YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15834
KARAR NO : 2023/734
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
DURUŞMA TALEPLİ
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1629 E., 2018/1681 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.06.2018 tarihli ve 2018/206 Esas, 2018/316 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 07.12.2018 tarihli ve 2018/1629 Esas, 2018/1681 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın ByLock yüklemediğine ve kullanmadığına, CGNAT kayıtları ile HTS kayıtları karşılaştırmasının yapılmadığına, ByLock ve tespit ve değerlendirme tutanağının bulunmadığına, Bank … hesap hareketlerinin mutad bankacılık faaliyetlerinden ibaret olduğuna, sanığın çalıştığı kurumun tüm yasal şartlar yerine getirilerek kurulup faaliyet gösteren bir kurum olduğuna, sanığın mahkumiyetine konu suçun maddi ve manevi unsurları itibari ile oluşmadığına, sanığın suç işleme kast ve iradesiyle hareket etmediğine, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık …’nün FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının haberleşme aracı olarak kullandıkları ByLock isimli programı 0541 (…) (..) (..) numaralı hattı üzerinden kullandığının tespit edildiğinden ve Bank Asyada hesabının olduğundan bahisle sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
Sanık savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, örgüte ilişkin toplantılara katılmadığını, parasal yardımda bulunmadığını, İzmir ve …’de yapıya ait olan … Dershanesinde öğretmenlik yaptığını, Bank Asyadaki hesabı dershanede çalışmaya başlayınca 2000 yılında maaş hesabı olarak açtırdığını, ByLock kullanmadığını beyan etmiştir.
0541 (…) (..) (..) numaralı telefonla Litvanya’da bulunan … IP ile 06.09.2015-16.11.2015 tarihleri arasında … Paşa Alanı Mahallesi ve … Alışveriş Merkezindeki baz istasyonları kullanılmak suretiyle 47 kez bağlantı kurulduğuna dair NAT kayıtları dosyaya celp edilmiş, sanıktan sorulduğunda: “0541 (…) (..) (..) numaralı telefonu ben kullanıyordum. Ancak ben böyle bir bağlantı kurmadım. Benim çocuğum internete girmeyi sever. O yanlışlıkla böyle bağlantılar yapmış olabilir. Ayrıca namaz vakti gibi programlar da indirdim. Bu programlar beni bu IP’lere yönlendirmiş olabilir.”şeklinde beyanda bulunmuştur. Sanığa ait 0541 (…) (..) (..) numaralı hatta ait HTS kayıtlarının ve ByLock programına ilişkin kiralanan IP adreslerine ait kayıtlar dosyada mevcuttur.
Sanık, yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği ve Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, örgütün haberleşme aracı olan ve örgüt üyelerinin onayı olmaksızın bu haberleşme sistemine girilemeyen ByLock adlı programı aktif olarak kullanmıştır. ByLock programını aktif olarak kullanmış olması dahi terör örgütü üyesi olduğunun açık kanıtıdır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliğinin kriterlerinden biri de sözde örgüt yöneticisinin çağrısından sonra Bank … para yatırma veya yeni hesap açtırma eylemlerinin olup olmadığı hususudur.
İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan görevlendirme sonucu Bank … hesap hareketleri üzerinde Bilirkişi M.A.P. tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 08.12.2017 tarihli raporda destek işlemine rastlanıldığı bildirilmiştir.
Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu bilinen ve bu gerekçeyle KHK ile kapatılan … Dersanesi’nde öğretmen olarak çalıştığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar Yargıtay kararları ve bir kısım Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında, şahsın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumlarda çalışmış olması, destek amaçlı Bank … para yatırmasının örgüt üyeliği için yeterli olmadığı yer alsa da; sanığın dosya içerisinde yer alan diğer eylemleri de, yani sanığın yalnızca örgüt üyeleri tarafından gizlice haberleşmek amacıyla kullanılan ByLock programını kullanmış olması, bu programın NAT kayıtları da dikkate alındığında, sanığın bu kurumlarda çalışmış olması, destek amaçlı Bank … para yatırması da kanaatimizce terör örgütü üyeliğinin delili sayılmıştır.
Sanık hakkında pişmanlık gösterdiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir iradesinin olmaması da dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 221/4 üncü maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamıştır.
Her ne kadar ByLock içerikleri tespit edilememiş ise de, sanığın tevil yollu ikrarı ile ByLock kullandığını ikrar etmesi (çocuğum bu programla bağlantı etmiş olabilir), Bank … destek amaçlı para yatırmış olması, örgütle iltisaklı kurumlarda çalışmış olması göz önüne alındığında ByLock programını kullandığı değerlendirilmiş ve ByLock içeriklerinin beklenmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Sanığın savunmaları, ByLock tespitine dair tutanaklar, CGNAT kayıtları, resmi kurumlardan gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı ile yukarıda belirtilen hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtilen nedenlerle sanığın, terör örgütü üyeliği için aranan sürekli ve çeşitli eylemlerde bulunmak suretiyle örgütün amaç ve ilkeleri doğrultusunda hareket ettiği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği yolunda her türlü şüpheden uzak bir şekilde aşağıdaki hükme varıldığından, sanığın terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine, hükmedilen sonuç ceza miktarı ve sanığın tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak, adli kontrol hükümleri uygulanmak suretiyle tahliyesine karar verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanan deliller, gerekçe içeriği ve tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı; dairemizce de benimsenen Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 tarih ve 2015/3 Esas 2017/3 sayılı Kararında, yine 14.07.2017 tarih ve 2017/1443-4758 sayılı ilamında açıklandığı üzere; oluşturulması, dahil olunması, kullanılması ve teknik özellikleri itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı ByLock’un sanık tarafından kullanıldığının digital deliller olan HIS (CGNAT) kayıtları, HTS kayıtları, numaranın kullanıldığı cihazların IMEİ kayıtları üzerinde yapılan teknik araştırma ile yetinilip bu programın kullanıldığına dair tespit ve değerlendirme tutanakları ile log kayıtlarının bulunup bulunmadığına dair yeterli araştırma yapılmamışsa da; özellikle sanıktan ele geçen digital materyallerin incelemesi sonucu düzenlenen raporda ByLock isimli uygulamaya ait net.client.by.lock tanıtıcı adıyla kalıntılara rastlanması ve karar yerinde tartışılan diğer somut deliller ile de sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğunun duraksamasız biçimde saptandığı anlaşılmaktadır.
Bu hali ile;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kabul edilen sanık ile ilgili hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların istinaf denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, cezayı azaltıcı sebebin niteliğinin takdir kılındığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, verilen hükümde usule ve esasa ilişkin olarak herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla,
İstinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafiinin temyizinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
a) Tebliğnamedeki onama talepli görüşe (b) bendinde gösterilen nedenle iştirak olunmamıştır.
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, söz konusu ölçütler doğrultusunda ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının yeniden talep edilmesi, tespit ve değerlendirme tutanağının temin edilememesi halinde operatör kayıtları ile eşleştirmesi yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilen ByLock HIS (CGNAT) kayıtları ve dosya içerisindeki HTS sonuçları karşılaştırılıp belirtilen hat üzerinden ByLock kullanan kişinin sanık olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişiden teknik rapor alınması, ayrıca UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanık hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığının araştırılması, elde edilecek tüm bu delillerin ve temyiz aşamasında dosyaya gelen K.Ç.ın beyanlarının 5271 sayılı Kanun’un 217 inci maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunması, gerekirse beyanda bulunan şahısların duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilmelerinin sağlanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz delillere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 07.12.2018 tarihli ve 2018/1629 Esas, 2018/1681 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verildi.