Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/16928 E. 2023/2968 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16928
KARAR NO : 2023/2968
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1993 E., 2019/359 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk derece mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli, 2017/481 Esas ve 2018/245 sayılı kararı ile sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci

maddesi gereği 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine karar verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 13.03.2019 tarihli, 2018/1993 Esas ve 2019/359 sayılı kararı ile kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafiinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi:

1-Delillerin mahkumiyet için yeterli olmadığına, eksik araştırma yapıldığına,

2-Suçun unsurlarının bulunmadığına, kararın bozulmasına ve sair nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın FETÖ/PDY ile iltisaklı Sağlıklı Yaşam ve Sporu Sevdirme Derneğinde bir süre yönetim kurulu başkanı olduğu, Malatya Memurları Bilgilendirme Bilinçlendirme ve Kültür Derneğine üye olduğu ve yönetim kurulunda görev aldığı, yine Vikaf Kültürler Arası Dostluk Derneğine üye olduğunun anlaşıldığı, FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu nedeniyle kapatılan Ufuk Büro Sen Sendikasına üyeliğinin tespit edildiği, tanık sıfatıyla dinilenen Abdurrahman Ş’nin soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde; Malatya Memurları Bilgilendirme Bilinçlendirme ve Kültür Derneğine üye olduğunu, 2012- 2013 yılı arasında dernek üzerinden “Milleti Yaşat ki Devlet Yaşasın” projesini yaptığını ve bu projenin değerinin 100.000 TL olduğunu, bu derneğe maliye de çalışan sanık … ve bir çok arkadaşıyla gittiğini beyan ettiği, sanıktan ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi sonucunda hazırlanan raporda; Irmak TV ve Cihan uygulamasına rastlanılmış olduğunun tespit edildiği, sanığın birden çok örgütle iltisaklı derneğin yönetim kurulunda görev almak suretiyle örgütün amaçları doğrultusunda 2012-2014 yılları arasında dernek kuruculuğu ve yönetim kurulu başkanlığı yapmak suretiyle örgütün varlığına veya güçlendirilmesine somut katkısının bulunduğunun kabulü gerektiği, bu haliyle sanığın örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek bu örgüte girip, örgüte katılmayı, bağlanmayı ve hiyerarşik gücün emrine girmeyi kabul ettiği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup örgütün faaliyetleri çerçevesinde eylemlerde bulunduğu dolayısıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit olmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Her ne kadar karar başlığında suç tarihi 15.07.2016 yazılmış ise de, temadi eden suçlardan olan silahlı terör örgütne üye olma suçunda suç tarihinin sanığın yakalandığı tarih olan 24.10.2016 tarihi olduğunun gözetilmemesi yerinde giderilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.

Bu husus dışında yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların istinaf denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdanı kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 280/1.a maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

a) Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm İşlemek İçin Örgütlenme, s. 383 vd.).

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… Özel Kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt s. 28, Özgenç Genel Hükümler s. 280).

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Örgütle iltisaklı derneklere üye olup bir süre yönetiminde bulunmak dışında, herhangi bir örgütsel faaliyeti tespit edilemeyen sanığın eylemlerinin örgüte sempati düzeyinde kaldığı, müsnet suçtan mahkumiyete ilişkin kesin ve yeterli delil ikame olunamamasına nazaran sanığın soruşturma aşamasından itibaren süreklilik gösteren aksine kanıtlanamayan savunması da gözetildiğinde müsnet suçtan beraati yerine, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile mahkumiyet hükmü kurulması,

b) Kabul ve uygulamaya göre de:

Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 ncı maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 13.03.2019 tarihli, 2018/1993 Esas ve 2019/359 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 304/2 nci maddesi (a) bendi uyarınca dosyanın Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …