Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/13469 E. 2023/480 K. 13.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13469
KARAR NO : 2023/480
KARAR TARİHİ : 13.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/293 – 2019/68
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği, 5271 sayılı Kanun’un 286. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmün temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durum bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.10.2018 tarih, 2018/210 esas – 2018/273 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası, Türk Ceza Kanunu’nun 221 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 17.01.2019 tarihli ve 2018/293 Esas – 2019/68 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 28.09.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın örgüt üyesi olmadığına, dini duygularla yapı içerisine dahil olduğuna, 2014 yılında örgütten uzaklaştığına, soruşturma aşamasından itibaren bildiklerini anlattığına, sanığın beraatine karar verilmesine, bu mümkün değil ise alt sınırdan cezalandırılmasına, TCK’nın 221/4 hükümlerinin uygulanmasında oranın 4/3 olarak uygulanması gerektiğine, bu şekilde hüküm kurulması halinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanabileceğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının 12.06.2018 tarih, 2018/2638-354 E-İ sayılı iddianamesi ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5/1, TCK’nın 53/1, 58/9, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
“Sanık savunması, Bank Asya ve HTS kayıtları ile tanık beyanları, Veri İnceleme Raporu, iddia, nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre; sanık hakkında mahkemeye hitaben düzenlenen iddianameyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, iddia makamının esas hakkındaki mütalaası ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasını talep ettiği, yapılan yargılamada sanığın suçlamaları kabul ettiği, mütevelli olduğu, sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katıldığı, Bank Asyada hesap açtırdığında çağrıdan haberdar olduğu ve bu konuda telkinlerde bulunulduğu, sanığın sohbet adı altında örgütsel toplantılara katılması, tanık beyanları, bankasya hesabı ve dijital materyallere ilişkin bilirkişi raporu içeriği bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın örgüt hiyerarşisinde bulunduğu, faaliyetlerinin yoğunluğu, sürekliliği ve çeşitliliği dikkate alındığında Yargıtay uygulamaları gereği aranmakta olan örgüt üyeliği şartlarını taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte sanık etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemiş ve soruşturma aşamasında örgüt hiyerarşisinde bulunan, örgütsel toplantı ve diğer faaliyetlere katılanlarla ilgili bilgiler vermiş olduğundan hakkında TCK 221/4 uygulanması sonucuna varılmıştır. Silahlı terör örgütüne üye olan ya da yönetici olan kişilerle ilgili etkin pişmanlığa ilişkin düzenlemelerin TCK’nın 221. maddesinde düzenlendiği, maddenin 4. fıkrasına göre yakalandıktan sonra sanığın bizzat pişmanlık göstererek örgütün yapısı ve faaliyetleri kapsamında ve örgüt mensuplarının yakalanması açısından elverişli bilgiler verdiği takdirde cezada indirime gidilebileceğinin öngörüldüğü, bu kapsamda sanıkların soruşturma aşamasında vermiş olduğu beyanlarla yapı içinde yer aldıklarını kabul edip, pişmanlıklarını dile getirerek beyanda bulunup, sohbetlere katılan kişilerle alakalı bilgi vermeleri, bu şahıslarla alakalı dosya içerisine yansıyan bilgiler doğrultusunda soruşturmalar yürütülüp davaların açılması ve Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2018 tarihli yazımız cevabına ilişkin yazısında “sanığın beyanlarında adı geçen …, … ve … yönünden kovuşturma/soruşturma devam eden şahıslara ilgili mahkeme ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirimde bulunulduğu, hakkında soruşturma/kovuşturma bulunmayanlarla ilgili ise Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı müracaat ve suçüstü Bürosuna suç duyurusunda bulunulduğu” şeklindeki cevabı bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın örgüt içinde bulunduğu konuma göre örgüte dair bildiklerinin de bu konum itibariyle sınırlı olduğu dikkate alındığında sanığın yukarıda belirtilen şeklide vermiş olduğu beyanların ve yapılan tespitlerin hakkında TCK’nın 221/4 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği, Yargıtay 9. ve 16. Ceza Dairesi Başkanlığının müstekar uygulamalarına göre etkin pişmanlıktan faydalanılabilmesi için öncelikle örgüt üyeliğinin ve suçlamanın kabul edilmesi, etkin pişmanlığını belirtmesi ve örgüt üyelerinin deşifresine yönelik ayrıntılı bilgiler verilmesinin gerektiği, sanığın vermiş olduğu bilgilerin niteliği ve etkin pişmanlığın neticesi göz önüne alınarak takdiren 2/3 oranında cezada indirim yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.”
