Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/13990 E. 2023/794 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13990
KARAR NO : 2023/794
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/158 E., 2019/255 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kesin olarak verilen kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkrasındaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine; 5271 sayılı Kanunu’nun 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin on birinci alt bendi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2018 tarihli ve 2018/153 Esas, 2018/358 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin yedinci ve dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/158 Esas, 2019/255 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tanzim olunan 15.09.2021 tarihli onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; eksik inceleme yapıldığına, sanığın örgüte ait evlerde maddi imkansızlık nedeniyle kaldığına, eve gelen öğrencilere ders verip bir kısım görevler aldığına, sanık hakkında suç unsuru olabilecek veriye ulaşılamadığına, dosyadaki veri ve rapor sonuçlarına göre sanığın suç işlemediğine ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın örgüt ile iltisaklı dershanelerde eğitim aldığı, bu yapıya ait yurtlarında kaldığı ve 2012-2017 yılları arasında üniversitede eğitimi sırasında örgüte ait evlerde kalarak ilköğretim ve lise öğrencileri ile ilgilendiği, bir dönem ise askeri okullara öğrenci hazırladığı, bu konuda sanık aleyhinde bir çok beyan olduğu gibi sanığın da ikrarı içeren savunmalarında bu hususları doğruladığı, sanığın adına kayıtlı 0507 (…) (..) 45 nolu hat üzerinden haklarında FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlaması ile soruşturma yürütülen şahıslarla görüşmelerinin olduğu, sanığın bu hattı ile M.K. ile 407 kez, M.E.D. ile 407 kez, S.S.K. ile 304 kez, E.A ile 241 kez, A.A ile 151 kez, Ö.K ile 69 kez görüşme yaptığının belirlendiği, sanık savunmasında; “Ankara Mamak’ta 2012 yılında Maltepe Dershanesine gittiğini, bu yapıya ait evlerde 2012-2016 yılları arasında Konya’da üniversite okurken kaldığını, evde kalırken eve gelen öğrenci çocuklarla ilgilendiğini, namaz kıldırıp Kuran okuttuğunu, ders çalıştırdığını, ev abiliği yapmayıp sadece çocuklarla ilgilendiğini, bunun dışında herhangi bir görev almadığını, 2016 yılı Mayıs ayında evden ayrıldığını, bu tarihten itibaren de yapıyla olan bağını kopardığını, tanıkların beyanlarının doğru olduğunu, ifadelerinde belirttikleri şekilde üniversite döneminde yapıya ait evde kaldığını ve eve gelen öğrecilerle ilgilendiğini, …’in kendisine ders çalıştıracağı 7. Sınıf öğrencilerini teslim ettiğini, kendisinin de onlara Kuran okutup ders çalıştırdığını ancak hangi sınavlara hazırlandıkların bilmediğini, kendisine öğrencilerin askeri sınavlara hazırlandıklarını sınavlara son bir hafta kala bildirdiklerini, …’ın kendilerini Karaman’daki … Otele götürdüğünü, orada birkaç … kalıp kitap okuyup vakit geçirdiklerini, bu yapıya maddi imkansızlıklar nedeniyle dahil olduğunu ” beyan ettiği, dosya içerisinde bulunan tanıkların alınan ifadelerinde; “sanığın bu yapı içerisinde öğrencilere abilik yaptığını ve onlara ders çalıştırdığını, grup abisi görevini yürüttüğünü, evde kalan çocukların yemeklerini yemeleri, normal ders çalışmalarını ve ev düzenine uymalarını sağladığını, sorumluluğundaki çocukların ev düzeni dışında çocukların sohbetlere düzenli katılmasının sağlanması, …’in kitaplarını okuma ve videolarını izleme noktasında çocukları takip etme görevi bulunduğunu, ayrıca 2013 Haziran ayında Karaman’da bulunan … isimli otelde gerçekleşen grup abilerinin katıldığı kampa sanığın da katıldığını” beyan ettikleri, tanık beyanları ve sanık savunması birlikte değerlendirildiğinde sanığın örgüt ile irtibatlı dershanelere gitmesiyle örgüt ile irtibatının başladığı, daha sonra üniversiteye hazırlık ve üniversitede eğitim gördüğü sürede örgüte ait evlerde kaldığı, örgüte ait evlerde kaldığı sırada önceleri ilköğretim öğrencilerine daha sonra lise öğrencilerinden sorumlu grup abiliği yaptığı, sanığın bu dönemde görevlerinin öğrenciler ile sohbet ve faaliyetlerde bulunarak öğrencileri yapıya kazandırmak olduğu, sanığın sohbetlerde örgüt elebaşısının kitaplarını okuyarak vaaz videolarını izlettirdiği, öğrenciler ile ilgili tuttuğu raporları örgüt içerisindeki üst abisine verdiği ve düzenli olarak kendisi ile aynı görevde bulunan grup abileri ile toplantılara katıldığı, sanığın daha sonra bir dönem askeri öğrencilerin sorumluluğunu yapan şehir dışı talebe mesullüğü yaptığı, yine sanığın örgütü mensuplarının motivasyon ve eğitimi için yapılan 08.12.2013 ve 19.01.2014 tarihlerinde … ilinde bulanan … oteldeki kampa katıldığı, tüm bu nedenlerle sanığın yukarıda izah edildiği gibi geçmişte örgüt ile irtibatlı dershanelere gitmesi, örgüte ait evlerde kalıp grup abiliği, ilköğretim talebe mesullüğü, lise talebe mesullüğü ve şehir dışı talebe mesullüğü yapması, bu eylemlerini 15 Temmuz 2016 darbe sürecine kadar devam ettirmesi, bu konudaki aleyhe tanık beyanları, sanığın samimi ikrarları ve HTS incelenmesi sonucunda yaptığı görüşmeler birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olup bu örgüte üye olduğu, örgüt üyeleri ile organik bağ içerisinde bulunduğu, sanığın eylemlerinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği, bu haliyle sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği mahkememizce kabul edilmiş, suç konusunun önem ve değeri, sanığın amaç ve saiki, suç kastının yoğunluğu, örgüt üyeliği kriterlerinin birçoğunun sanıkta birleşmesi göz önüne alınarak sanığın TCK’nın 314/2 maddesi gereğince teşdiden cezalandırılmasına, atılı suçun 3713 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde sayılı suçlardan olması nedeniyle verilen cezanın 3713 sayılı Kanun’un 5/1 maddesi gereği yarı oranında artırılmasına, gerekçesi aşağıda açıklandığı üzere TCK’nın 221/4 maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmasına karar verilerek 2/3 oranında indirim yapılmasına karar verilmiş, sanığın adli sicil kaydına göre geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim uygulanmıştır.
