YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12610
KARAR NO : 2022/5187
KARAR TARİHİ : 29.09.2022
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve sanık …’nın duruşmalı inceleme isteminin, sanıklar hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığı görüldü,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-)Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinden ilk derece mahkemesince belirlenen hapis cezasının kaldırılarak, sanıklar hakkında 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi hukuka aykırı ise de; anılan uygulamanın sanıklar lehine olması ve aleyhe temyiz de bulunmaması hususları gözetilerek CMK’nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemler eleştiri dışında kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-)Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-)Sanık …yönünden;
a-)Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinden ilk derece mahkemesince sanık hakkında belirlenen hapis cezasının kaldırılarak, neticeten 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
b-)Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı
suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi, maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 esas 2015/1292 karar, 26.10.2015 tarih, 2015/1565 esas 3464 sayılı kararları).
TCK’nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde, bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre, belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca verilen cezalarda üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören TCK’nın 221/4-2. cümle maddesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun daha makul oranda bir indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamı ile uyuşmayan ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
2-)Sanık … yönünden;
a-)Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinden ilk derece mahkemesince sanık hakkında belirlenen hapis cezasının kaldırılarak, neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
b-)Savunmasında “2014 yılının dokuzuncu ayında Adana iline astsubay çavuş olarak tayin olduğunu, 2015 yılının dokuzuncu ayında da görevinden istifa ettiğini, örgüte direndiği için tazminat ödeyerek görevinden istifa etmek zorunda kaldığını, Uşak ilinde 2008 yılında üniversiteye başladığında yarım dönem cemaat evinde kaldığını, Adana … ilçesinde göreve başladıktan sonra bilmediği bir
numaradan arandığını, arayan şahsın çay bahçesinde görüşmek istediğini, buluştuklarında bu şahsın kendini cemaatçi olarak tanıttığını, kendisinden sohbetlere katılmasını ve maddi yardımda bulunmasını talep ettiğini, kedisinin kabul etmediğini, görüşme sonunda ayrılırken tekrar görüşürüz dediğini ve telefonla aramaya devam ettiğini, cevap vermemesi üzerine tehditlerde bulunduğunu ve tehditlerden dolayı istifa etmek zorunda kaldığını” bildirdiği dosya kapsamına göre söz konusu bir dönem FETÖ/PYD terör örgütü ile irtibatı olduğu, daha sonraki aşamalarda ise bu yapıdan ayrılma hususunda çaba ve gayret içerisinde olduğu ve en son 15/09/2015 tarihinde askerlik görevinden istifa ederek Sultangazi Belediyesinde zabıta memuru olarak göreve başladığı anlaşılan sanığın; mahkumiyetini gerektirir delillerin nelerden ibaret olduğu, hangi delillerini diğerine göre üstün tutulduğu karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-)Sanık … bakımından;
a-)Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinden ilk derece mahkemesince sanık hakkında belirlenen hapis cezasının kaldırılarak, neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
b-)Dosya kapsamına göre tanık …’ün beyanlarının suçun sübutu açısından belirleyici delil niteliğinde olması karşısında, CMK’nın 50/1-c maddesine yanlış anlam yüklenerek yemin verilmeyen tanıklardan olmayan tanığın yeminsiz olarak dinlenilmesi suretiyle CMK’nın 54/1. maddesine muhalefet edilmesi,
4-)Sanıklar …, …, … ve … bakımından;
a-)Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinden ilk derece mahkemesince sanıklar hakkında belirlenen hapis cezasının kaldırılarak, neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi
b-)Adana ilinden ardışık olarak üç kez arandığı tespit edilen sanık …’in, bir kez arandığı tespit edilen …’in, dört kez arandığı tespit edilen …’ın ve üç kez aradığı tespit edilen …’in; görev yaptıkları yahut eğitim aldıkları yerler itibariyle haklarında başkaca ankesör veya sabit hatlardan periyodik ya da ardışık aramasının olduğuna yönelik herhangi bir kayıt, soruşturma veya kovuşturmanın olup olmadığının saptanması, varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, bu kapsamda sanıklar ile birlikte ardışık arandığı tespit edilen şahıslar var ise bu şahıslarla ilgili herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra şahısların tüm aşama ifadelerinin getirtilmesi ayrıca UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar
hakkında başkaca bilgi ve belge olup olmadığı araştırılarak varsa ilgili beyan ve delillerin dosya içerisine konulması yine … ile ardışık arandığı tespit edilen ……. … ve …’in; … ile … arandığı tespit edilen…’ın tüm aşama ifadelerinin getirtilerek lüzum görülmesi halinde bu şahısların da tanık olarak mahkemede dinlenmelerinin sağlanması, … ile ardışık arandığı tespit edilen …’ün ise mahkemede tanık olarak dinlenmesi, ilgili birimden sanık … ve sanık … hakkında veri inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, istinaf aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan sanık … hakkında düzelenen veri inceleme raporunun ve tüm bu belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunup değerlendirildikten sonra sanıkların hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar …, … ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, … tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.