YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17126
KARAR NO : 2023/3477
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2019 tarihli ve … sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi dokuzuncu fıkrası delaletiyle altıncı ve yedinci fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 26.04.2019 tarihli ve … sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında doğrudan ve yalnızca TCK’nın 58/9 uncu maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, uygulama maddesi olarak ayrıca aynı maddenin 6-7 nci fıkralarının gösterilmesi doğru bulunmamakla beraber Daire tarafından CMK’nın 280/1-a maddesi gereği bu hususun düzeltilmesi mümkün görüldüğünden tekerrüre ilişkin fıkradaki ”58/6-7 maddesi” ibaresinin çıkartılması suretiyle sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.10.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1.Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2.Sanığın kod adı kullanmadığına,
3.Lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine,
4.Kabule esas alınan delillerin hukuka aykırı olduğuna,
5.Eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna,
6.ByLock kullanmadığına,
7.Eşinin Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine,
8.Tanık beyanlarının 2014 öncesine ilişkin olduğuna,
9.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla TCK’nın 314/2 maddesi ve sair sevk maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, sanığın adına kayıtlı 0505 (…) (…) (…) nolu hat üzerinden haklarında FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlaması ile soruşturma yürütülen şahıslarla sıkça görüşmesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY yapılanmasının mahrem imamlarına yönelik yapmış olduğu 2017/68532 soruşturma sayılı dosyasında ele geçen dijital cihaz içeriklerinden elde edilen bilgilere göre sanığın FETÖ/PDY terör örgütünün polis mahrem yapılanması içerisinde yer aldığının ve örgüt içerisinde sanığın derecesinin FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan kişileri temsil eden A4 olarak kodlandığının anlaşılması, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşının Ocak 2014 tarihinde Bank Asyanın kurtarılmasına yönelik yeni hesap açılması ve bankaya para yatırması yönündeki talimatı sonrasında, deşifre olmamak için ev hanımı olan eşi adına hesap açıp, bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde bu hesaba para yatırması, tanık olarak dinlenen A.F.A., M.A. ve T.A.’nın aleyhe beyanlarından, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün polis mahrem yapılanması içerisinde yer aldığının, yurt dışı görevine gittiği tarih olan 29.03.2014 tarihine kadar, önce polis sohbet imamı olarak örgüt içerisinde görev yapan M.A.’nın düzenlediği örgütsel toplantılara katıldığının, daha sonra M.A.’nın kendisini A.F.A. isimli şahsa devretmesi üzerine bu kişinin düzenlemiş olduğu örgütsel toplantılara katılıp, örgüt elebaşısının kitaplarını okuyup, videolarını izlediğinin, diğer örgüt üyeleriyle birlikte örgütsel faaliyetler gerçekleştirdiğinin, örgüte destek amacıyla himmet verip, kurban bağışında bulunduğunun anlaşılması birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olup bu örgüte üye olduğu, örgüt üyeleri ile organik bağ içerisinde bulunduğu, örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığı, sanığın eylemlerinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği, bu haliyle sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği mahkemece kabul edilmiş, her ne kadar sanık üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmemiş ise de, sanığın uzun yıllardır kullandığı 0505 (…) (…) (…) numaralı hat üzerinden haklarında aynı suçtan işlem yapılan bir çok FETÖ şüphelisi ile görüştüğünün belirlenmesi, eşi adına açtırdığı Bank … hesabına, 17/25 Aralık süreci yaşanıp, sözde dini bir cemaat olarak kendini tanıtan örgütün, gerçek yüzünün ortaya çıkmasına rağmen, örgüt elebaşının talimatına uyarak yukarıda belirtilen miktarlarda para yatırmak suretiyle hesabını aktif şekilde kullanması, ilgili hesabın suç tarihi itibariyle halen faal olması, FETÖ/PDY terör örgütünün polis mahrem yapılanması içerisinde teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan kişileri temsil eden A4 kodu ile fişlendiğinin belirlenmesi, tanıklar M.A., A.F.A. ve T.A.’nın aleyhe beyanları, sanığın yargılama aşamasında tanık olarak dinlenen A.F.A.’nın sohbetlerine katıldığını hatırlamadığını söyleyerek kaçamaklı anlatımlarda bulunması, sanıktan ele geçirilen dijital eşyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde, cep telefonu üzerinden 2015 ve 2016 yıllarında FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir internet sitelerine girişler yaptığının tespit edilmesi, sanığın eylemleri ile örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup terör örgütüne organik bağ ile bağlı olduğunun anlaşılması birlikte değerlendirildiğinde, sanık savunması kendisini suçtan kurtarmaya yönelik kabul edilmiş,
savunmaya itibar olunmamış, tanık anlatımlarının sanığın yurt dışı görevine atandığı 29.03.2014 tarihi öncesine ilişkin olması ve sanığın bu tarih sonrasında örgütsel faaliyetlere devam edip etmediğinin tespit edilememesi sebebiyle, o tarih öncesinde dini cemaat görüntüsü altında faaliyet gösteren örgütün, gerçek niyetinin ve amaçlarının sanık tarafından bilinmediği düşünülebilecek olsa dahi, sanığın emniyet mensubu olması, soruşturmanın başından itibaren FETÖ/PDY yapılanması ile olan bağını inkar ederek, örgütsel tavrını ortaya koyması, sanığın 29.03.2014 tarihi öncesi katıldığı, tanık anlatımlarıyla sabit olan örgütsel toplantıların, büyük bir gizlilik içerisinde, katılımcıların yada örgüt abisi denilen örgüt üyesinin evinde sınırlı sayıda katılımcı ile gerçekleştirilmesi, bu toplantılarda dini bilgiler dışında örgüt elebaşının kitaplarının okunup videolarının seyrettirilerek örgüt propagandasının yapılması, aynı örgüt içerisinde bulunan kişilerin kendi sohbet grupları dışındakileri bilemeyecek şekilde hücresel yapılanmaya gidilmesi, sanığın da içinde bulunduğu grubun örgüt içinde mahrem yapı olarak kabul edilmesi, tanık anlatımlarıyla mahrem yapı içinde kod adı kullandığının anlaşılması karşısında, sanığın 29.03.2014 tarihi öncesi eylemlerinin de örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesi gerektiği mahkemece kabul edilmiş ve hata hükümlerinin uygulanması düşünülmemiş, üzerine atılı FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçunun sübuta erdiği kabul edilerek eylemine uyan maddelere göre cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında doğrudan ve yalnızca TCK’nın 58/9 uncu maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, uygulama maddesi olarak ayrıca aynı maddenin 6-7 nci fıkralarının gösterilmesi doğru bulunmamakla beraber Daire tarafından CMK’nın 280/1-a maddesi gereği bu hususun düzeltilmesi mümkün görüldüğünden tekerrüre ilişkin fıkradaki ”58/6-7 maddesi” ibaresinin çıkartılması suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Dosyaya sunulan 27.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda sanığın örgütle iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş’de hesabının bulunmadığının belirtilmiş olması nazara alındığında, sanığın eşine ait Bankasya hesabında meydana gelen hesap arttırımlarının sanık yönünden suçun delili olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek tüm dosya kapsamı incelendiğinde, veri inceleme raporuna göre FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında emniyet mahrem yapılanması içerisinde “A4” derecesinde olduğu, görevi nedeniyle yurtdışına çıktığı 29.03.2014 tarihine kadar örgütsel nitelikteki sohbetlere katıldığı belirlenen, İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı belirlenerek, sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile sair hususlar yerinde görülmemekle, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 26.04.2019 tarihli ve 2019/548 Esas ve 2019/657 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.05.2023 tarihinde karar verildi.