Sanıktan usulüne uygun olarak el konulmuş materyallerin 26.10.2018 tarihli inceleme raporunda kovuşturma konusuyla alakalı olabileceği düşünülen herhangi bir veriye veya kalıntıya rastlanılmadığının belirtildiği, yine Müflis … Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi’nin 20.06.2018 tarihli yazısında sanığın banka nezdinde açılmış herhangi bir hesabının bulunmadığının bildirildiği görülmüş tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak sanık aleyhine değerlendirme yapılmamıştır.
Dosyamız arasında beyanları bulunan tanıklar S.E., M.H.K, Y.E.A., O.K’nin beyanlarına karşı sanığın mahkememiz huzurunda samimi ikrarda bulunduğundan tanıklar tekrar mahkememiz huzurunda dinlenmemiş soruşturma aşamasındaki beyanlarıyla yetinilmiştir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunun değerlendirilmesine ilişkin olarak; Türk Ceza Kanunumuzda etkin pişmanlık hükümleri 221 inci maddede düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için TCK’nın 221/4 maddesinde belirtilen örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi gerekmektedir. Bu madde düzenlenmesi şu şekildedir; madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz. (2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz. (3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz. (4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır. (5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir. (6) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz. Somut olayımıza ilişkin olarak; sanık soruşturma aşamasında ve mahkememiz huzurunda alınan savunmasında, örgüt içerisinde yapmış olduğu faaliyetleri ve örgüt içerisinde kimlerin bulunduğunu belirterek ve teşhis ederek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak talebi ile savunma yapmıştır. Sanığın savunması doğrultusunda, örgütün yapısı ile örgütte faaliyet gösteren kişilerle ilgili verdiği bilgi çerçevesinde hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmış olup, sanığın örgüt içerisindeki konumu itibariyle örgütün faaliyetleri ve örgütteki kişiler hakkında vermiş olduğu bilgiler göz önüne alınarak, sanığın vermiş olduğu bilgi kapsamında hakkında takdiren 2/3 oranında indirim yapılmıştır.
Sanığın haklarında FETÖ terör örgütü üyeliği soruşturması yapılan birçok kişi ile çok sayıda görüşme ve mesajlaştığının HTS analiz raporundan tespit edilmiş olması, geçmişte örgüt ile irtibatlı dershanelere gitmesi, örgüte ait evlerde kalıp örgüt içerisinde birçok görevler yapması, aleyhe tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanığın eylemleri ile örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup terör örgütüne organik bağ ile bağlı olduğunun anlaşılması birlikte değerlendirildiğinde sanığın cezalandırılması düşünülmüş ve mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, incelenen dosya kapsamına ve gerekçeye göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular ile hukuki vasıflandırma ve cezanın kişiselleştirilmesi yönünden hükümde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler , tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, örgütün Konya yapılanmasında Şehir Dışı Talebe Mesulü, Büyük Bölge İlköğretim Mesulü ve Grup Abisi olarak faaliyet gösteren, örgütsel toplantılara katılan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
c) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen esasa müessir iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu ve karar gerekçelerine göre sanık müdafiin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin tatbiki için, “suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi” gerektiğinden, hakkında ceza soruşturması bulunan şüphelinin yakalanmadan önce yetkili merciilere gönüllü olarak teslim olsa/kendiliğinden gelse bile bu aşamada örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermemesi halinde anılan normun uygulanma imkanı bulunmayacağı ve fakat şartları oluşmuş ise cezada indirim öngören şahsi sebep olarak düzenlenen ikinci cümlenin tatbik edilebileceği gözetilmelidir.
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemlerini, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K, 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 1/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespitiyle ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Hakkında müsnet suçtan başlatılan soruşturma kapsamında verilen arama/yakalama kararına istinaden 09.03.2018 tarihinde ikametinde yapılan aramada bulunamayan sanığın, aynı … saat 08.00’da kendiliğinden gelerek emniyet müdürlüğüne teslim olmak suretiyle, anılan örgütle irtibatı, örgütsel faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili konumuna uygun faydalı bilgiler verdiğinin kabul edilmesi karşısında hakkında etkin pişmanlık kurumunu düzenleyen 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin uygulanması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile anılan fıkranın ikinci cümlesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/158 Esas, 2019/255 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.02.2023 tarihinde karar verildi.