Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/12368 E. 2023/159 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12368
KARAR NO : 2023/159
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/462 E., 2019/299 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve
isteyerek yardım etmek
HÜKÜM : Mahkûmiyet

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kesin olarak verilen kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendi ve 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Iğdır Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.02.2017 tarihli ve 2016/304 Esas, 2017/49 sayılı Kararı ile sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının e bendi uyarınca beraatine, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 220 inci maddesinin yedinci fıkrası delaletiyle 220 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.06.2017 tarihli ve 2017/519 Esas, 2017/655 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusu üzerine kararın, “… sanığın suç tarihinde silahlı terör örgütü PKK’ya müzahir internet sitelerinin çağrısı üzerine güvenlik bölgesi ilan edilen yerde örgüt üyelerine destek olmak ve güvenlik güçlerinin etkin operasyon yapmasını engellemek maksadıyla canlı kalkan olarak bulunmaktan ibaret eyleminin örgütün niteliği de dikkate alındığında 5237 sayılı TCK’nın 220/7 maddesi delaletiyle 314/2 maddesi kapsamındaki suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması…”, gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kesin olarak bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulan dosyada, Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.11.2017 tarihli ve 2017/328 Esas, 2017/379 Karar sayılı kararı ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 220 inci maddesinin yedinci fıkrası delaletiyle 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun), 5 inci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları ve 5271 sayılı Kanun’un 326 ıncı maddesi uyarınca 1 yıl 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/462 Esas, 2019/299 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusu üzerine kararın, “… 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a ve 303. maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, hüküm fıkrasınının (2) nolu bendinde yer alan “Sanık hakkında TCK’nun 220/7 maddesi uyarınca takdiren indirim yapılmasına yer olmadığına” ibaresinin çıkartılarak yerine “Sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek veya isteyerek yardım ettiği anlaşıldığından cezasından TCK’nun 220/7. maddesi gereğince takdiren 2/3 oranında indirim yapılarak 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde yer alan “Sanık hakkında verilen cezadan 3713 Sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılarak sanığın 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine “Sanık hakkında verilen cezada 3713 Sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılarak Sanığın 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtildiği üzere sanık hakkında daha önce verilen mahkumiyet kararının sadece sanık tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle cezada kazanılmış hak ilkesi gereğince sonuç cezanın “1 YIL 15 AY HAPİS CEZASI” olarak belirlenmesi…”, gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz istemi;
Sanığın olay günü seçim çalışması için yaylalardaki vatandaşları ziyaret maksatlı o bölgede olduğunu canlı kalkan olma kastıyla hareket etmediğini, 05.08.2015 tarihi ile 12.08.2015 tarihi arasında Ağrı Dağı bölgesinde güvenlik alanı ilan edilip edilmediği, edilmiş ise duyurulup duyurulmadığı ve bu bölge yada bölgelerin güvenlik bölgeleri olduğuna dair uyarıcı levhaların asılıp asılmadığına dair Iğdır Valiliği’ne müzekkere yazılması yönündeki taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığı, duruşmada bu dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olan aynı mahkemenin 2016/25 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi taleplerinin dikkate alınmadığı, 206/25 esas sayılı dosya içeriğine göre btö mensuplarına yönelik operasyonların 15.08.2015 tarihinden sonra başladığı, dosyadaki beyanlara göre de çadırların bulunduğu yerden 15.08.2015 tarihinden sonra ateş açıldığını, bu hususların dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine 15.08.2015 tarihinden sonra operasyonların başladığı dikkate alındığında sanığın operasyonu engellediği gerekçesiyle hakkında 220/6-7. maddede belirtilen takdiri indirim ile sabıkasız olmasına rağmen 62. madde indiriminin yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, söz konusu eylemlerin siyasi parti faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilip cezalandırılma cihetine gidilmesi açıkça suçun vasfında ve delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünün bir göstergesi olup kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Ağrı Dağının kuzeyinde faaliyet gösteren PKK/KCK bölücü terör örgütü mensuplarının 11.08.2015 günü Kadı(meşe) tepe ve Karakaya tepelerinden il … Korhan Jandarma Karakol Komutanlığına yaptıkları ve 2 personelin yaralanması ile sonuçlanan silahlı saldırı eyleminin bertaraf edilmesi ve saldırı eylemini gerçekleştiren BTÖ mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için icra edilen hava operasyonu esnasında BTÖ mensubu teröristlerin bölücü terör örgütüne müzahir yandaşlarının saldırının gerçekleştirildiği Kadı tepe ve Karakaya tepelerinin batısında ve ters istikametinde kurdukları sözde canlı kalkan çadırına saklandıklarının istihbar olunduğu, çadır içerisinde sivillerin de olabileceği düşünülerek çadıra saklanan BTÖ mensuplarına karşı yapılması planlanan operasyon faaliyeti gerçekleştirilemediğinin, Iğdır İl Jandarma Komutanlığının 12.10.2015 tarihli tutanağında ilgili eyleme katılan şahısların fotoğraflandığı ve fotoğraftaki şahsın hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen Dindar Delen olduğunun belirtildiği,
