YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15830
KARAR NO : 2023/733
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/106 E., 2019/71K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2018 tarihli ve 2017/61 Esas, 2018/150 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/106 Esas, 2019/71 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca davanın yeniden görülerek duruşmalı yapılan inceleme neticesinde; sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın mahkumiyetine konu suçun maddi ve manevi unsurları itibari ile oluşmadığına, mahkemece eksik inceleme ve yetersiz delil ile karar verildiğine, sanığın ByLock kullanmadığına, zaten sanık hakkında ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının bulunmadığına, BTK verilerindeki çelişkilerin bilirkişi incelemesi ile giderilmediğine, veri inceleme raporundaki kodlamayı kesinlikle kabul etmediklerine, raporun maddi verilerek dayanmayan delil değeri olmayan bir belge olduğuna, tanık beyanlarının çelişkili ve gerçeğe uygun olmadığına ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilmek istenen darbe girişimi ve terör örgütünün diğer örgütsel faaliyetleri kapsamında ülke genelinde yürütülen adli ve idari incelemeler kapsamında şüpheliler hakkında FETÖ/PDY terör örgütünün polis yapılanmasına dahil olmak iddiası nedeniyle başlatılan soruşturmalarda sanık hakkında da soruşturma başlatıldığı, sanığın 22.11.2016 tarihinde çıkarılan 677 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildiği, sanık …’in yapılan ByLock sorgusunda, 13.01.2017 tarihli adli kolluk tutanağından da görüleceği üzere, sanığın 0505 (…) (…) (…) numaralı GSM hattı ve …; … İMEI numaralı cihazlar ile ilk tespit tarihi 13.08.2014 tarihi olmak üzere ByLock kullanıcısı olduğu, Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/20880 soruşturma nolu dosyası üzerinden Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilen yetkisizlik kararı şüphelisi S.Y.’nin ifadesinde; sanık …’in 2012-2013 Komiser Yardımcılığı Kursundan devresi olduğunu, kendisiyle Ankara Elmadağ Komiserlik Kursundan dolayı Örgütün evinde kaldığını, evde yapılan toplantılara, sohbetlere katıldığını, Himmet verip vermediğini bilmediğini ancak evde kaldığı süre içerisinde kira ve eşya parası verdiğini, 2013 Temmuz ayından sonraki örgütsel faaliyetler hakkında bilgisinin olmadığını beyan ettiğinin tespit edildiği, her ne kadar sanığın ByLock kullanımına ilişkin içeriklerin tespiti kapsamında yazılan müzekkerelere cevap verilmemiş ise de; sanığın ByLock kullanıcı IP’lerine bağlandığını gösterir ByLock-HTS Baz Raporlarının Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu ve Erzurum Emniyet Müdürlüğünce hazırlanan raporların dosya arasına alındığı, sanığa ait HTS kayıtlarının istendiği, gerekli diğer araştırmaların tamamlandığı, tanıklara ulaşılamaması sebebiyle gelinen aşama itibariyle de dosyaya herhangi bir yenilik katmayacağı görülmekle dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar sanık suçlamaları kabul etmemiş ise de; sanığın 0505 (…) (…) (…) numaralı GSM hattı ile FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının gizli, şifreli haberleşmede kullandıkları ByLock isimli programı kullandığının tespit edilmesi, buna ilişkin olarak mahkememizce alınan ByLock- HTS Baz Raporlarının içeriğine sanığın ByLock kullanıcı IP’lerine defalarca bağlandığının kesinleştiğinin görülmesi ile diğer deliller dikkate alındığında sanığın inkar yönündeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kabul edilerek bu savunmalara itibar edilmemiş olup, yukarıda bahsi geçen sebepler, örgüt yapısı, sanığın konumu ile savunması ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde mahkememizce sanığın bu programı örgüt faaliyeti çerçevesinde kullandığı konusunda herhangi bir tereddüt hasıl olmamıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında terör örgütüne üye olma suçundan Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2018 tarih, 2017/61 Esas ve 2018/150 Karar sayılı ilamın sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyanın incelemesini yapan Dairemizce, CMK’nın 280/1-e maddesi uyarınca, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin dosya içerisine sonradan giren belgelerin CMK’nın 217 inci maddesi uyarınca duruşmada okunarak sanık ve müdafiine savunma yapma imkanı tanınması gerektiğine ilişkin kararları doğrultusunda gereğinin yapılması, suç tarihinin doğru olarak belirlenmesi, diğer hususların takdiri ve sanığın hukuki durumunun sonucuna göre değerlendirilmesi için davanın yeniden görülmesine ve duruşma açılmasına karar verilmiştir.
Sanık hakkında düzenlenen ve dosyaya İlk Derece Mahkemesinin kararından sonra giren veri inceleme raporunda sanığın “A5” yani FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati, bağlılığı en üst seviyede olan kişi olarak belirtildiği görülmüş, söz konusu belge duruşmada okunarak sanık ve müdafiine savunma yapma imkanı tanınmıştır.
Dairemizce yazılan müzekkereye rağmen de sanığın kullandığını kabul ettiği 0505 (…) (..) (..) numaralı hatta ilişkin ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı temin edilememiş ise de, HIS(CGNAT) kayıtlarından sanığın kullandığı hat ile farklı ByLock IP’lerine, farklı günlerde, çok sayıda bağlandığının anlaşılması ve bu bağlantıların sanıkla irtibatlı olan yerlerden yapılması hususları birlikte değerlendirilediğinde, söz konusu bağlantıların tesadüf olarak değerlendirmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve sanığın örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock’u kullandığına dair bir çeşit karine teşkil ettiği kanaatine ulaşılmıştır.
Bununla birlikte, Yargıtay 16. Ceza Dairesi 27.04.2018 tarih ve 2018/159 Esas, 2018/1340 Karar, 06.06.2018 tarih ve 2018/732 Esas ve 2018/1859 Karar sayılı ve benzeri bir çok ilamlarında özetle, kişilerin ByLock kullanıcısı olduğunun kabulü ve örgüt üyeliği suçundan cezalandırılabilmeleri için emniyet müdürlüklerince düzenlenen tutanaklar ve/veya BTK’dan temin edilen HIS(CGNAT) kayıtlarının tek başına yeterli olmadığı, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilip duruşmada tartışılması gerektiğininin ifade edilmesi karşısında, FETÖ ile irtibatlı olduğu konusunda başka bir delil elde edilemeyen kişilerin yalnızca HIS(CGNAT) kayıtlarına dayanılarak örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmalarının mümkün olmadığı açıktır.
Bu halde, Dairemizce tartışılması gereken husus sanığın FETÖ mensubiyetini ortaya koyan başka deliller bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve bu delillerin sanığın hattına ilişkin HIS(CGNAT) kayıtları ile birlikte değerlendirilmesi sonucu sanığın hukuki durumunun belirlenmesidir.
Sanık hakkında düzenlenen ve duruşmada okunan veri inceleme raporunda sanığın örgüt içerisinde “A5” yani FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati, bağlılığı en üst seviyede olan kişi olarak vasıflandırılmış olduğunun görülmesi ve tanık S.Y.’nin sanık ile bir dönem FETÖ’ye ait evde birlikte kaldıkları ve sanığın sohbetlere katıldığına ilişkin beyanı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın FETÖ ile irtibatlı olduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile 16. Ceza Dairesi kararlarında ifade edilen, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından gizli haberleşme amacıyla kullanılan, bu özelliği nedeniyle de terör örgütü üyeliğinin başlıca delili niteliğindeki ByLock haberleşme sistemine dahil olduğu ve örgüt tarafından bağlılığının en üst seviyede kabul edildiği kanaatine ulaşılmış, dolayısıyla sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kabulünün ve uygulamasının yerinde olduğu kanaatine varıldığından sanık müdafinin istinaf isteminin reddine dair hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafiinin temyizinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi ve temyiz aşamasında dosyaya gelen başka dosya şüphelisi …’a ait “Elmadağ Komiser Yardımcılığı Kursundan sınıf arkadaşım, toplantılara, sohbetlere katılan, bu örgüt ile irtibatlı kişidir” şeklinde beyanını içeren ifade tutanağı ile yine temyiz aşamasında dosya kapsamına alınan … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının 5271 sayılı Kanun’un 217 inci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunmadan hüküm kurulması, dosya kapsamında mevcut delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sonuca etkili bulunmamıştır.
1. ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabulü mümkündür. (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay Kapatılan 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararı)
2. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu tarafından 2017/68532 soruşturma numarasına kayden yürütülen soruşturma kapsamında, gizli tanık Garson’un, gerek Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/250 Esas sayılı dosyasında verdiği 16.02.2018 tarihli, gerekse Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 18.04.2017 ve 27.04.2017 tarihli (Kom Daire Başkanlığında alınan) ifade tutanaklarında belirtildiği gibi, anılan örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne sızmış mensupları ile bunlardan sorumlu mahrem imamlarının örgütle irtibatı, bağlılık derecesi ve örgütsel konumu gibi stratejik önemi haiz bilgilerin kaydedildiği dijital materyallerin, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan 18.04.2017 tarih ve 2017/2920 Değişik iş sayılı karara istinaden incelenmesi neticesinde düzenlenen veri inceleme raporunun, müsnet suç yönünden; gizli tanık beyanına ve gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallere dayanılarak düzenlenmiş, sanığın örgütle irtibatını ortaya koyan bir belge olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanığın ByLock programını gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına, tanık beyanlarına göre cemaat evlerinde kalan, sohbetlere katılan ve ayrıca KOM Daire Başkanlığı tarafından gönderilen veri inceleme raporunda, “FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişi” olarak belirtilen sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/106 Esas, 2019/71 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verildi.