Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/14025 E. 2023/627 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14025
KARAR NO : 2023/627
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.04.2018 tarihli ve 2017/289 Esas, 2018/162 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele

Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2018/2679 Esas, 2019/268 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunu, hüküm fıkrasının etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ilişkin 3 üncü paragrafından sonra gelmek üzere “etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında TCK’nın 221/5 inci maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ıncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, sanığın maddi imkansızlıklar sebebiyle belli bir süre örgüte ait evlerde kaldığı ancak örgüt içinde aktif bir durumunun olmadığı, sanığın örgütün amaçlarını bilecek durumda olmadığı, İlk Derece Mahkemesinde hata hükümlerinin tartışılmadığı, sanığın örgüt içinde sürekliliğinin bulunmadığı, örgüte herhangi bir katkısının da olmadığı, örgütte yer aldığı döneme ilişkin bütün bildiklerini konumu ile uyumlu olarak eksiksiz bir şekilde anlattığı buna rağmen alt sınırdan uzaklaşılarak yüksek ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Bank … hesabını kendi kullanmadığı gibi örgütsel bir amaçla da kullanılmadığı, suçun işlendiği belirtilen … ilinde ByLock programına bağlandığına dair tespitin yapılamadığı, ByLock içeriklerinin mevcut olmadığı, sanığın ByLock programına dini içerikli ve konutta yapılanlarla ilgili mesajlar geldiğine yönelik savunmasının aksine dosyada başka bir delilin olmadığı, sanığın talimat alarak herhangi bir eylemde bulunduğuna dair aleyhe delilin olmadığı, soruşturma ve kovuşturma aşamasında ifadesinin alınması için gereğini yerine getirdiği bu sebeple hakkında verilen adli kontrol kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, MİT raporu haricinde sanığın beyanlarının aksine ByLock programına bağlanarak müsnet suçu işlediğine dair somut delilin olmadığı, iradi olarak kolluk güçlerine teslim olup, yakalama kararının infazına mahal vermediği, isnat edilen haksızlığın sonuçlarını gidermeye çalıştığı bu nedenle sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı aksi kanaatin hasıl olması durumunda ise alt sınırdan uzaklaşılmadan lehe hükümlerin uygulanması gerektiği ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın ByLock isimli haberleşme programını kendisi tarafından kullanılan 0 551 (…) (..) (..)
nolu hattın takılı olduğu telefonuna yükleyerek 09.10.2014 tarihinden itibaren kullandığı, 551 (…) (..) (..) nolu hattın takılı olduğu telefonuna yükleyerek 07.04.2015 tarihinden itibaren kullandığı, örgüte ait yurtlarda ve evlerde kaldığı, sohbet toplantılarına katıldığı, 23.09.2013 tarihinde Bank Asyada hesap açtırdığı, hesabında 2014 yılı Şubat ayında 400 TL, 2015 yılı Aralık ayında 400 TL para bulunduğu anlaşılmıştır.

Terör örgütlerinin; amaç suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem veren, iş bölümüne dayalı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan, irtibat halinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetleyemedikleri, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin faaliyetlerine izin vermeyecekleri, terör örgütlerinde örgüt mensupları arasında iletişimi sağlama ve örgüt liderlerinden alınan talimatlar ile örgüt faaliyeti kapsamında yapılacak toplantılarının çağrısını yapmak gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceği ve bu eylemlerin salt yardım düzeyini aşmamış eylemlerden nitelik itibariyle farklılık arz ettiği göz önüne alındığında, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca haberleşme amacıyla kullanılan ByLock isimli programı telefon hattı üzerinden kullanmak, örgüte ait yurtlarda ve evlerde kalmak, sohbet toplantılarına katılmak, Bank Asyada hesap açtırıp para bulundurmak suretiyle silahlı terör örgütüyle organik bağ kurup örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer alarak örgüt üyesi olduğu, sanığın üzerine yüklenen suçu işlediği sanığın savunması, yukarıda yazılı bulunan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Sanığın eylemi TCK’nın 314/2 nci maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma suçu olarak nitelendirilmiş, sanığın bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığın yakalandıktan sonra etkin pişmanlık göstererek örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiği anlaşıldığından hakkında TCK’nın 221/4 üncü maddesi uygulanmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve müstakar kararlarında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla

oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı kabul edilmiştir.

c) Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.

d) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, dosya kapsamına, sanığın etkin pişmanlık hükümleri kapsamında yaptığı savunmasına göre, ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, 2016-2017 eğitim dönemine kadar örgüte ait evlerde kalan, bir dönem ev sorumluluğu yapan ve örgüt mensupları tarafından düzenlenen sohbet toplantılarına katılan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemekle yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanığın, hakkında soruşturma başlatılması üzerine arama yapılmak üzere ikametine gidildiğinde evde bulunmadığı, aynı … sanığın kendiliğinden kolluk birimine gidip soruşturma aşamasından itiraben etkin pişmanlık kapsamında örgüt ve mensupları hakkında örgütte kaldığı süre, örgüt içindeki konum ve faaliyetlerine uygun bilgiler verdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK’nın 221/4-1 nci cümle uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

1- Anayasa’nın 138/1 inci maddesi hükmü, TCK’nın 61/1 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanun’un 3/1 inci maddesi uyarınca; sanık yönünden suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle TCK’nın 61/3 üncü maddesine aykırı davranılması,

2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.

TCK’nın 221/4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan,

örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 Esas 2015/1292 Karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).

TCK’nın 221/4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.

Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;

Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2 nci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldığı süre ve konum itibarıyla, örgütün yapısı, örgütsel faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddeleri uyarınca verilen cezalarda üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören TCK’nın 221/4-2 nci cümle maddesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun, üst sınırdan indirim yapılması gerekirken fazla ceza tayini,

3- Sanığın Bank … nezdindeki mutad hesap hareketlerinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 12.02.2019 tarihli ve 2018/2679 Esas, 2019/268 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın … 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.02.2023 tarihinde karar verildi.