Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/16160 E. 2023/3093 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16160
KARAR NO : 2023/3093
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.01.2018 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.10.2021 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1.Usul ve kanuna aykırı karar verildiğine,
2.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
3.Eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna,
4.Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğuna,
5.Delillerin yetersiz olduğu, delillerden ziyade varsayıma dayalı yargılama yapıldığına,
6.ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,
7.ByLock verilerinin çelişkili olduğuna dolayısıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine,
8.Etkin pişmanlıkta bulunan, aynı suça ilişkin şüpheli veya sanık konumunda olan kişilerin beyanlarının ve teşhislerinin hükme esas alınamayacağına,
9.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanık savunmalarında aksini beyan etmiş ise de sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bir bağ kurduğu, münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından gizliliği sağlamak amacıyla haberleşme için bir kısım örgüt mensupları tarafından kullanılan ByLock özel iletişim ağına dahil olarak yoğun bir şekilde kullandığı, ByLock içeriklerinin tespit edildiği, ByLock üzerinden Baykan İlçe Emniyet Amirliğinde çalışan polis memurları S.T., E.G., İ.A. ve E. U. ile irtibatlı olduğu, sanığın örgütün mahrem (Emniyet Yapılanması) kısmının hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı, 2014 yılı ve sonrasında mahrem yapının sohbet toplantılarına katıldığı ve örgüte finansal destek sağladığı anlaşılmakla, örgüt hiyerarşisi içerisinde bulunarak örgüt üyeliği suçunda aranan eylem çeşitliliği, sürekliliği ve yoğunluğu ölçütlerini karşılayacak şekilde örgütün varlığına ve güçlenmesine nedensel bağ oluşturacak eylemlerde bulunduğu sabit kabul edilmiş; yukarıda açıklanan delillerin mahiyeti ve ispat gücü yönünden mahkememizde bir tereddüt oluşmadığından sanığın inkara yönelik savunmasına itibar edilmemiştir.
Sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince, TCK’nın 61 inci maddesinde belirtilen suçun işleniş biçimi, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kastının ağırlığı, eylemlerinin yoğunluk, çeşitlilik ve sürekliliği, sanığın örgüt içerisindeki hiyerarşik konumu, amaç ve saiki göz önünde bulundurularak takdiren 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanığın üzerine atılı suçu, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemiş olduğu anlaşıldığından, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1inci maddesi gereğince verilen cezada takdiren yarı oranında arttırım yapılarak 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; TCK’nın 61/2 nci maddesi gereğince sanığın sanığın eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri, suçun işlendiği tarihteki durumu ve sabıkasız geçmişi de dikkate alınıp cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içinde sohbet adı altında yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, örgüt üyeleri tarafından kendi aralarında örgüte her şeyi ile teslim olan polis memurunu ifade eden “SAY” kodu ile kodlandığı, örgüt içi haberleşmesini ByLock adlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiği belirlenen, ilk derece mahkemesinin ve bölge adliye mahkemesinin kararlarında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemekle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2018/707 Esas, 2019/336 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.05.2023 tarihinde karar verildi.