D… D…’in alınan savunmasında fotoğraflardaki şahsın kendisi olmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği, D… D…’in savunmasına istinaden şüpheli fotoğrafının Iğdır İl Jandarma Komutanlığına gönderildiği ve ilgili eyleme katılıp katılmadığının tespitine ilişkin araştırma yapılmasına dair talimat yazıldığı,
… İl Jandarma Komutanlığının 10.02.2016 tarihli tutanağı ile resimdeki şahsın sanık … olduğunun bildirildiği, sanık …’ün hazırlık aşamasında ve mahkememizce talimat yoluyla alınan savunmalarında özetle, olay tarihinde Diyarbakır ilinden Kars Digor iline gittiğini, yolcuğu esnasında Iğdır’da ki HDP yada BDP partilerini ziyaret ettiğini, Iğdır milletvekillerinden M… E… A… ve K… T…’nin aralarında bulunduğu bir heyetin halkı ziyaret edeceğini öğrendiğini, kendisinin de onlarla birlikte yöredeki yaylaları dolaştıklarını, yaylalarda genel olarak çadırlar bulunduğunu, iddianamede geçen fotoğrafların bu çadırların herhangi birinde çekilmiş olabileceğini, kendisinin herhangi bir canlı kalkan eylemine katılmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği,11.08.2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütü mensupları ile güvenlik güçleri arasında meydana silahlı çatışmada ölü olarak geçirilen terör örgütü mensubunun cenazesini 12.02.2015’te aramaya giden şahıslara ait resimlerin olduğu,terör örgütü mensubunun ölü olarak ele geçirilmesinin ardından Iğdır DBP ve HDP il teşkilatının organizasyonu ile canlı kalkan eylemi başlatıldığı, haber sitelerinde bu eyleme ilişkin olarak haberlere yer verildiği, bu haberlerde de eyleme başlayanlar olarak HDP Iğdır milletvekillleri M… E… A… ile K… T…’nin aralarında bulunduğu çok sayıda kişi olarak belirtildiği ve resimler paylaşıldığının sabit olduğu, bu canlı kalkan eylemleri nedeni ile güvenlik güçlerinin BTÖ mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için yapması gereken operasyonları aktif bir şekilde gerçekleştirmediği, zira BTÖ mensuplarının sivil kişiler arasına sızdığı ve bu şekilde çadır içerisinde sivillerin de olabileceği düşünülerek çadıra saklanan BTÖ mensuplarına karşı yapılması planlanan operasyon faaliyeti gerçekleştirilemediği, sanığın savunmalarında birlikte yöredeki yaylaları gezdiklerini belirttikleri tarihlerde canlı kalkan eylemlerinin yapıldığının sabit olduğu, bu nedenle dosya kapsamındaki tüm tutanak ve belgeler dikkate alındığında sanığın herhangi bir canlı kalkan eylemine katılmadığı savunmasına itibar edilmeyerek üzerine atılı “Silahlı Terör Örgütüne bilerek isteyerek yardım etme” suçunu işlediği mahkemece kabul edilerek sanığın cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar sanık müdafii tarafından bölgenin özel güvenlik bölgesi ilan edilip edilmediğinin araştırılması ayrıca çadırların kordinat bilgileri temin edilerek özel güvenlik bölgesinde bulunup bulunmadığının araştırılması yine dosyanın 2016/25 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talep edilmiş ise de haber sitelerinde bu eyleme ilişkin olarak haberlere yer verildiği, bu haberlerde de eyleme başlayanlar olarak HDP Iğdır milletvekillleri M… E… A… ile K… T…’nin aralarında bulunduğu çok sayıda kişi olarak belirtildiği ve resimler paylaşıldığının sabit olduğu anlaşıldığından tevsii tahkikat talebi mahkemece reddedilmiş, yine mahkemenin 2016/25 esas sayılı dosyası ile bu dosya arasında sanıkların farklı olması nedeniyle irtibat bulunmadığı anlaşıldığından birleştirme talebinin de reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesi tarafından suç tarihinin 12.08.2015 yerine 2015 olarak hatalı gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası olarak kabul edilmiş ve sanık hakkında temel ceza belirlendikten sonra, örgüte yapılan yardımın niteliğine göre sanığın cezasında indirim yapılması gözetilmeden karar verilmesi hukuka aykırı bulunarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesi uyarınca hukuka aykırılık giderilmek suretiyle sanık müdafinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık hakkında Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/319 ve Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/184 esasına kayden görülen silahlı terör örgütü üyeliği suçundan derdest dava dosyalarının bulunduğu, ayrıca Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/25 esasına kayıtlı dosya ile iş bu dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun safahatta sanık müdafiince ısrarla ileri sürüldüğü görülmekle, müsnet suçun ve 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 220 inci maddesinin yedinci fıkrasındaki atfın niteliği de nazara alındığında, anılan dava dosyalarının temin edilerek incelenmesi, mükerrer yargılama ve cezalandırmanın önüne geçilmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesini teminen aralarında hukuki irtibat bulunması halinde birleştirme hususunun tartışılması, birleştirme cihetine gidilmeyecekse varsa ilgili delillerin işbu dosya içine denetime elverişli olacak biçimde dercedilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi kanuna aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 29.01.2019 tarihli ve 2018/462 Esas, 2019/299 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.01.2023 tarihinde karar verildi.