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
TCK’nın 61. maddesinde cezanın belirlenmesinde aynı maddenin 4. fıkrasına göre temel cezada önce artırma sonra indirme yapılacağı, 5. fıkrasında ise yukarıda belirlenen ceza üzerinden takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç cezanın belirleneceği belirtildiği halde bu sıralamaya aykırı olarak önce TCK’nın 62. maddesinin uygulanması sonrasında TCK’nın 221/4. maddesinin uygulanması suretiyle hüküm kurulmuş ise de, sonuç ceza değişmediğinden eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.
Yukarıda belirtilen husus dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin yerinde görülmeyen istinaf nedenlerinin reddine,
Ancak:
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kısmi iptal kararı gözetilmek suretiyle, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin tatbiki gerekirken, kararda yazılı şekilde uygulama yapılması hatalı ise de, bu husus davanın yeniden görülmesini ve duruşma açılmasını gerektirmeksizin CMK’nın 280/1-a ve 303 maddeleri uyarınca düzeltilmesi olanaklı bulunduğundan,
Hükümdeki TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına yönelik paragrafın çıkarılarak, yerine ”Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle hukuka aykırılığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek bu kapsamda örgütte kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve örgüt mensupları ile ilgili örgütsel konum ve faaliyetlerine uygun ifade vererek anlatımlarda bulunan, 20 kişi hakkında teşhis işlemi yapan, verdiği bilgiler, bilgilerin niteliği, faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama nazara alınarak TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca tayin olunan cezasında 2/3 oranda indirimden faydalandırılan sanık hakkında her ne kadar 14.03.2019 tarihinde Adliyeye kendiliğinden gelerek teslim olduğuna ve yapılan araştırmada UYAP’ta arama kaydının bulunduğuna dair tespit yapılmış olsa da dosyada sanığın 07.06.2018 tarihli kolluk ifadesinin mevcut olduğu, bu ifadesinde de etkin pişmanlık kapsamında ifade vererek teşhislerde bulunduğu, sanık hakkındaki iddianamenin 12.06.2018 tarihinde düzenlendiği tespit edilmiştir.
Sanığın yakalanmadan kendiliğinden gelip teslim olarak etkin pişmanlık kapsamında ifade vermesi halinde TCK’nın 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, yakalandıktan sonra etkin pişmanlık kapsamında ifade vermesi halinde ise TCK’nın 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca cezasından 1/3 ten 3/4’e kadar bir oranda indirim yapılmasına karar verilmesi gerekeceğinden, 07.06.2018 tarihli kolluk ifadesini verdiği tarihte karakola kendiliğinden gelerek ifade verip vermediğinin kesin olarak belirlenebilmesi bakımından, bu tarihli ifadeye ilişkin tüm kayıtlar ile bu tarihten önce yakalanmış veya gözaltına alınmış ise buna ilişkin kayıtların da dosya içerisine konmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve eksik gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1. Sanığın etkin pişmanlık beyanlarında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla örgütün yapısı, faaliyetleri, örgüt yapılanması ve mensupları ile ilgili verdiği ve kovuşturma sonuna kadar özü itibariyle dönmediği bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunulan aşama da gözetilerek cezasında üst hadden indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup sanığın yakalanması ile temadi kesileceğinden, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “14.03.2019” yerine “06.06.2018 ” olarak gösterilmesi,
2- Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak doğrudan ve yalnızca TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde 58/6-7 maddesinin yazılması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 17.01.2019 tarihli ve 2018/293 Esas – 2019/68 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi.