Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/12007 E. 2023/317 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12007
KARAR NO : 2023/317
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/411 E., 2021/534 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2021 tarihli ve 2020/492 Esas, 2021/69 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin 2 nci fıkrası ve 53 üncü maddesinin 1-2-3 üncü fıkrası uyarınca 8 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 18.05.2021 tarihli ve 2021/411 Esas, 2021/534 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.09.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;

1. Örgüt üyeliği suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,

2. Yetkili makamlarca dinlenmeyen, etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen kişilerin çelişkili beyanlarının hükme esas alınamayacağına,

3. Usulüne uygun düzenlenmiş bylock tespit ve değerlendirme raporunun dosyada bulunmadığına,

4. Temel cezanın teşdiden belirlenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın 2001 yılında kazanmış olduğu … Üniversitesinden 2005 yılında mezun olduğu, 2007 yılında örgüte ait … ilinde bulunan … Erkek Öğrenci Yurdunda sanığın belletmen olarak maaşlı şekilde çalışmaya başladığı, örgüte müzahir kurumlarda tayine tabi olarak uzun yıllar çalıştığı, sanığın … ilinde kaldığı dört sene boyunca örgüt içerisinde “Büyük Bölgeci” olarak tabir edilen görevi yaptığı, sanığın örgüte ait öğrenci evlerinden sorumlu olduğu, evlerle ilgilenen BTM’leri belirlediği, evlere ve yurtlara sohbetlere gittiği aynı zamanda kendi sorumluluğu altında bulunan esnaflarla ilgilenerek sohbet ve mütevelli toplantıları yaptığı, yurtdışı ve umre gezileri organize ettiği, sanığın 2012 yılında örgüt içi atama ile … iline “Büyük Bölgeci” olarak atandığı ve … Kolejinde görevlendirildiği, burada da sorumluluğu altındaki öğrenci evleri ve esnaflarla ilgilenme görevine devam ettiği, kendi sorumluluğu altındaki bölgede BBTM, BTM olarak tabir edilen sorumluları belirlediği, kendisinin belirlediği yer ve zamanda öğrencileri toplayarak sohbetler düzenlediği, sorumluluğu altındaki esnaflara sohbet verdiği, burs adı altında para topladığı ve örgüte ait … Gazetesinin tirajının artırılması maksadıyla abonelikler yaptığı, yine yurtdışı gezileri ve umre ziyaretleri düzenlediği, 2015 yılında sanığın bu kez … ilinde bulunan … Erkek Öğrenci Yurduna görevlendirildiği, 17/25 Aralık sürecinden sonra örgütün adliye binaları önünde hükumet karşıtı protestolar düzenlediği

dönemde sanığın da bu protestolara yurtta çalışan İ.Y.’in de katılmasını istediği ve yanına alarak birlikte katıldıkları, 2016 yılında yurdun kapatılmasına kadar sanığın yurtta çalışmaya devam ettiği, 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünden sonra sanık hakkında başlatılan soruşturma neticesinde hakkında yakalama kararı çıkarıldığı, sanığın sahte kimlikle yurtdışına kaçmak üzereyken mahkememizde yargılanan ve hakkında mahkumiyet kararı verilen M. H. ile birlikte yakalandığının ve örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock programını kullandığının sabit olduğu kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.

Örgüte müzahir kurumlarda örgüt içi atamaya tabi olarak sigorta kaydı bulunan sanığın ilk derece mahkemesi ve istinabe mahkemelerince dinlenen birden çok ve birbirini doğrulayan tanık beyanları itibariyle örgüt yapılanması içinde büyük bölgeci olarak örgütsel toplantılar düzenleyip örgütsel faaliyetlerde bulunduğunun, örgüt içi haberleşmesini ByLock adlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiğinin sabit olduğuna ve cezanın teşdiden belirlenmesine dair ilk derece mahkemesi kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı belirlenmekle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 18/05/2021 tarihli ve 2021/411 Esas, 2021/534 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.01.2023 tarihinde karar verildi.