YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16524
KARAR NO : 2023/2859
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1995 E., 2019/362 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.05.2018 tarihli ve 2017/81 Esas, 2018/118 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 13.03.2019 tarihli ve 2018/1995 Esas, 2019/362 sayılı Kararı sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.10.2021 tarihli, bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi özetle, Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine, ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna, ByLock kullanmadığına, ByLock verilerinin çelişkili olduğuna dolayısıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine, SGK çalışma kayıtlarının ve sendika üyeliklerinin, müspet suç yönünden delil olarak kabul edilmeyeceğine, etkin pişmanlıkta bulunan, aynı suça ilişkin şüpheli veya sanık konumunda olan kişilerin beyanlarının ve teşhislerinin hükme esas alınamayacağına, HTS kayıtlarının; görüşme içeriklerinin tespit edilememesi nedeniyle suçun delili sayılamayacağına, kararın bozulmasına ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın, Sanık …’ın kendi üzerine kayıtlı 0505 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı ile iki farklı imei numaralı cihaz ile Bylock isimli programın kullanıcısı olduğu, örgüte müzahir kurumlarda çalıştığı ve Pak Eğitim İş Sendikasına üye olduğu iddiasıyla hakkında terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma başlatıldığı, tarih öğretmeni olup, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne müzahir olması nedeniyle kapatılan Bitlis Nizam Eğitim Öğretim Kurumları A.Ş.’de 2004-2006 yılları arasında, Bayburt Kardelen Özel Eğt. Yurt İşlt İnş Dağt. Paz Hiz Tic. Ltd Şti.’nde 2006-2010 yılları arasında, Samsun Feza Özel Eğitim Tic San AŞ. Şirketinde 2010-2016 yılları arasında çalıştığı ve bu kurumlarda çalıştığına dair SGK kayıtlarının dosya arasında bulunduğu, sanık savunmasında bu hususu doğrulayıp ataması yapılmadığı için geçimini temin etmek amacıyla çalıştığını beyan etmiş ise de, örgütün faydalanabileceği ve kullanmaya elverişli bireyleri öncelikle kendi kurumlarında istihdam ettiği, fayda görmemesi halinde devlet kurumlarına yönlendirdiği hususunun ülke genelinde örgütle ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturma dosyalarından bilinen bir gerçek olduğu, bu nedenle sanığın savunmasının doğruyu yansıtmadığı ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar edilmediği,
Sanığın örgüte müzahir kurumlarda çalışması nedeniyle yine örgütün finans kaynaklarından birisi olan ve özellikle himmet paralarının aklanması ve yurt dışı para transferlerinde kullanılan Bank …’dan maaş aldığı, sanık hakkında düzenlenen MASAK rapor içeriğine göre sanığın hesabından maaş ödemesinin yanı sıra örgütün çeşitli kurumlarında çalışan ve hakkında örgüt üyeliği nedeniyle soruşturma yürütülen şahıslarla farklı tarihlerde havale ve EFT yoluyla para alışverişinde bulunduğunun tespit edildiği,
Yine sanığın 667 sayılı KHK ile kapatılan FETÖ-PDY silahlı terör örgütüne aidatı, irtibatı ve iltisakı tespit edilen Pak Eğitim İş sendikasına 17/25 Aralık sürecinden sonra 06.05.2014 tarihinde üye olduğunun tespit edildiği, sanığın sendikaya üyelik hususunda mahkememiz huzurunda “Sendikaya E-devletten üye oldum, suç ise devletin resmi kanalında neden bulundu, onuda anlayabilmiş değilim. Kendi irademle de olmadım. Genel toplantıda sendikaya üye olunması … yararımıza olacağı söylendi, bende bunun üzerine üye oldum.” şeklinde beyanda bulunduğu, sanığın savunması ile de sabit olduğu üzere sendikaya örgüt talimatı doğrultusunda üye olarak talimatları yerine getirdiği, örgütün devleti ele geçirme stratejisi doğrultusunda dernekleşme ve sendikalaşma faaliyetine 17/25 aralık dönemi sonrası önem verdiği ve bu tarihten sonra yoğun olmak üzere sendikal faaliyetlerde bulunduğu sabit olup, sanığın bu yöndeki savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar edilmediği, ayrıca sanığın sendikaya üyelik tarihinin 17/25 Aralık sürecinden sonraki döneme denk gelmesinin örgütle irtibatının güçlü olduğuna delalet ettiği, Sanığın Ankara C.Başsavcılığının 2014/37666 sayılı FETÖ/PDY ana çatı soruşturması kapsamında HTS kaydı alınan 72 şahsa ait 336 numaradan olan Ziya Demirel adına kayıtlı 0505 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı ile 19.10.2012 tarihinde iletişim kaydının bulunduğu, sanığın savunmasında Ziya Demirel’in tarih yazarı olduğunu, yazdığı bir kitapla ilgili kendisini aradığını beyan ettiği, Sanık adına kayıtlı olduğu tespit edilen ve kendi kullanımında olduğunu belirttiği 0 505 839 59 10 numaralı GSM hattı ve bu hatta kullanılan 3550360048956078 İMEİ numaralı cihaz ile HIS CIGNAT kayıtlarına göre ilk tespit tarihi olan 16.10.2014 ile 28.11.2014 tarihleri aralığında farklı günlerde 