Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/15386 E. 2023/167 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15386
KARAR NO : 2023/167
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2039 E., 2019/388 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanun’a eklenen geçici 5 inci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.03.2018 tarihli ve 2018/47 Esas, 2018/169 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 221/4-son cümlesi, 62/1, 53/1-2-3, 63/1, 58/9, 221/5 maddeleri ve 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiştir.

B. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 19.03.2019 tarihli ve 2018/2039 Esas, 2019/388 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 16.09.2021 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi, mahkeme kararının eksik inceleme sonucu alındığına, usul ve kanuna aykırı olduğuna, sanığın hata hükümlerinden faydalanması gerektiğine, hiyerarşik bir konumunun bulunmadığına, kastının bulunmadığına, örgütten ayrılma iradesini ortaya koyduğuna, örgüt ile ilgili tüm bildiklerini samimiyetle anlattığına, cebir ve şiddet içeren eylemlerde bulunmadığına, sanık hakkında öncelikle beraat kararı, olmadığı taktirde TCK’nın 30 uncu maddesinde yer alan hata hükümleri dikkate alınarak ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesine, aksi taktirde etkin pişmanlık hükümlerinin en üst hadden uygulanarak karar verilmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

“Dosyadaki ByLock sorgu raporuna göre sanık …’ın adına kayıtlı (…) (…) 50 09 numaralı GSM hattına FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerinin kendi aralarında kullandığı kriptolu mesajlaşma programı olan ByLock isimli programın tanımlı olduğu, sisteme ilk defa 24.12.2015 tarihinde erişildiği tespit edilmiş, BTK’dan gelen veriler uyarınca hazırlanan Telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespitine dair analiz raporundan sanığın adına kayıtlı GSM hattının 24.12.2015 tarihinden başlayarak 16.02.2016 tarihine kadar toplam 69 defa kayıt oluşacak şekilde ByLock sunucularına ait IP adresine bağlandığı anlaşıldığı, sanık bu hususa ilişkin olarak etkin pişmanlık kapsamındaki ifadesinde özetle; (…) (…) 50 09 numaralı GSM hattını kullandığını, bu hatta tanımlı ByLock programını kendisine örgüt içindeki sohbet imamı H. B.’nin yüklediğini, ayrıca bu programdan sonra Eagle programını kullanmaya başladıklarını ve Eagle programını da telefonuna H.

