Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17537 E. 2023/437 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17537
KARAR NO : 2023/437
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

TUTUKLU
DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı, temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen 08.09.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı ek kararın; 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin ek kararı temyize hak ve yetkisinin

bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2021 tarihli ve 2018/20 Esas, 2021/13 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna; kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarıca 3 yıl 1 ay 15 … hapis ve 343.660 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 08.09.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı ek kararı ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden sanık müdafiinin temyiz başvurusu hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği “temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddine” karar verilmiştir.

4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.10.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının gerekçesiz olduğuna, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, mahkûmiyet hükmünün hukuka aykırı olarak elde edilen delillere dayandırıldığına, duruşmada tartışılmayan delillerin hükme esas alındığına, tevsii tahkikat taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğine, sanığın ByLock kullanıcısı olmadığına, ByLock verilerinin hukuka aykırı olarak elde edildiğine, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının çelişkili olduğuna, etkin pişmanlıktan faydalanan kişilerin beyanlarının hükme esas alınamayacağına, tanık

beyanlarının çelişkili olduğuna, tanıkların mahkemede dinlenilmediğine, şartları oluşmadığı halde sanık hakkında ceza tayininde teşdit uygulandığına, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılmasına, duruşma talebinin kabulüne, sanık hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda; sanık adına kayıtlı 0 507 (…) (..) (..) ve 0 553 (…) (..) (..) numaralı GSM hatlarda ByLock programının tespit edildiği, sanığın söz konusu hatları kendisinin kullandığını beyan ettiği, söz konusu hatlara ilişkin HIS (CGNAT) kayıtlarının temin edildiği, 0 553 (…) (..) (..) numaralı GSM hatta ait … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının temin edilerek dosya içerisine alındığı, … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı incelendiğinde, kullanıcı adının “…”, şifesinin “…”, adının “…” olduğu, ekleyen kişilerin “…, …, … tlb, ilyas a, … hkk” şeklinde isimler verdiği, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında örgütsel nitelikte yazışma içeriklerinin bulunduğu, … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğu, sanığın gizliliği sağlamak için örgütsel haberleşmede ByLock programını kullandığı; dosya kapsamındaki tanık beyanlarına göre, sanığın hâkim ve savcılık sınavlarına hazırlanan öğrenci evlerinden sorumlu olduğu, söz konusu yapılanma içerisinde “Müdür” konumunda bulunduğu, örgüt içerisinde “…” kod adını kullandığı; sanığın örgütün amacını benimseyerek hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sanığın örgütteki konumu, eylemlerinin çeşitliliği ve yoğunluğu dikkate alındığında örgütsel yapılanma içerisinde sıradan bir üyeye göre daha aktif ve etkin pozisyonda bulunduğu anlaşıldığından takdiren ve teşdiden 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusu hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin 01.07.2021 tarihli dilekçesi ile karara itiraz ettiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin 14.07.2021 tarihli ve 2021/359 Değişik İş sayılı kararı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı vekilinin itirazının reddine karar verildiği ve kararın 21.07.2021 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı vekiline tebliğ edildiği, dosya kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığının temyiz talebinde bulunmadığı belirlenmekle, Hazine ve Maliye Bakanlığının temyiz talebinin bulunduğuna dair Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

A. Sanık Müdafiinin 08.09.2021 Tarihli Ek Karara Yönelik Temyiz İstemi

5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar ve aynı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan; “… temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] …, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde sanık müdafiinin kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçuna ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B. Sanık Müdafiinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçuna Yönelik Temyiz istemi

1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren delil olarak kabul edileceği gözetildiğinde; … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğuna ve sanığın ByLock programını … ID numarası ile gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, dosya kapsamına ve tanık beyanlarına göre, gizliliği sağlamak için örgütsel haberleşmede … ID numarası ile ByLock programını kullanan, örgütün hâkim ve savcılık sınavlarına hazırlanan öğrenci evlerinden sorumlu olan, söz konusu yapı içerisinde “Müdür” konumunda bulunup kod adı kullanan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna, örgütsel konum ve faaliyetlerindeki çeşitlilik sebebiyle temel cezanın tayininde teşdit uygulanmasına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

A. Sanık Müdafiinin 08.09.2021 Tarihli Ek Karara Yönelik Temyiz İstemi

Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 08.09.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,

B. Sanık Müdafiinin Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İstemi

Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/782 Esas, 2021/1277 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.02.2023 tarihinde karar verildi.