YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12527
KARAR NO : 2023/486
KARAR TARİHİ : 13.02.2023
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
BOZMA ÜZERİNE
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2473 E. – 2021/494 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine dosyanın gönderildiği ilk derece mahkemesince verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.10.2017 tarih ve 2017/47 Esas 2017/158 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası,53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 25/12/2017 tarihli ve 2017/392 Esas – 2017/262 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi kararının sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.09.2018 tarihli ve 2018/2061 Esas, 2018/2736 sayılı Kararı ile özetle;
“Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/16.MD-956 Esas, 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağının kabul edildiği gözetilerek;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tesbiti halinde ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin suçun sübutunun tespiti açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; ilgili birimlerden ayrıntılı olarak ByLock tesbit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz belgeler ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-İstinaf aşamasından sonra UYAP ortamından dosyaya gönderilen Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 24.04.2018 tarihli yazısında ekli olarak gönderildiği bildirilen veri inceleme raporu temin edildikten ve bu rapora dayanak delilin elde edilişi ile CMK’nın 134. maddesine göre alınan mahkeme kararı soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından araştırılıp getirtildikten sonra, CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir.
4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin bozmaya uyarak vermiş olduğu, 28.04.20210 tarihli ve 2018/2473 Esas – 2021/494 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 30.08.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın atılı suçu işlediğine dair dosyada delil bulunmadığına, Bank … hesabının bulunmadığına, örgüte ait okullarda eğitim almadığına ve çocuklarını da bu okullarda okutmadığına, el koyma kararı üzerine telefonunda yapılan incelemede ByLock bulunamadığına dair tespit olduğuna, telefonunun iadesinin yapılmadığına, veri inceleme raporunda ismi geçen şahıslarla sanık arasında bir ilişkinin saptanamadığına, sanık hakkında TCK’nın 58/9. Maddesi hükümlerinin uygulanmasının haklı bir nedeni bulunmadığına ve sanığın aleyhine delil bulunmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın eylemleri değerlendirildiğinde, dosyaya celbedilen ByLock tesbit içeriğinde sanığın adına kayıtlı (0 546) (…) (..) (..) GSM nolu hat üzerinden …. ımei nolu telefonla 15.08.2014 ilk tespit tarihli …, …, … özel IP numaraları ile hedef ip leri farklı olan birden çok mesajlarının bulunduğu, en son tesbit edilen mesajın 14.07.2015 tarihli olduğu, bilirkişi raporuyla sabit olduğu şekilde HTS kayıtları ve CGNAT kayıtlarını birbiriyle örtüştüğü,
Feke İlçe Emniyet Amirliği bünyesinde polis memuru olarak görev yapan sanık …’nin münhasıran FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mşme programı olan ByLock isimli programı kullandığı, örgütün emniyet yapılanması gerçeği karşısında sanığın sosyal ve ekonomik durumu itibariyle polis olarak görev yapması gözönüne alındığında sanığın özellikle 17/25 Aralık sürecinden sonra örgütün kamuoyunda meşruiyetinin ciddi ve açık biçimde sorgulandığı dönem içinde ve sonrasında örgütsel tavırla hareket ettiği sanığın Fethullahçı Terör Örgütü’nün hiyerarşik ve organik yapısı içinde örgüt adına eylem ve faaliyette bulunduğu, örgütün ve liderinin fikir, eylem ve yöntemlerini benimsediği, örgütün talimat ve amaçları doğrultusunda hareket ettiği, yukarda mezkur eylem ve davranışlarının örgütsel tavır mahiyetinde olduğu, veri inceleme raporundan anlaşılacağı üzere örgütsel bağını 2015 yılı itibariyle devam ettiği ve bu bağın kesildiğine dair dosya kapsamına yansıyan herhangi bir delilin de mevcut olmadığı değerlendirildiğinde sanığın atılı suçu işlediği yönünde vicdani kanaatine varılmış, eylem ve davranışlarının süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk unsurlarını taşıdığı görülmüştür.
Sanık aşamalarda suçsuz olduğu savunmasında bulunmuş ise de sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca gizli haberleşmede kullanılan şifreli, kapalı devre yazışma, mesajlaşma ve görüşme programı olan ByLock isimli programı kullandığı, hakkında veri inceleme raporu kayıtlarının mevcut olduğu, ByLock içerik kayıtları ile de kullanımın doğrulandığı tesbiti karşısında sanığın savunmasına itibar edilmediği,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediği anlaşılmış olup suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak takdiren alt sınırdan cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur.
IV.GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Oluş, iddia ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Tek başına mahkumiyet için yeterli kabul edilmeyen veri inceleme raporunu destekler nitelikte dosyaya yansıyan başkaca bir delil bulunmayan, 24.03.2021 tarihli tutanakta User ID tespiti yapılamadığından ByLock tespit değerlendirme tutanağına ulaşılamadığı belirtilen sanığın mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı tespit edilmekle, atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğündene Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 28.04.20210 tarihli ve 2018/2473 Esas – 2021/494 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi.