Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17483 E. 2023/2617 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17483
KARAR NO : 2023/2617
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1724 E., 2018/2399 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği cezanın süresi nedeniyle reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.01.2018 tarihli ve 2017/737 Esas, 2018/63 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.11.2018 tarihli ve 2018/1724 Esas, 2018/2399 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.10.2021 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Bölge Adliye Mahkemesi kararının sanıkla ilgili olmadığına ve çelişkili olduğuna,

2. ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,

3. ByLock kullanmadığına ve içeriklerin olmamasının bu duruma işaret ettiğine,

4. SGK çalışma kayıtlarının müspet suç yönünden delil olarak kabul edilmeyeceğine,

5. Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine,

6. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri …’in çağrısından sonra başka bankadan katılım hesabı getirisine oranla daha yüksek faiz ile kredi kullanıp kullanılan bu kredi ile Bank Asyada katılım hesabı açarak terör örgütüne finansal destek sağlamaya çalışması, bu terör örgütünün her üyesine yüklenmeyen ByLock isimli programın sanığın telefonuna yüklenmiş ve sanık tarafından kullanılmış olması, sanığın çocuklarını kendisinin de çalıştığı FETÖ/PDY terör

örgütüyle irtibatlı olan ve KHK ile kapatılan Özel Yamanlar Kolejine göndermiş olması, yine bu örgütün yayın organı olan Today’s Zaman Gazetesine abone olması ve örgüt içi tayine tabi personel olarak çalışması hususları dikkate alındığında sanığın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olarak örgüt üyesi olduğu kabul edilerek eylemine uyan maddelere göre cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece MAhkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,

ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, söz konusu ölçütler doğrultusunda ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının yeniden talep edilmesi, tespit ve değerlendirme tutanağının temin edilememesi halinde operatör kayıtları ile eşleştirmesi yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilen ByLock HIS (CGNAT) kayıtları ve dosya içerisindeki HTS sonuçları karşılaştırılıp belirtilen hat üzerinden ByLock kullanan kişinin sanık olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişiden teknik rapor alınması ve UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığının araştırılıp bulunması halinde beyan ve ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip elde edilen tüm bilgi ve belgelerle birlikte CMK’nın 217 nci maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılmasından sonra sanığın örgütün görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra da örgütle irtibatını devam ettirip ettirmediğinin şüpheye yol vermeyecek şekilde belirlenmesi ile hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabul ve uygulamaya göre de;

a- Bölge Adliye Mahkemesi kararında sanıkla ilgisi bulunmayan; “sanığın mahkumiyetine karar verilen terör örgütü üyeliği suçu nedeni ile temel ceza belirlenir iken, Anayasa’nın 138/1 inci maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, aynı Kanun’un 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, sanığın devlet memuru olması nedeni ile 657 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince “Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatla bağlı

kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatla uygulamak zorundadırlar. Devlet memurları bu hususu “Asli Devlet Memurluğuna” atandıktan sonra en geç bir ay içinde kurumlarınca düzenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda yapacakları yeminle belirtirler ve özlük dosyalarına konulacak aşağıdaki “Yemin Belgesi”ni imzalayarak göreve başlarlar” şeklindeki yasal düzenleme karşısında,sanığın yasal düzenleme ile devlete karşı sadakat borcu bulunması ve bu hususta yeminli olarak görev yapmasına rağmen Devletin Anayasal düzenine karşı suç niteliğinde olan suç işlemesi nedeni ile kamu personeli olmayan diğer kişilere nazaran suç kastının yoğunluğunun fazla olması göz önünde bulundurularak; temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, asgari hadden cezalandırılarak eksik ceza tayin edilmiş ise de, aleyhe istinaf başvurusu bulunmadığından, bu hususun eleştiri konusu yapılması ile yetinilmiştir.” paragrafın yer alması,

b- Sanığın Today’s Zaman Gazetesine abone olmasının ve çocuklarını FETÖ ile iltisaklı eğitim kurumlarına göndermesinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin dikkate alınmayarak gerekçeye esas alınması hukuka aykırı bulunmuştur.

c- Hükmün 1 inci maddesinde ceza verilen kanun maddesi yazılmayarak CMK’nın 232/6 ncı maddesine muhalefet edilmesi,

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.11.2018 tarihli ve 2018/1724 Esas, 2018/2399 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …