Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/14701 E. 2023/1968 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14701
KARAR NO : 2023/1968
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanun’a eklenen geçici 5 nci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. …Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2018 tarihli ve 2017/80 Esas, 2018/195 sayılı kararı ile

sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 62, 221 inci maddesinin beşinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 24.09.2018 tarihli ve 2018/317 Esas, 2018/52 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 06.10.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;

1. Sanığın kendi iradesi ile FETÖ içerisinde yer almadığına, görev üstlenmediğine, hiçbir faaliyetine katılmadığına,

2. Çalıştığı okulda muhasebeci olarak değil, sıradan İŞKUR kursiyer elemanı olarak yerleştirildiğine, çalıştığı dönemde sigortası ve maaşının dahi İŞKUR tarafından karşılandığına,

3. Sanığın soruşturmanın başından beri gördüklerini ve duyduklarını tüm samimiyetiyle anlattığına,

4. Pak-Eğitim İş Sendikasına üyeliğinin bilgisi ve rızası dışında yapıldığına,

5. Yargılamanın her aşamasında ByLock ile ilgili tüm bildiklerini anlattığına, telefonunun okul müdür yardımcısı olan İ. B. Ç. isimli kişinin odasındayken, odada K. A. ve İ. B. Ç. isimli kişilerin bulunduğu sırada bu programın yüklenmiş olduğunu da samimiyet ve içtenlikle anlattığına,

6. Aleyhe tanık beyanının bulunmadığına,

7. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi, aksi kanaat halinde TCK’nın 221/3 üncü maddesi gereği ceza verilmemesi, yine aksi kanaat halinde ise TCK’nın 221/4 üncü maddesi gereğince 3/4 oranında indirim uygulanarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine ve temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebeplerine ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Yapılan yargılama, toplanan deliller, sanık savunması, kolluk görevlilerince tutulan tutanaklar, bilirkişi raporu ve bilgi notları, BTK tarafından gönderilen HTS ve HIS kayıtları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, örgüte ait Altınbaşak AŞ’de SGK kaydı bulunan, örgütle irtibatlı Pak Eğitim-İş Sendikasına üye olan;

Sanık …’ın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 tarihli, 2015/3 Esas ve 2017/3 Karar sayılı; 14.07.2017 tarihli, 2017/1443 Esas ve 2017/4758 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere; oluşturulması, dahil olunması, kullanılması ve teknik özellikleri itibariyle münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı ByLock isimli programa, söz konusu programa ait 46.166.160.137 – 46.166.164.176 – 46.166.164.177 – 46.166.164.178 – 46.166.164.179 – 46.166.164.180 – 46.166.164.181 – 46.166.164.182 – 46.166.164.183 IP adreslerine, BTK tarafından düzenlenen kayıtlar dikkate alındığında, bizzat kendi beyanından ve BTK tarafından gönderilen HIS kayıtlarından da anlaşıldığı üzere, fiilen kendisinin kullandığı 0 536 … .. .. numaralı hat ile 01.07.2015-27.08.2015 tarihleri arasında 272 kez bağlantı sağladığı, sanığın aşamalarda yaptığı savunmalarda söz konusu programı kullandığını kabul ettiği (Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 tarihli, 2015/3 Esas ve 2017/3 Karar; 14.07.2017 tarihli, 2017/1443-4758 Esas ve Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, söz konusu verilere ilişkin tespitler hukuka uygun olup, delil olarak kullanılabilecektir.), bu haliyle sanık …’ın örgüte ait bir haberleşme ağına, örgütsel amaçla bağlantı kurmak suretiyle FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediği vicdani kanaatine varılmış ve cezalandırılması yoluna gidilmiştir.

Sanığın örgüt içerisinde yer aldığı tabaka ve eylemlerinin bir özellik arzetmemesi nedeniyle sanık hakkında alt sınırdan ceza verilmesi yoluna gidilmiştir.

Her ne kadar sanık ve müdafii tarafından suç tarihinde bu yapının bir terör örgütü olduğuna dair mahkemelerce bir karar verilmemiş olduğundan, terör örgütü olarak kabulüne olanak bulunmadığı savunulmuş ise de, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 2016/7162 Esas, 2017/4786 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere bir oluşumun suç örgütü olarak faaliyette bulunması her zaman mümkün olup, suç örgütü kabulü için mahkemenin bu yönde bir tespit yapması zorunlu değildir.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 10.07.2017 tarihli, 2017/1517- 4830 Esas, Karar sayılı ilamı ve benzer nitelikteki ilamlarında belirtildiği üzere suçun aydınlatılmasına ilişkin, örgüte katılışı, örgüt tarafından gizliliği sağlamak için kullanılan haberleşme araçları ve örgüt mensupları hakkında konumuna uygun olarak samimi şekilde beyanda bulunan sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği, sanık …’ın aşamalarda yaptığı savunmalarda samimi bir şekilde işlediği suçun aydınlatılmasına yöhelik ve ayrıca örgüt mensuplarına ve örgütsel faaliyetlere ilişkin konumuna uygun olduğu değerlendirilen beyanlarda bulunduğu (ByLock programı kullanma, ByLock programını yükleyen ve yükleten kişilere ilişkin bilgi verme, zorunlu sendika üyeliği, bir kısım örgütsel faaliyetler ile bir kısım örgüt mensubu olabileceğini düşündüğü kişilerle ilgili bilgiler verme) anlaşılmakla, verilen cezadan TCK’nın 221/4-2 nci cümle maddesi uyarınca, verdiği bilgilerin zamanı, niceliği ve niteliği, göz önüne alındığında, takdiren 2/3 oranında indirim yapılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Bölge Adliye Mahkemesince, silahlı terör örgütüne üye olan sanığın verdiği bilgilerin örgütteki konum ve faaliyetine uygun nitelikte faydalı olup olmadığı ilgili birimlerden araştırılarak, sanık hakkında TCK’nın 221/4 maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği görülmüş ise de, aleyhe istinaf başvurusu bulunmadığından, bu husus eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.

Belirtilen hususlar dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göreyapılan incelemede;

Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu ve sanığın tüm aşamalarda ByLock kullandığına ilişkin ikrarda bulunduğu görülmekle, ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, usule uygun şekilde hükme esas alınan CGNAT kayıtları ve sanık savunmalarına göre, ByLock kullandığının, örgüte müzahir okulda muhasebe elemanı olarak çalıştığının, yine örgüte müzahir Pak Eğitim-İş Sendikasına üye olduğunun tespit edildiği, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 24.09.2018 tarihli ve 2018/317 Esas, 2018/52 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz

sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …