Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/14879 E. 2023/586 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14879
KARAR NO : 2023/586
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1260-2019/1124
SUÇ :Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29 ncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanuna eklenen geçici 5 inci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.09.2018 tarihli ve 2018/384 Esas, 2018/152 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/3 üncü ve 220/7 nci maddeleri yollaması ile 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 nci maddesinin yedinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi ve 63 üncü maddesi uyarınca 1yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2018/1260 Esas, 2019/1124 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi; Bank … hesabının 2010 yılında birikim amacıyla açıldığını, talimat tarihinden önce de yoğun işlem hareketi olduğunu belirterek bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, Aktifsen sendikasının hiçbir illegal faaliyetine katılmadığı, haklarında soruşturma yürütülen HTS kayıtlarında tespit edilen kişilerin tanık olarak dinlenilmeleri gerektiği, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin olup beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
” Sanığın örgütün kontrolündeki finans kaynağı olan Bank Asyada örgütün 17-25 Aralık sürecinden sonra mali durumu hızla kötüleşen mezkur bankaya destek olunması istikametindeki talimatının akabinde, daha önceki hesap hareketlerine nazaran olağandışı kabul edilen bir takım işlemlerinin bulunduğu, bu cümleden olarak 10.01.2014 tarihinde hesabına 2.400 TL para yatırdığı, aynı … 2.487,15 TL’lik katılım hesabı açtığı, yine 16.01.2014 ve 24.01.2014 günlerinde yatırdığı paralarla 24.01.2014 günü 1.765 TL’lik katılım hesabı açtığı, 12.09.2014 günü 3.750 TL tutarında katılım hesabı açtığı, sanığın söz konusu eyleminin, örgütün talimatı üzerine zor durumdaki örgüte ait bankaya ve örgüte destek ve yardımda bulunmak maksadıyla yapıldığı, her ne kadar sanık tarafından BankAsyada hesap açma ve para yatırma eyleminin örgüte yardım saikiyle ve talimat istikametinde olmadığı savunulmuş ise de mezkur bankanın mali açıdan zor duruma düşmesinden ve örgüt içinde mezkur bankaya yardım için adeta seferberlik haline geçilmesinden sonra sanığın hesap açıp para yatırdığı dikkate alındığında, suçtan kurtulma maksadına matuf olduğuna kanaat getirilen sanığın savunmasına itibar edilmemiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü 26.07.2018 tarihli yazısına göre sanığını örgüte müzahir sendikaya Aralık 2013 tarihinde üye olduğu ve bu üyeliği 19.07.2018 tarihine kadar devam ettiği, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü’nün HTS analiz raporuna göre sanığın kullandığı 0 506 (…) (..) (..) nolu telefon ile aralarında FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden soruşturma geçiren toplam 58 kişi ile görüştüğü bunlardan … avukat imamı ile 1 kez, … astsubaylar sorumlusu ile 24 kez, … gençlik merkezi sorumlusu ile 2 kez, … bürokrasi imamı ile 2 kez iletişime geçtiği, tespit edilmiştir. Sanığın örgütün talimatı üzerine örgütün kontrolündeki bankada birden fazla kez özellikle talimat dönemlerinde katılım hesabı açıp para yatırdığı, hurda altın şeklinde fiziki altın da yatırdığı, Aktif Eğitimciler Sendikasına üyelik kaydı, hakkında FETÖ/PDY kapsamında soruşturma ve kovuşturma bulunan bir kısmı firari ,örgüt içinde imam pozisyonunda bulunan 58 kişiyle iletişim kurduğu anlaşılmış olup, sanık aleyhindeki bahse konu deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerinin ceza kanunlarımızda suç olarak tanımlanmayan “örgüt sempatizanlığı” düzeyini aştığı; buna göre sanığın tüm bu eylemlerinin TCK.m.220/7’de düzenlendiği şekliyle, “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi” olarak kabulü için yeterli ancak örgüt üyeliği yönünden yetersiz kaldığı yönünde kanaat oluşmuş olup sanığın eyleminin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu oluşturduğu” kabul edilerek sanığın mahkumiyetine yönelik hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay, olgu ve hukuki nitelendirmede” bir isabetsizlik görülmemiş ancak silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan hüküm kurulmasına karşın gerekçeli karar başlığında suç adının “silahlı terör örgütüne üye olma” olarak gösterilmesi mahalinde giderilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilmiş ve gözaltında kalmadığı anlaşılan sanık yönünden hükümde “sanığın gözaltında kaldığı sürelerin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi uyarınca mahsubuna” şeklinde karar verilmesi sonuca etkili görülmemiş, sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafiinin temyizinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
a) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, BDDK’nun 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş hesabına örgüt liderinin talimat verdiği tarihle uyumlu olacak şekilde 10.01.2014 tarihinde hesabına 2.400 TL para yatıran, aynı … 2.487,15 TL’lik katılım hesabı açan, yine 16.01.2014 ve 24.01.2014 günlerinde yatırdığı paralarla 24.01.2014 günü 1.765 TL’lik katılım hesabı açan ve öğretmen olup örgüte müzahir Aktifsen isimli sendikaya üye olan sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
b) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2018/1260 Esas, 2019/1124 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.02.2023 tarihinde karar verildi.