Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/16518 E. 2023/3295 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16518
KARAR NO : 2023/3295
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2018 tarihli ve …sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 221 inci maddenin beşinci fıkrası uyarınca 7 yıl 8 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.01.2019 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 10.10.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle,
1.Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3. ByLock kullanmadığına,
4. ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,
5. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Isparta 08.11.1975 doğumlu olduğu, ilk, orta ve lise öğrenimini Isparta ilinde tamamladığı, 1997 yılında İzmir Polis Kolejinden mezun olduğu, aynı yıl Balıkesir Polis Okulunda göreve başladığı, 2006 yılında Erzincan Polis Okulunda, 2011 yılında Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde, Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünde, 2015 yılında Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde, 2015 yılında Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı, son olarak Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğünde 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapmaktayken FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisakı, irtibatı ve aidiyeti olduğu gerekçesi ile 19.08.2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 01.09.2016 tarihinde kamu görevinden ihraç edildiği, Sanığın tanık H. C. A.’nın alınan beyanlarından anlaşıldığı üzere; 2007-2010 yılları arasında sözde sohbet adı altında kamufle edilen örgütsel toplantılara katıldığı, bu örgütsel toplantılarda örgütün dini bir hizmet örgütlenmesi olduğu yönünde izlenim oluşturmak amacı ile Kur-an Kerim ve Risale okunduğu, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in sohbet CD’lerinin izlenildiği, örgüt liderinin örgütün dinsel ve dünyevi görüşleri ile örgütün ideolojisini anlatan kitaplarının okunduğu, toplantıya katılan kişilerden, zekat, himmet, burs, kurban parası adı altında örgütün finansmanının sağlanması amacı ile para toplanıldığı, Sanığın eşi M. Ç. adına kayıtlı (0505) (…) (..) (89) GSM nolu hat üzerinden kullandığı değerlendirilen ByLock isimli kriptolu programı kullandığı, her ne kadar sanık ByLock programını kullandığını kabul etmemiş ise de; eşi adına kayıtlı olan ve ByLock tespit edilen söz konusu GSM hattını uzun yıllardır kendisinin kullandığını kabul ettiği, sanığın kullandığı ByLock programına ilişkin kullanıcı adının ”necmi4140”, ID numarasının 87156, şifre n972000. olduğunun tespit edildiği buna ilişkin ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosya arasında mevcut olduğu, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı incelendiğinde sanığın kullandığı ID’yi ”Nihat” yani sanığın ismi ile ekleyen E. V. isimli ByLock kullanıcısının bulunduğu, sanığın üzerinde ByLock programı tespiti yapılan GSM hattını kullandığını belirttiği, ancak ByLock programını yüklemediğini ve kullanmadığını belirttiği, ByLock programı tespiti yapılan GSM hattının sanık tarafından kullanıldığının bizzat sanık tarafından kabulü ve ByLock programına ait tespit ve değerlendirme tutanağı içeriği nazarında sanığın ByLock programı kullanıcısı olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı görülerek sanığa ceza tayin edilirken; Anayasa’nın 138/1 inci maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanun’un amaç, kapsam ve gerekçesi, TCY’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlenmesindeki yer ve zaman, meydana gelen tehlike ve zararın, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile sübutu kabul edilen silahlı terör örgütüne verilen desteğin niteliği, bunun yanı sıra sanığın Emniyet Müdürü olması hasebiyle silahlı emniyet gücü üzerindeki emir verme yetkisi olması ve örgüt üyesi olduğunun mahkememizce sabit olması birlikte gözetildiğinde; alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi yönünde karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve müstakar kararlarında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı kabul edilmiştir.
c)Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, dosya kapsamına, ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgüt mensupları tarafından düzenlenen örgütsel toplantılarına katılan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemekle yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1 inci maddesi hükmü, TCK’nın 61/1 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanun’un 3/1 inci maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak nazara alınamayacağı da gözetilmeden, TCK’nın 61/3 üncü maddesine aykırı olarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.01.2019 tarihli ve 2018/259 Esas, 2019/32 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.