Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17115 E. 2023/3188 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17115
KARAR NO : 2023/3188
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/705 E., 2019/51 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2018 tarihli ve 2017/98 Esas, 2018/15 sayılı kararı ile

Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin yedinci fıkrası 58 inci maddesinindokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/705 Esas, 2019/51 sayılı kararı ile

Hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.10.2021 tarihli, temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle ;

1- Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,

2-Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanmadığına,

3-Sanığın isnat edilen suçu işlediğine dair somut delil olmadığına,

4-Mahkeme kararında temel hak ve hürriyetlerin kullanımının suç ve delil olarak gösterildiğine,

5-Huzurda dinlenilmeyen tanık beyanlarının hükme esas alındığına,

6-ByLock indirmenin ve kullanmanın suç olmadığına,

7-ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,

8-Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,

9-Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin hükme esas alındığına

10-Eksik incelemeye dayalı yargılama yapıldığına,

11-Yargılama sırasında CMK hükümleri gereği delillerin tartışılması bölümünün yapılmadığına

12-Hata hükümlerinin uygulanması gerektiğine,

13-Mahkumiyet hükmünde alt sınırdan uzaklaşmaya gerekçe gösterilmediğine,

14-Mahkumiyet hükmünün kanuna uygun gerekçeyi içermediğine

Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2018 tarihli ve 2017/98 Esas, 2018/15 sayılı kararı ile; sanık …’ün KOM Daire Başkanlığı havuz sorgu sisteminde yapılan sorgulamasında 0544 … .. .. numaralı telefon hattı üzerinden 354723 ID numarası ile ByLock’a birçok defa giriş yaptığının ve aktif olarak kullandığının dosyada mevcut Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 31.10.2017 tarihli ve 2016/180056 sayılı yazıları ekinde yer alan mesaj tespit tutanağı ile belirlendiği, sanığın kendi adına kayıtlı 414556 hesap nolu Bank … hesabında 31.12.2013 tarihinde 297,57-TL para olduğu bu hesapta 24.12.2014 tarihi itibariyle 13,081,46-TL bakiyenin bulunduğu hesap artış tarihinin örgütün Bank … hesaplarına dair çağrısı gözetildiğinde aleyhine delil teşkil ettiği, ayrıca tanıklar R. Ş. ve H. A.nın aşamalardaki kısmen uyumlu beyanları da gözetildiğinde FETÖ/PDY ile irtibatlı eğitim kurumu adı altındaki yerlerde çalışmasının da örgütsel irtibatlarına dair iddianın subütunu destekleyen yan delil niteliğinde olduğu, kabul edilmiş sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yönetici/üyelerinin kullanımı için oluşturulmuş ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan ağ özelliğini bilerek (kasten), sisteme ancak şifre ile girilebilen dönemde bir çok kez kullandığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna yazılan müzekkereye gelen cevabı yazı ve ekli iletişim kayıtlarının tetkikinden, sanığın 11.08.2014 ile 04.12.2014 tarihleri arasında farklı tarihlerde birçok defa ByLock sunucu ve sistemlerine ait IP adresine iletişim kaydının bulunduğunun belirlendiği, sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde bulunup örgüt üyesi olduğu anlaşılmakla, örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek bu örgüte girip, örgüte katılmayı, bağlanmayı ve hiyerarşik gücün emrine girmeyi kabul ettiği anlaşılan sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülmüş cezalandırılmasına dair karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/705 Esas, 2019/51 sayılı kararı ile; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik silahlı terör örgütü üyeliği yakalama tarihine kadar temadi eden suçlardan bulunduğundan, 10.11.2016 olan yakalanma tarihinin suç tarihi olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığında 08.08.2016 ve 28.07.2016 yazılması mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüş, gerekçeli karar başlığında suç adının “silahlı terör örgütüne üye olma” yazılması gerekirken “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık, Terörizmin

Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” şeklinde yazılması mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüş, yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle red edilmesine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin istinaf gerekçelerinin yerine görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında,

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenleAnkara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/705 Esas, 2019/51 sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay İlamının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …