Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/15804 E. 2023/15 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15804
KARAR NO : 2023/15
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/4344 – 2019/680
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzelterek esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ıncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen 5 inci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle; 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin., 05.06.2018 tarihli ve 2018/323 Esas, 2018/360 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314/2, 3713 Terörle Mücadele Kanun’un (3173 sayılı Kanun) 5/1, 5237 sayılı Kanun 221/4, 62/1, 53/ 1,2,3, 58/9, 221/5, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi; 12.04.2019, tarihli ve 2018/4344 Esas, 2019/680 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının 6. fıkrasında yer alan paragrafın tamamının hükümden çıkartılarak yerine “Sanığın örgüt mensubu suçlu olması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve ayrıca sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına”, paragrafının hükme eklenmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca düzeltilen hükme yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzelterek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.10.2021 tarihli; usul ve yasaya uygun olan hükmün onamasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Sanığın soruşturma şamasından itibaren etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunduğu bu nedenle etkin pişmanlık indirim oranmının en üst sınırdan uygulanması gerektiğine, hüküm kurulurken hatalı gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşıldığına ve bu hususta somut gerekçeler ile hüküm kurulmadığına, sanığın anılan örgütün; terör örgütü olduğununu öngörmesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağına ilişkindir.
III. OLAY ve OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Makemesinin kabulü
Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün sohbet adı altındaki toplantılarına katılması, örgütün mütevelli üyesi olması, örgüte yardımlarda bulunması, örgüt talimatı doğrultusunda Bank … isimli örgüt finans kuruluşuna para yatırması ve örgütün protesto eylemlerine katılması Milli Güvenlik Kurulu tarafından değerlendirmelerin paylaşıldığı süreç sonrasında da örgütsel faaliyetler içinde yer alması, sanığın sohbet hocalığı dışında kalan üzerine atılı eylemleri ikrar ederek etkin pişmanlıkta bulunması, etkin pişmanlık beyanlarının örgüt üyeleri ile ilgili yeni soruşturma açılmasına ve mevcut şüphelilerle ilgili soruşturmaların derinleştirilmesine katkı sağlaması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden organik bağının bulunduğu, sanığın eylemlerinin bir bütün halinde silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu, mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 314/2 maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın örgütün devamlılığına yönelik kararlar alan ve uygulayan kişilerden oluşan örgüt mütevelli heyeti içinde yer alması gözetilerek takdiren ve teşdiden alt sınırdan kısmen uzaklaşılarak hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun’un 221/4-2. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca indirim yapıldığı belirlenmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Mahkemece suç vasfının tayin ve tespitine ilişkin, denetime imkân verir şekilde değerlendirme yapıldığı ve sanığın; silahlı terör örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına katılması, örgütün mütevelli üyesi olması, örgüte yardımlarda bulunması, örgüt talimatı doğrultusunda Bank … isimli örgüt finans kuruluşuna para yatırması ve örgütün protesto eylemlerine katılması, örgütün operasyonel eylemlerinin kamuoyunca bilinmesinden sonra da örgütsel faaliyetler içinde yer alması ve dosya içerisinde bulunan bylock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığın bilgileri ile uyumlu olduğu değerlendirildiğinde ve tüm dosya kapsamıyla uyumlu olarak sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 314. maddesinin 2. fıkrası kapsamında kaldığının kabul edildiği anlaşılmakla, sanığın örgütteki konumuna göre, örgütün nihai amacını öğrendikten sonra örgütsel faaliyetlerine devam ederek hiyerarşik ilişkiyi sürdürdüğüne ve kastının bulunduğu kabul edilerek, 5237 sayılı Kanun’un 30 maddenin birinci fıkarası kapsamında belirtilen hata hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Ancak; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle TCK’nın 61/3 maddesine aykırı davranılması, nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 esas 2015/1292 karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.) 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldığı süre ve konum itibarıyla, örgütün yapısı, örgütsel faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun, üst sınırdan indirim yapılması gerekirken fazla cezaya hükmedilmesi nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 12.04.2019 tarihli ve 2018/4344 Esas, 2019/680 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manisa 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.01.2023 tarihinde karar verildi.