Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/12903 E. 2023/467 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12903
KARAR NO : 2023/467
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1644 E., 2019/47 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2018 tarihli ve 2017/534 Esas, 2018/288 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 9 ay 7 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/1644 Esas, 2019/47 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 26.09.2021 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, müvekkilinin ByLock programını indirmediği ve kullanmadığı, ByLock’un tespiti ve verilerinin hukuka aykırı bir delil niteliğinde olduğu, tanık beyanının talimatla alındığı, bu nedenle kendisine soru sorulma imkanının tanınmadığı, müvekkilin Kakao ya da Eagle programlarını yükleyip kullanmadığı, buna dair tespitlerin hukuka aykırı yöntemle elde edildiği ve mahkumiyete gerekçe teşkil etmeyeceği, mahkemenin kararının hukuki ve fiili gerekçeden yoksun olduğu, müvekkilinin örgüt üyesi olduğuna dair somut ve hukuki delillere dayanmayan gerekçelerle hüküm tesis edildiği, savunma hakkının kısıtlandığı, alt sınırdan uzaklaşma gerekçesinin soyut olduğuna ve sair nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün gizli haberleşme programı olan ByLock isimli programı kullandığı, yine örgüt üyeleri tarafından da gizli haberleşme için kullanıldığı bilinen Kakaotalk ve Eagle isimli programları yüklediği, tanık beyanları ve teşhislerden örgüte ait evlerde kaldığı, bu evlerde sohbet adı altında yapılan gizli toplantılara katıldığı, toplantılarda örgüt lideri olan …’e ait vaaz videoları izlediği, terör örgütünün ideolojisini tam olarak özümsediği, bu haliyle sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olarak organik bağ kurduğu, eylemlerinin çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk kazandığı anlaşıldığından sanığın FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü kanaatine varılarak üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla sanığın TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince örgüt içerisindeki faaliyetleri, örgütün tehlikeliliği ve ByLock isimli programda log sayısı da dikkate alındığında kastının yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, üzerine atılı suçun 3713 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi gereğince terör suçu sayılması nedeniyle aynı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince verilen cezadan 1/2 oranında artırım yapılmasına karar verilmiş, verilen ceza miktarı dikkate alınarak hakkında TCK’nın 50, 51 inci maddesi ve CMK’nın 231 inci maddesi uygulanmamış, neticeten sanığın hapis cezası ile cezalandırılmasına dair sonuç ve kanaat ile hakkında hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

Gerek 5627 sayılı Tanık Koruma Kanunu gerekse 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre tanık olarak ifadesi alınmayan ve fakat mahkeme kabulünde “X şahıs olarak” kollukça alınan beyanlarına yer verilen şahsın anılan Kanun’lara göre usulüne uygun olarak dinlenmemiş olması diğer delillerin suçun sübutuna yeterli olması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.

a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstekar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkün görülmekle, açıklanan gerekçeyle sanığın … ID numaralı ByLock programını örgütsel haberleşmede kullandığı anlaşılmıştır.

c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, örgütün kontrolündeki evde kalıp sohbet adı altında yapılan toplantılara katılan, gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla ByLock programını kullanan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair İlk Derece Mahkemesi kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.01.2019 tarihli ve 2018/1644 Esas, 2019/47 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.02.2023 tarihinde karar verildi.