B.’nin yüklediğini beyan etttiği, H. B.’nin de etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde ByLock ve Eagle isimli programları sanığın cep telefonuna yüklediğini beyan ettiği, sanığın 13.01.2014 tarihinde Bank … isimli bankada 12.700 Türk Lirası katılım hesabı açtığı, 17.02.2014 tarihinde 17.571 Türk Lirası katılım hesabı açtığı, diğer tarihlerde de değişik miktarlarda katılım hesabı açmak veya para yatırmak suretiyle Bank …’daki hesabını hareketli olarak kullandığı tespit edildiği, sanığın bu hususa ilişkin olarak etkin pişmanlık kapsamındaki ifadesinde ”…Bank …’da ilk hesap açma tarihim 2011’dir. Bu bankada işlemlerimi rahat yaptığım için bu bankayı kullanmaya devam ettim. 2014 yılında H. B. ”Bank …’ya para yatırsak iyi olur, destekleyelim” diyordu. Benim de bahsettiğim üzere evimi satıp yeni ev aldığımdan arta kalan miktarı öncesinde Türkiye Finans’a yatırmıştım. Türkiye Finans’taki parayı çekip H. B.’nin telkini üzere Bank …’ya yatırdım…” şeklinde beyanda bulunduğu, Zaman Gazetesi yazarı … ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı …’nın gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla 17.12.2014 tarihinde … Eğitim-Sen isimli sendikanın düzenlediği basın açıklamasına sanığın da katıldığı dosyadaki görüntü tespit tutanağından tespit edildiği, sanığın bu hususa ilişkin olarak … Eğitim-Sen isimli sendikaya üye olduğunu beyan ettiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan etkin pişmanlık kapsamında ifade veren H.B., A. K., R. A., O. Ö., N. A. ve M. S.’nin beyanlarından sanığın H. B.’nin memur mütevellisi olduğu, sohbetlere katıldığı, ByLock ve Eagle isimli haberleşme programlarını kullandığı, Zaman Gazetesi’ne abone olduğunun anlaşıldığı, sanığın da etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde sohbetlere katıldığını, dini duygularla bu yapıya kurban ve kurban derisi bağışladığını, burs verdiğini, Kimse Yok Mu isimli derneğe SMS yoluyla bağış yaptığını beyan ettiği, sanığın beyan ve teşhisleri kapsamında Adıyaman KOM Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 27.03.2018 tarihli rapora göre etkin pişmanlık şartlarını taşıyanların dört kısma ayrıldığı, sanığın da beyan ve teşhisleri itibariyle dördüncü kısım etkin pişmanlar grubunda yer aldığı, dördüncü kısım etkin pişmanlar grubunun ”savcılıkça ve kollukça önceden bilinenleri anlattığı için örgütle ve mensuplarıyla ilgili verdiği bilgilerle soruşturmalara hiç katkı sağlamayan, sadece işlem gören örgüt mensuplarını teşhis eden şüpheliler ile genel olarak 17/25 Aralık sürecinden önceki faaliyetleri ve şahısları anlatan şüpheliler” olarak tanımlandığının görüldüğü, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün içinde yer alarak sohbet programlarına katıldığı, örgüte maddi destek sağladığı, örgütsel gizliliği temin maksadıyla ByLock ve Eagle isimli haberleşme programlarını kullandığı, örgüte müzahir … Eğitim-Sen isimli sendikaya üye olduğu ve örgütün tertiplediği basın açıklamasına katıldığı, örgüt elebaşı …’in basına ve medyaya yansıyan çağrısına uyarak Bank … isimli bankaya para yatırdığı, bu şekildeki eylemleriyle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgüt ile organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı, bu itibarla cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmış, suçun işleniş biçimi, eylemin niteliği, suç sebep ve saikleri, sanığın örgüt içindeki konumu ve pişmanlık göstermesi dikkate alınarak temel ceza takdiren alt sınırdan belirlenmiş, sanığın örgütle ilk temasının nasıl gerçekleştiğini, tanıdığı örgüt mensuplarını ve eylemlerini bildirmesi, göstermiş olduğu etkin pişmanlığın derecesi, Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğünün 27.03.2018 tarihli yazısı ile sanığın ifadesinde geçen kişiler hakkında soruşturma yapıldığının belirtilmesi dikkate alındığında sanığın ikrarının samimi olduğu, beyanlarının birbiriyle bağlantılı, tutarlı ve kesintisiz olduğu, netice itibariyle sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde sonuca etkili bilgiler verdiği ve teşhislerde bulunduğu anlaşılmış, sanığın verdiği bilgiler ve bu bilgiler kapsamında hazırlanan raporun derecesi dikkate alındığında cezasından takdiren 1/2 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı” kabul edilerek sanığın mahkumiyetine yönelik hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

A. C bendinde açıklanan gerekçe ile Tebliğname’deki düzeltilerek onama düşüncesine iştirak edilmemiştir.

B. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlıklarında suç tarihinin yakalama tarihi olan “05.09.2016” yerine “05.09.2017” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.

C. Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince belirlenen temel cezadan 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapıldıktan sonra TCK’nın 221/4-son cümlesi uyarınca indirim yapılması ile neticeten 3 yıl 1 ay 15 … hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece TCK’nın 314/2 inci maddesi gereğince belirlenen temel cezadan önce TCK’nın 221/4-son cümlesi uyarınca indirim yapıldıktan sonra 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince artırım yapılması sonuç cezanın doğru hesaplanması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.

D.

1. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi’nin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

2. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas, 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edilmiştir.

3. BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107 inci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım

Bankası AŞ’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilip, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği belirlenmiştir.

4. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, dosya kapsamına göre sanığın gizliliği sağlamak ve örgütsel haberleşme amacıyla ByLock ve Eagle programlarını kullandığı, sohbet programlarına katıldığı, örgüte maddi destek sağladığı, örgüte müzahir sendikaya üye olduğu, örgütün tertiplediği basın açıklama katıldığı, sanığın Bank … nezdindeki hesap hareketlerinin örgüt liderinin çağrısı üzerine örgütün amacına hizmet eder nitelikte olduğu, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde belirtilen hata hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.

5. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 19.03.2019 tarihli ve 2018/2039 Esas, 2019/388 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

19.01.2023 tarihinde karar verildi.