Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/15998 E. 2023/3147 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15998
KARAR NO : 2023/3147
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.03.2018 tarihli ve …. sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1, 5237 sayılı Kanun’un 62, 53, 63, 58/9 uncu maddeleri

uyarınca 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 10.12.2018 tarihli ve … sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunda 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.09.2021 tarihli onama görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;

1. ByLock verilerinin hukuka uygun delil olmadığına, yalnızca uygulamaya hayatın olağan akışına aykırı sayıda ve sıklıkta erişim sağlandığını gösteren çelişkili BTK, HTS, CGNAT ve ByLock sunucu kayıtlarının hükme esas alınamayacağına,

2. Suçun manevi unsurunun oluşup oluşmadığı,

3. Tanık S. O.nun Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dinlenmediği,

4. Sendika ve dernek üyeliğinin olmadığı ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

1. İlk Derece Mahkemesi Kabulü

Sanığın aşamalarda alınan beyanları ve Bank … hesap hareketlerine ilişkin alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere sanık en son Körfez Dershanesi olmak üzere FETÖ/PDY’nin eğitim kurumlarında çalışmıştır. Sanığın FETÖ/PDY ile iltisaklı Körfez Dershanesinde öğretmen olarak çalışması örgütün, eğitim kurumlarına çalışan seçerken, örgütle bağlantılı ya da en azından örgütün ideolojisine yakın kişilere yöneliyor oluşu ve sanık hakkındaki diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; sanığın örgüt üyeliği için aranan şartlardan olan örgütle organik bağın bulunması kriterini taşıdığı kanaati güçlenmiştir.

S. O. etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu beyanında sanık ile ilgili olarak özetle; “sanığı tanıdığını, örgüte ait Körfez Dershanesinde kimya öğretmeni olduğunu, aynı zamanda dershanenin lise bölümünün baş rehberi olduğunu, örgütün liseyi bitirmiş ve üniversiteyi kazanan öğrencilerini gidecekleri illerde evlere ve yurtlara yerleştiren kişi olduğunu ve sanığın kendisine eşinin il ablası yardımcısı olduğunu söylediğini” beyan etmiş ve kendisine yaptırılan teşhis işlemi ile sanığı teşhis etmiştir. Tanığın beyanları irdelendiğinde; sanığın örgüt içerisinde emir talimata tabi görevli olduğu,

örgüt için büyük önem arz eden öğrenci yapılanmasının bir ayağı olduğu ve eşinin durumu da göz önüne alındığında örgütü bir yaşam tarzı olarak benimsediği kanaatine varılmıştır.

Tüm bu veriler ve yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalar çerçevesinde; sanığın FETÖ/PDY mensuplarının kullanmış olduğu gizli haberleşme sistemi olan Bylock isimli programın kullanıcısı olması, örgütle iltisaklı sendikaya üye olması, S. O.nun beyanı, FETÖ/PDY’nin finans kurumu olan Bank Asyada örgüt lideri Fetullah Gülen’in talimatları sonucu katılım hesapları açmış olması ve örgütle iltisaklı dershanelerde çalışmış olması dikkate alındığında sanığın bu eylemlerinin, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatları doğrultusunda silahlı terör örgütü üyeliği için aranan hiyerarşik-organik bağ, çeşitlilik, süreklilik, yoğunluk kriterlerine uyması, sanık ile örgüt arasında hiyerarşik ilişkinin bulunduğu, silahlı terör örgütü suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğu kanaatine varılarak mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “Her ne kadar ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden hüküm kurulmuş ise de, sanığın örgüt içi tayine tabi tutularak örgütle iltisaklı dersanelerde görevlendirilmiş olması, örgütle iltisaklı olan Pak Eğitim İş Sendikası üyeliği, itirafçı şüpheli S. O. beyanıyla dersanede başrehber şeklinde görevli olması, üniversiteyi kazanmış öğrencilerin örgüt adına evlere ve yurtlara yerleştirilmesiyle ilgili görevlendirilmiş olması nazara alınarak dosya kapsamındaki mevcut deliller itibariyle sonuca etkili görülmediği ” kabul edilmek suretiyle esastan red kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafinin temyizinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;

1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; temyiz aşamasında dosya içerisine konulduğu anlaşılan ve sanığın Bylock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının CMK’nın 217 nci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra değerlendirilme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,

2. Mahkumiyete esas alınan, suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın kişiselleştirilmesi bakımından belirleyici delil niteliğinde olan tanık S. O.nun, doğrudan aleni duruşmada sanığın huzurunda veya 5271 sayılı CMK’nın 180/1-2-5 maddesi gereğince SEGBİS kullanılmak ya da anılan Kanun’un 181/1 maddesinde öngörülen usule riayet edilmek suretiyle istinabe yoluyla dinlenip AİHS’nin 6/3-d

ve Anayasa’nın 36 ncı maddeleri ile teminat altına alınan “iddia/kamu tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek” hakkı tanınması gerektiği gözetilmeden; sanığın tanığı sorgulama hakkının engellenmesi suretiyle CMK’nın 180/1 ve 181/1 maddelerindeki emredici hükümlere riayet edilmeyerek savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak şekilde CMK’nın 181/1 ve 210 uncu maddelerine muhalefet edilerek hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmekle tebliğnamedeki onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 10.12.2018 tarihli ve 2018/714 Esas ve 2018/650 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …