarının somut deliller ile desteklenmediğine, lehine olan tanık beyanlarının değerlendirilmediğine, Bank Asya hesabındaki işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğuna, SGK çalışma kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğuna, HTS kayıtlarında belirtilen kişilerin çalışma arkadaşları olduğuna, protesto amaçlı hiçbir gösteriye katılmadığına, yetersiz gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine ve takdiri indirim maddesinin uygulanmadığına, hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca gizliliği sağlamak için örgütsel haberleşmede kullanılan ByLock programını sanığın 24567 ID numarası ile kullandığı ve 24567 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğu; dosya kapsamındaki tanıklar F. G., A. Y., H. O., M. K., V. Ş., E. K., K. D., H. A., F. K. ve E. A.’nın beyanlarına göre, sanığın Sivas ilindeki emniyet mahrem yapılanması içerisinde emniyet mensuplarına yönelik düzenlenen grupların sorumluluğunu yaptığı ve “…” kod adını kullandığı, emniyet mahrem yapılanmasına yönelik sohbetleri organize ettiği, komiser yardımcılarına örgütsel kapsamda sohbet verdiği, emniyet mensuplarından himmet topladığı, diğer örgüt üyelerine ByLock programını yüklediği hususlarının belirlendiği; Bank Asya nezdinde bulan hesabına ilişkin alınan 18.01.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre, 2013 yılında herhangi bir ek hesap açmayan sanığın, 16.09.2014 tarihinde 10.000,00 TL tutarında, 10.02.2015 tarihinde 10.081,00 TL tutarında ve 25.05.2015 tarihinde 1.327 TL tutarında katılım hesapları açtığı, Ağustos 2014’te hesap bakiyesi 15.301,31 TL iken Eylül 2014’te hesap bakiyesinin 25.396,00 TL olduğu, Bank Asya’nın TMSF’ye devrinden sonra sanığın hesabında önemli miktarlarda azalma olduğu, söz konusu işlemlerin anılan bankanın TMSF’ye devrinin önüne geçmek amacıyla örgüt talimatı ile gerçekleştirildiğinin belirtildiği; sanığın, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı kurumlarda SGK çalışma kaydının olduğu, Zaman gazetesine yönelik yapılan operasyonları protesto etmek amacıyla örgüt talimatıyla 15.12.2014 tarihinde adliye önünde gerçekleştirilen eyleme katıldığı, HTS kayıtlarının incelenmesinde, haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında soruşturma ve kovuşturma bulunan örgüt imamları ile yoğun iletişim kaydının bulunduğunun belirtildiği; sanığın eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk içermesi nedeniyle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, örgütün emniyet mahrem yapılanması içerisinde diğer mahrem sorumlularının üst pozisyonunda yer alması, mahrem yapılanma içerisinde uzun süre üst düzey görevli olarak faaliyet göstermesi, mahrem yapıya elaman kazandırma faaliyetlerinin bulunması nedenleriyle takdiren ve teşdiden 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsüne katıldığına dair her türlü kuşkudan uzak delil bulunmadığı belirtilerek üzerine atılı Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan beraatine karar verildiği tespit edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Kurum Vekilinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık Suçları Yönünden Temyiz İstemi
Yargılama konusu silahlı terör örgütüne üye olma, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçları yönünden katılan Kurum’un suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığı, bu itibarla 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçlardan açılan kamu davalarına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçlardan kurulan hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, katılan Kurum vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
B. Katılan Kurum Vekilinin Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme; Sanık ve Müdafiinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçuna Yönelik Temyiz İstemleri
1. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararı ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere; FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
2. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren delil olarak kabul edileceği gözetildiğinde; … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğuna ve sanığın ByLock programını … ID numarası ile gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Sanığın Bank Asya nezdindeki mutad hesap kayıtlarının müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği belirlenerek;
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre, gizliliği sağlamak için örgütsel haberleşmede … ID numarası ile ByLock programını kullanan, Sivas ilindeki emniyet mahrem yapılanması içerisinde mahrem sorumlularının üstünde yer alıp kod adı kullanan, emniyet mensuplarına yönelik düzenlenen grupların sorumluluğunu yapan, emniyet mahrem yapılanmasına yönelik örgütsel nitelikteki sohbetleri organize eden, komiser yardımcılarına örgütsel kapsamda sohbet veren, emniyet mensuplarından himmet adı altında örgüte para toplayan, diğer örgüt üyelerine ByLock programını yükleyen sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna, örgütsel konum ve faaliyetlerindeki çeşitlilik sebebiyle temel cezanın tayininde teşdit uygulanmasına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Sanığın, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsüne katıldığına dair mahkûmiyetine yeterli her türlü kuşkudan uzak delil bulunmadığından üzerine atılı Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunu işlediğinin sabit olmadığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı; sanığın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçunu işlediğinin sabit olmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla, incelenen hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Katılan Kurum Vekilinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden Temyiz İstemi
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle katılan Kurum vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Katılan Kurum Vekilinin Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme; Sanık ve Müdafiinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden Temyiz İstemleri
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.06.2021 tarihli ve 2021/711 Esas, 2021/511 sayılı Kararında sanık ve müdafii ile katılan Kurum vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Sivas 2. Ağır

Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza
Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.02.2023 tarihinde karar verildi.