YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17227
KARAR NO : 2023/3065
KARAR TARİHİ : 10.05.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte
bilerek ve isteyerek yardım etmek
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kurulan
mahkumiyet.
TEMYİZ EDENLER : Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.10.2018 tarihli ve 2018/180 Esas, 2018/45 Karar sayılı kararı ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.02.2019 tarihli ve 2018/70 Esas, 2019/192 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin üçüncü ve 220 nci maddesinin yedinci fıkraları delaletiyle 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 nci maddesinin yedinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 3 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, bozma görüşünü içeren Tebliğname eklenerek dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafinin Temyiz İstemi
Özetle;
1. Sanığa isnat edilen suçun hukuki, maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
2. Sanığın derneğe iradesi dışından üye yapıldığına,
3. Bank Asyaya talimat üzerine bir para yatırma işlemi olmadığına,
4. Sanığın ByLock programını kurmadığına ve kullanmadığına ve sair sebeplere ilişkindir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Özetle; her ne kadar sanığın kullandığı ByLock programı ile ilgili tespit ve değerlendirme tutanağı bulunmasa da sanığın tüm aşamalarda ikrar içerikli savunmada bulunmuş olması karşısında; örgüt tarafından haberleşme amacıyla kullanılan bu programın, örgütsel amaçla sanık tarafından da kullanıldığının kabulü gerektiği, buna göre yerel mahkeme hükmünde ve Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesinin kararında gösterilen; talimata uygun biçimde Bank Asyaya para yatırma, örgütle bağlantı Anadolu Teknik Elemanları Derneğine üye olup derneğin faaliyetlerine aktif olarak katılma, örgüte maddi yardımda bulunma, örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına katılma biçimdeki diğer deliller de dikkate alındığında silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun unsurlarının oluştuğunun kabulü ile sanık hakkında yerel mahkeme tarafından bu doğrultuda verilen karar ile ilgili yapılmış olan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etme suçundan cezalandırılması usul ve Kanun’a aykırı olduğuna ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince özetle, sanığın ortaokulda okuduğu dönemden itibaren lise ikinci sınıfa kadar Aksaray’da bulunan örgüte ait Büyükkoyuncu Erkek Öğrenci Yurdunda kaldığı, lise son sınıfta bir yıl örgütle bağlantılı Sabah dershanesine gittiği, 1995 yılında Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü kazandığı, üniversitede üç yıl süreyle yine örgüte ait yurtta kaldığı, bu yurtlarda Fetullah Gülen’in kitaplarının okunup, vaaz videolarının izletildiği, 2000 yılında üniversiteden mezun olduğu, 2003 yılında Konya’ya yerleştiği ve 2008 yılından itibaren Konya Çimento AŞ isimli şirkette makine mühendisi olarak çalıştığı, örgütün mali kalesi olarak bilinen Bankasya’da önceden hesabı bulunmasına rağmen örgüt liderinin talimat tarihinden sonra yeni hesap açtırarak hesabını aktif şekilde kullandığı, HTS kayıtlarına göre FETÖ/PDY yapılanmasında yer alan, bu suçtan haklarında soruşturma/kovuşturma yürütülen şahıslarla irtibat içerisinde bulunduğu, örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Anadolu Teknik Elemanlar Derneğine 29.04.2013 tarihinde üye olduğu, bu dernekte yapılan sohbet toplantılarına katıldığı, sohbetlerden sonra para toplanması sırasında sanığın da örgüte yardım olarak para verdiği, 2015-2016 eğitim öğretim yılı 2. döneminde oğlunu örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle KHK ile kapatılan Özel Merve Enva Anaokuluna gönderdiği, sanığa isnat edilen maddi eylemlerin bu şekilde sabit olduğu, sanığın ortaokul yıllarından başlayarak eğitim hayatı boyunca uzunca bir süre örgüte ait yurtlarda kalmak, meslek sahibi olduktan sonra da derneklerine üye olmak, sohbetlerine katılmak suretiyle örgüt ile bağlantısını devam ettirdiği, bu kapsamda örgüt üyeliği suçundan haklarında soruşturma/kovuşturma yürütülen kişilerle sürekli irtibat halinde olduğu, örgüt üyeliğine delil teşkil edecek bir çok eylemde bulunduğu, bu eylemlerinin