Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/13937 E. 2023/842 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13937
KARAR NO : 2023/842
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/1941 E., 2019/1290 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanuna eklenen geçici 5 inci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bayburt Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2017 tarih, 2017/158 Esas ve 2017/124 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5327 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi ve aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 3 yıl 5ay 7 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 … ve 2017/1941 Esas 2019/1290 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve eşinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteminde özetle; usul ve kanuna aykırı mahkumiyet kararı verildiğine, savunma hakkının kısıtlandığına, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna, kabule esas alınan tanık delilinin hukuka aykırı olduğuna, atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediği ve dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ve sair hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın Bayburt İl Emniyet Müdürlüğünde görevli iken 01.09.2016 tarihli 672 KHK ile sayılı KHK ile FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı iltisakı olması gerekçesi ile mesleğinden ihraç edildiği görülmüştür. Bank … vadesiz mevduat hesap açılış tarihlerinin talimatlarla uyumlu olduğu görülmüştür. Sanığın soruşturma aşamasında alınan savunmasında; İnternet üzerinden kapalı devre sistemi ile çalışan ByLock, Eagle isimli programları Fetullahçıların kullandığı program olduğunu bildiğini, Bayburt’da 2009 yılından 2015 yılına kadar Fetullahçıların sohbet toplantılarına katıldığını, Hamza olarak bildiği özelde bir öğretme olan şahsın kendi cep telefonundan bluetooth yoluyla cep telefonuna simgesi whatsapp olan özel iletişim programı yüklediğini, bu programı 2015 yılının yaz ayından 16 Temmuz 2016’ya kadar aktif olarak kullandığını ve 16 Temmuz 2016 tarihinde bu programı sildiğini, 15 Temmuz gecesi bu programdan grup yöneticisi … isimli şahıstan “darbe yapılıyor gelen askerlere direniş göstermeyin” şeklinde bir mesaj geldiğini, daha sonra 15 Temmuz gecesi “darbeyi bizimkiler yapmamış” diye bir mesajın daha geldiğini, bu program üzerinden günlük virdler “zikir” geldiğini, adetli dualar geldiğini, başkaca ne tür mesajlar geldiğini hatırlamadığını, sohbetlerde ilerleyen dönemlerde …’in kitaplarından okunduğunu, sık sık gitmediklerini, Türkiye’ye 2007 Temmuz ayında döndüğünü, komiser yardımcılığını kazandığını, 2009 yılında Bayburt Polis Okuluna geldiğini, kurada kendisine Ağrı çıktığını, bir bayanın kendisiyle değiştiğini, 6 yıl burada çalıştığını, İ. A. ‘nın önerisi ile bu grupla tekrardan teması olduğunu, 2013 Temmuz ayında Bank …’da hesap açtırdığını, telefonuna program yüklediklerini, bu programın ByLock, Eagle olup olmadığını tam bilmediğini, whatsapp görünümlü bir program olduğunu, bu programı 2015 yılında yüklettiğini, bu kişilerle yazışması için onların da kabulü olmasının gerektiğini beyan etmiş, sanığın mahkemece alınan savunmasında; önceki beyanlarını tekrar ettiğini, tanıkların da sanığın ifadelerini doğrular şekilde beyan verdikleri gözetilmiştir.
Açıklanan gerekçeler ışığında sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, yapılan yargılama ve toplanan deliller sabit olmakla, sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın güttüğü amaç ve saik, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kastının yoğunluğu, sanığın süreçten sonra örgüt toplantılarına katılması, örgüte körü körüne bağlı olduğuna dair sanık hakkında müdafii huzurunda alınmış kolluk beyanı varlığı, gizli haberleşme programını kullanması ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler gözönüne alınarak, sanık hakkında takdiren alt sınırdan ceza verilmiştir. Sanığın işlemiş olduğu suçun 3713 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen terör suçları kapsamında kaldığı anlaşıldığından sanığa verilen cezada 3713 sayılı Kanunun 5/1 gereğince 1/2 oranında artırım yapılmıştır.
Sanığın yakalandıktan sonra örgütün yapısına, üyelerine ve eylemlerine ilişkin verdiği isimler itibariyle etkin pişmanlıkta bulunduğu değerlendirilmiş, örgüte üye veya yönetici olarak katılan kişilerin doğruluğu, verdiği isimlere ilişkin UYAP ortamından yapılan sorgulama sonucu ve diğer sanıkların beyanları ile örtüşmüştür. Her bir verdiği isim açısından soruşturmaların akıbetini beklemenin, verdiği isimlerin örgütle alakasız isimler olmadığı da dosya kapsamından belirlendiğinden yargılamayı uzatacağı değerlendirilmiş ve soruşturmaların sonucu beklenmemiştir. Bu kapsamda, sanığın etkin pişmanlıkta bulunurken zikrettiği isimlerin etkinliği, yeni bir bilgi olup olmaması, konumları ve sayı itibariyle değerlendirilmesi yapılmak suretiyle ve sanığın etkin pişmanlık sürecinde vermiş olduğu beyanlarında samimi olup olmadığı (sanık Bank … örgüt elebaşının talimatının olduğu dönemde yatırmış olduğu parayla ilgili o dönemde talimatın olmadığına dair savunması, yine para yatırmasına ilişkin gerekçesi, sanığın 2015 yılında telefonuna yüklenen gizli haberleşme programının ismini bilmemesi ve bu hususa ilişkin ayrıntı vermemesi dikkate alındığında hakkındaki bir kısım beyanları kabul etmediği ve gizlediği) bu beyanları kapsamında başka dosyalarda tanık sıfatıyla vermiş olduğu beyan içeriği dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 221/4 üncü maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak orta sınırdan indirim yapılmasının gerektiği değerlendirilmiştir (2/4 oranında). Yine İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen fezlekede, sanığın ifadesi esnasında sorumluluğu ve örgüt içerisindeki konumu hakkında ayrıntılı bilgiler vermesi, örgütün yöneticisi konumunda olan polis okulu öğrencileri sohbet grup hocalarını, sohbet organize edenleri açığa çıkarma konusunda beyanlar vermesi ve bunu savcılık makamı önünde tekraren sürdürmüş olmasının da göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiş olup etkin pişmanlık kapsamında sanığın mahkumiyeti cihetine gidilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 Esas 2019/6048 sayılı kararında ve Dairemizin müstear kararlarında açıklandığı üzere;
silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156 ncı maddesi uyarınca da re’sen müdafii görevlendirilmeyen sanığa Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ıncı maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nun 150 nci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK’nun 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
Kabule göre de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 Esas 2015/1292 Karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldığı süre ve konum itibarıyla, örgütün yapısı, örgütsel faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun, üst sınırdan indirim yapılması gerekirken fazla ceza tayini hükmedilmesi nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.05.2019 … ve 2017/1941 Esas 2019/1290 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bayburt Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.02.2023 tarihinde karar verildi.