703 kez ByLock sunucuları/sistemine ait 46.166.164.177 nolu İP numarası ile iletişim kurduğu, baz istasyonu bilgilerinin 16.10.2014-28.11.2014 tarihleri arasında “Körfez Mahallesi Feza Koleji karşısı-Samsun”, “Yeşilpelit Erkek Öğrenci Yurdu-Samsun”, “Büyükoyumca Köyü-Samsun” şeklinde olduğu, dolayısıyla sanığın 2014 yılında Samsun Feza Koleji’nde çalıştığına ilişkin beyanları ile baz istasyonu bilgilerinin örtüştüğü ve bu nedenle sanığın kendi üzerine kayıtlı olup bizzat kullandığı hat üzerinden Bylock programını kullandığı hususunda vicdani kanaat hasıl olduğu, bu nedenle yargılamanın sürüncemede kalmaması amacına binaen dijital inceleme raporlarının dönüşünün beklenmediği, Soruşturma aşamasında Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Yahya Akaslan’ın, sanığın öğrencileri ders dışı faaliyet kapsamında ışık evlerine götüren öğretmenler arasında olduğunu beyan ettiği, yine şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan …’ın da sanığın 2008-2014 yılları arasında hatırlamadığı bir dönemde dershanede rehberlik faaliyetlerinde bulunduğunu, yani dershaneye gelen lise öğrencilerinin cemaate kazandırılması faaliyetlerinde bulunduğunu beyan ettiği, tanık …’ın mahkememizce talimat yoluyla alınan beyanında ise sanığı sadece aynı dershanede görev yapması nedeniyle tanıdığını, örgütle ilgili bir faaliyetine şahit olmadığını, ancak dershanede çalışan öğretmenlerden genel olarak cemaate öğrenci kazandırılmasının istendiğini beyan ettiği, sanığın aşamalardaki savunmasında örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediği, iddia, sanık savunması, dijital inceleme raporu, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği raporları, CGNAT kayıtları, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanık her ne kadar aşamalarda örgütle bağlantısı bulunmadığını, örgüt talimatı ile hareket etmediğini beyan etmiş ise de, sanığın yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ve örgüt üyeleri ile organik bağ içerisinde olduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde örgütün amaçları doğrultusunda yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arzeden eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, oluşturulması, dahil olunması, kullanılması ve teknik özellikleri itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı Bylock’u kullandığı, sanığın üniversiteden mezun olduktan sonra örgüt tarafından kurulan dershanelerde çalışmaya başladığı, bu kapsamda 2004-2016 yılları arasında sırasıyla Bitlis, Bayburt ve Samsun illerinde örgüt içi tayin sistemine tabi olarak çalıştığı, örgüt talimatıyla 17/25 Aralık sürecinden sonra örgüte müzahir Pak Eğitim İş Sendikasına üye olduğu, Bank Asyada hesabının bulunduğu, örgüt tepe yöneticileri arasında sayılan Ziya Demirel ile görüşme kaydı tespit edildiği ve aleyhine tanık beyanları bulunduğu, bu suretle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu vicdani kanaatine varılarak, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik nazara alınarak takdiren alt sınırdan cezalandırılmasına, belirlenen cezadan 3713 sayılı Kanunun 3. maddesinde sayılan mutlak terör suçlarından olması nedeniyle aynı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca yarı oranında artırım yapılmasına dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1- Bank … hesabındaki rutin bankacılık faaliyetlerinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarakkabul edilemeyeceği anlaşılmakla bu husus değerlendirme dışı bırakılarakılarak sonuca etkili görülmemiştir.
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 esas 2017/3 karar sayılı kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden mümkün ise ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Raporunun getirtilmesi,
3- Dosya arasında beyanı bulunan Yahya Akaslan’ın usulüne uygun şekilde tanık sıfatı ile dinlenilerek sanığın hangi dönemlerde örgütsel faaliyetlerinin bulunduğuna ilişkin detaylı beyanı alınarak CMK’nın 217. maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması,
İstinaf aşamasından sonra dosyaya gelen 20.05.2021 tarihli Sefa Aktürk’ün sanık hakkındaki ifade tutanağının okunması ,gerekirse anılan şahsın usulüne uygun şekilde tanık sıfatı ile dinlenilerek CMK’nın 217. maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması, UYAP’ta oluşturulan Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasında hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde beyan veya ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip, 5271 sayılı CMK’nın 217/1. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerekirse beyan yahut ifade sahipleri tanık olarak dinlenildikten sonra deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz talebi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 13.03.2019 tarihli ve 2018/1995 Esas, 2019/362 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.