örgüt üyeliği için gerekli olan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk kriterlerine sahip olduğu, bu yönüyle sanığa atılı bulunan suçun sabit olduğu kanaatine varılmış ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince özetle, her ne kadar sanık … üzerine atılı suçu kabul etmemiş ise de, yukarıda ayrıntıları yazılı olduğu şekilde FETÖ/PDY terör örgütü elebaşısının talimatları doğrultusunda 2014 yılı ocak ayında Bank …’da hesap açması, farklı tarihlerde çok sayıda katılım hesabına para yatırması, örgüte ait Anadolu Teknik Elemanlar Derneğine üye olması, söz konusu dernekte düzenlenen örgütsel toplantılara katılması, toplantı sonrasında örgüte maddi destek sağlaması, Yargıtay uygulaması değerlendirildiğinde terör örgütüne yardım olarak nitelenecektir. Zira 17/25 Aralık 2013 süreci sonrasında özellikle seçilmiş hükümet ve devletin resmi organ ve kurumlarının FETÖ/PDY yapılanması ile karşı karşıya geldiği, örgütün haksız yere elinde bulundurduğu hukuk ve bürokrasi gücünü kullanarak illegal faaliyetlerde bulunduğu, bu durumun kamuoyuna yansıdığı, devletin resmi organ ve kurumlarınca örgütün niyetinin dile getirildiği, tüm bu hadiseleri mesleği ve eğitim durumu itibariyle takip eden sanığın örgütün bankasına örgütün üst düzey yöneticilerinin talimatı sonrasında yukarıda belirtilen miktarlarda katılım hesabı açarak para yatırmak, örgütle bağlantılı derneğe üye olmak, örgütün düzenlediği sohbetlere katılıp, maddi yardımda bulunmak suretiyle örgüte yardım kastını ortaya koyduğu, yardım suçunun oluşması için yardımın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmaksızın yapılması, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden bir kısım faaliyetlerin bulunmasının gerektiği, dosyadaki deliller değerlendirildiğinde sanığın eyleminin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu oluşturduğu Dairemizce kabul edilmiş, yukarıdaki gerekçelerle iddianame ve ilk derece mahkemesi kararında belirtilen terör örgütüne üyelik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı düşüncesi ile örgüte yardım suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1)Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır.
Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220 inci maddesinin 7 nci fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314 üncü maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, esas 9-242, karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107 nci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş.’de gerçekleştirilen mutad bankacılık işlemlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceğinin kabul edilmesi gerekir. Ancak örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüte yardım kastıyla yapılan, örgütün amacına hizmet eden ödeme ve sair bankacılık işlemlerinin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunan ve usulünce tartışılan delillere göre, lise yıllarında örgüt ile tanışan ve örgüt yurtlarında kalan, örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan Derneğe üye olan ve bu dernek kapsamında yapılan örgütsel toplantılara katılan ve örgüte maddi destek sağlayan, örgüt liderinin talimatı üzerine iltisaklı … Katılım Bankası AŞ’de bankacılık işlemleri yapan sanığın süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk oluşturan faaliyetlerinin bütün halinde müsnet silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi ile suç vasfında yanılgıya düşülmesi,
2) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığım söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hakkında müsned suçtan başlatılan soruşturma kapsamında yakalanan sanığın aşamalarda örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun olarak, örgütün yapısı, faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili faydalı bilgiler verdiği anlaşılmakla, belirlenen cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören TCK’nın 221/4-2 nci cümle maddesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun makul ve adil oranda bir indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bam Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.02.2019 tarihli ve 2018/70 Esas, 2019/192 sayılı Kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.05.2023 tarihinde karar verildi.
… … … … …