Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17365 E. 2023/2649 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17365
KARAR NO : 2023/2649
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

¸

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2362 E., 2019/127 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2018 tarihli ve 2017/366 Esas, 2018/113 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1, 5237 sayılı Kanun’un 62/1, 53/1-2-3, 58/9 maddesi delaletiyle 58/6, 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik uygulanmasına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.02.2019 tarihli ve 2018/2362 Esas ve 2019/127 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 23.10.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1.Kararın hukuka aykırı olduğuna,
2.Sanığın yargılamanın başından sonuna kadar terör örgütüyle bir ilişiğinin olmadığını beyan ettiğine, sanığın bu beyanlarının yargılama sürecinde elde edilen delillerle uyuştuğuna,
3.Söz konusu terör örgütünün cemaat olarak bilindiği ve dini olarak hayır işleri yaptığının zannedildiği dönemde sanığın hayır işleri kapsamında emeğini ve zamanının vakfettiğine, parasal konulara karışmadığına,
4.Yardım kuruluşlarına destek olmak ve bağış yapmaktan, dini duygularla birkaç toplantıya katılmaktan başka bu örgütle hiçbir bağlantısı tespit edilemediğine,
5.Bu dönemden sonra cemaatin siyasete karıştığını ve maksadının dini duygularla hareket etmek yerine siyaset olduğunu sezdiği dönemde ise, içerisinde bulunduğu yardım ve hayırseverlik işlerinden uzaklaştığını hatta tanık beyanlarıyla da teyit edildiği üzere çevresini değiştirmek maksadıyla taşındığını beyan ettiğine,
6.Haksız yere terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyet kararı verildiğine,
7.Hükme esas alınan eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu ispatlayacak deliller olmayıp sempati düzeyinde kalacak faaliyetler olduğuna, beraatine karar verilmesi gerektiğine ve temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince “İddia, sanığın aşamalardaki samimi savunmaları, soruşturma ve kovuşturma aşamasında dinlenen tanık beyanları, dernek ve banka kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile Bağkur emeklisi olan sanığın 1991 yılından buyana İzmir ili Urla ilçesinde yaşadığı, 2004 yılında kurulan Yıldıztepe Özel Eğitim Basım Yayın Turizm Dağıtım A.Ş. isimli şirketin kurucu ortağı olduğu, bu şirketin örgüte eleman sağlamak amaçlı kurulan ve darbe teşebbüsü sonrasında KHK ile kapatılan “Miraç Erkek Öğrenci Yurdu”, “Muallim Hakkı Gönenç Kız Öğrenci Yurdu” ve “Erimez Kız Öğrenci Yurdu”nu bünyesinde barındırdığı, yine sanığın 1986 yılında kurulup 1998 yılına kadar “Urla İmam Hatip Lisesi Yaptırma ve Yaşatma ve Öğrencileri Koruma Derneği” ismi ile faaliyet gösterip, 28 Şubat süreci sonrası, yeni bir yapılanma süreci içerisine girip seçim ile İsmail Hakkı Ç. isimli şahsın başkan olarak göreve gelip, dernek yönetiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından ele geçirilmesinden sonra ismi “Urla Gönül Elçileri Derneği” olarak değiştirilen dernekte kurucu üye olduğu, bu derneğin faaliyetlerine katıldığı, maddi yardım yaptığı, 2 çocuğunu FETÖ/PDY silahlı terör örgütü müzahiri KHK ile kapatılan okullara yıllarca gönderdiği, örgütün sohbet ve toplantılarına yoğun olarak katıldığı, kendisinin …’in CD’lerini izlettirdiği, aktif propaganda yaptığı, örgütün esnaf mütevelli grubundan olduğu, Urla yapılanmasında aktif olarak çalıştığı, Kırgızistan’a düzenlenen yurtdışı gezisine giderek cemaat okullarını ziyaret ettiği, sanığın tüm bu eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde eylemlerinin disiplinli ve sürekli destek şeklinde ve örgüt üyeliği seviyesinde olduğu, hiyerarşik yapıya dahil olarak mutlak itaat prensibi ile hareket ettiği ve atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının sanık hakkında gerçekleştiği anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili bir kısım bilgi veren ve yargılama aşamasında yapının içerisinde bulunduğu için pişman olduğunu belirten sanığın müdafiinin 01.03.2018 tarihli celsede sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi karşısında sanığın verdiği bilgilerin faydalılık derecesi yetkili birimlerden de sorulup değerlendirildikten sonra sanık hakkında TCK’nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma yeri bulunup bulunmadığının tartışılması gerekirken sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması hususunda denetime imkan verecek şekilde bir gerekçe gösterilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
B. Dosya kapsamında göre kollukta bilgi alma tutanağı ile beyanı alınan Önder Ş, Latif Ö. ve İbrahim T.’nin beyanlarının suçun sübutu açısından belirleyici delil niteliğinde olması nazara alındığında CMK’nın 180/5. maddesi gereğince huzurda yahut SEGBİS ile hazır edilerek sanığın eylem ve faaliyetlerinin kapsamı, görgüye ilişkin yer ve zaman hususları ayrıntılı sorularak eylemlerinin somutlaştırılması, UYAP veri havuzu üzerinde araştırma yapılarak sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının tespiti ile var ise beyanda bulunan şahısların tanık olarak dinlenmesi ve temyiz aşamasında dosyaya gelen İzmir Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 15.02.2023 tarihli yazısı ve eklerinin ve tüm bu delillerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve yetersiz belge ile yazılı şekilde karar verilmesi ve tanık dinleme yetkisi bulunmayan kolluğun bilgi sahibi sıfatıyla dinlediği bu şahısların beyanlarının doğrudan hükme esas alınamayacağının gözetilmemesi,
C. Kabul ve uygulamaya göre de;
1.Sanığın çocuklarını örgüte müzahir okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında doğrudan ve yalnızca 5237 sayılı Kanun’un 58/9. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, uygulama maddesi olarak aynı Kanunun 58/6. maddesinin de gösterilmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.02.2019 tarihli ve 2018/2362 Esas ve 2019/127 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …