YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15456
KARAR NO : 2023/2880
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Sanık hakkında bozma üzerine dosyanın gönderildiği ilk derece mahkemesince verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
Sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanun’un 94. maddesi ile değişik CMK’nun 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2018 tarihli ve 2017/16 Esas, 2018/395 sayılı Kararı ile sanık hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ve 63 üncü maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 16.10.2019 tarihli ve 2019/453 Esas, 2019/909 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafi, hazine vekili ve Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. … Bölge Adliyesi Mahkemesi 8. Ceza Dairesi kararının sanık müdafi, hazine vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/289 Esas, 2020/4372 sayılı Kararı ile özetle;
”Tüm bu deliller ışığında, Anayasayı İhlal suçunda hal ve koşullara göre neticeyi önleme yönünden hukuki yükümlülüğü bulunan sanığın, Anayasal düzene yönelik tehlike ve tehditler ortaya çıktığında, farklı saiklerle çekimser kalınmasının görevle bağdaşmadığı, tehdidi ortadan kaldırmak için zamanında ve isabetli karar vermek, uygulamada oluşabilecek riskleri üstlenmek zorunluluğu karşısında, yaşanan somut olayda, Valilik makamına müteaddit kez çağrılmasına rağmen gelmeyi reddetmesi, … Hukuk Fakültesinde Yardımcı Doçent olarak görevli iken …/… terör örgütü ile iltisakı nedeniyle ihraç edilen Veli Karagöz ile 16 Temmuz 2016 günü saat 01:18 ve 01:52’de olmak üzere 2 kez görüşme yapması, …-… Sıkı Yönetim Komutanı olarak atamasının yapıldığının tespit edilmesi ve standart menüde bulunan kişilere sıkıyönetim direktifi konulu mesajı sistem üzerinden göndermesi şeklindeki eylemlerinin kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmaması, neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımaması, suç organizasyonu içinde bir … bölümünün gereği olarak görevlendirilmesi nedeniyle ika edildiğinin kanıtlanamaması nedeniyle müsnet suç yönünden TCK’nın 37. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulamayacağı ancak, suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan hareketlerin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olup, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğu ve sanığın konumu, üstlendiği vazife nazara alınarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden atılı eylemi doğrudan fail olarak gerçekleştirdiğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması ” gerekçesiyle bozulması yönünde karar verilmiştir.
4. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.06.2021 tarihli ve 2021/109 Esas, 2021/138 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası, 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi yollamasıyla 39 ncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası,53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ve 63 ncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5.Dava dosyası,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafileri dilekçelerinde özetle;
-Kararın bozulmakla tamamen ortadan kalkacağına,
-Huzurda alınmayan tanık ifadelerinin hükme esas alınamayacağına,
-Sıkı yönetim komutanı olarak atanmanın tek başına suça iştirak olarak kabul edilemeyeceğine,
-Olmayan bir eyleme yardım etmenin mümkün olmadığına,
-Veli Karagöz ile yapılan görüşmenin gereğince incelenmediğine,
-Kararın bozularak tahliye kararı verilmesine ve sair nedenlere ilişkindir.
T.C…. vekili dilekçesinde özetle;
-Kararın detaylı araştırma yapılmadan verildiğine,
-Cezada indirim yapılmasının yasa ve hukuka aykırı olduğuna,
-Kararın bozulmasına ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık …’ın işlediği sübuta eren “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçunu işlediği yapılan yargılama ve toplanan delillerle sabit olmakla, sanığın eylemine uyan TCK’nun 309/1 maddesi gereğince, suçun işleniş şekli, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın amaç ve saiki gözönüne alınarak takdiren ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın eyleminin bir bütün halinde değerlendirilmesi neticesinde, somut olayda sanığın yardım eden niteliğine haiz bulunduğu anlaşıldığından TCK’nın 39/2-c yollamasıyla 39/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanığın örgütsel faaliyet kapsamında işlediği Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan hükümde mahiyeti itibariyle bir ceza değil cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili bir kurum olan TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanmaması kazanılmış hak oluşturmayacağından infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, sanık hakkında ceza belirlenirken TMK’nın 5/1. maddesinin değerlendirilmemiş olması , bu madde uyarınca artırım yapılacak olan cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olması nedeniyle sonuca etkili görülmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapılması, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlenmesi, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilenmesi, özleri değiştirilmeksizin tartışılması, sanığın valilik makamına birden fazla kez çağrılmasına rağmen gelmeyi reddettiği, … Hukuk Fakültesinde Yardımcı Doçent olarak görevli iken …/… terör örgütü ile iltisakı nedeniyle ihraç edilen Veli Karagöz ile 16 Temmuz 2016 günü 2 kez görüşme yaptığı, …-… Sıkı Yönetim Komutanı olarak atamasının yapıldığının tespit edildiği ve sıkıyönetim direktifi konulu mesajı sistem üzerinden gönderilmesini sağladığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldiği, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla kurulan hükümde bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.06.2021 tarihli ve 2021/109 Esas, 2021/138 sayılı Kararında sanık müdafii ve T.C.Cumhurbaşkanlığınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca … 2.Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.