Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/11969 E. 2023/566 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11969
KARAR NO : 2023/566
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

T U T U K L U
D U R U Ş M A V E T A H L İ Y E
T A L E P L İ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/303 E., 2021/1140 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin, hükmedilen cezanın süresine göre yasal şartları bulunmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince, reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2020 tarihli ve 2019/237 Esas, 2020/26 sayılı kararı ile sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 58. Maddenin dokuzuncu fıkrası ve 63. maddesi uyarınca 7 Yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. Maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 221 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası, 62. maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 58. Maddenin dokuzuncu fıkrası ve 63. maddesi uyarınca 2 Yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2021/303 Esas, 2021/1140 sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.08.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1-Sanık … müdafinin temyiz talepleri özetle; hükmün hukuka aykırı elde edilen HTS deliline dayandığına, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiğine, HTS kayıtları üzerinde hataların bulunduğuna, hts kayıtlarının gerçeği yansıtmadığına, atılı suçu kabul etmemekle birlikte alt sınırdan haksız bir şekilde uzaklaşıp teşditle ceza verildiğine, somut gerçekliğe aykırı olarak arama kayıtlarının değerlendirildiğine, tespit edilen sabit hat aramalarının örgütsel nitelikte aramalar olmadığına, etkin pişmanlık hükümlerinin üst hadden uygulanması gerektiğine ilişkindir.
2-Sanık … müdafinin temyiz talepleri özetle; hükmün hukuka aykırı elde edilen HTS deliline dayandığına, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiğine, HTS kayıtları üzerinde hataların bulunduğuna, hts kayıtlarının gerçeği yansıtmadığına, atılı suçu kabul etmemekle birlikte alt sınırdan haksız bir şekilde uzaklaşıp teşditle ceza verildiğine, somut gerçekliğe aykırı olarak arama kayıtlarının değerlendirildiğine, tespit edilen sabit hat aramalarının örgütsel nitelikte aramalar olmadığına, adli kontrol hükümlerine uymakta olanların tutuklanmasının hukuka aykırı olduğuna bu nedenle tahliye taleplerinin karşılanması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık … yönünden, sanık hakkında alınan sabit hat/ardışık aramalara ilişkin alınan raporlardan anlaşılacağı üzere görev yaptığı illerden kendisi gibi asker olan şahıslarla defaten ardışık aramasının tespit edildiği, sabit hat aramalarının ve yine örgüt tarafından kullanıldığı bilinen şifreli aramaların bulunduğu, sanığın etkin pişmanlıktan faydalanma talebiyle yapılan sorgusunda suçu ikrar etmesi ve ankesörlü telefondan aranma yönetimi anlatması, örgütle bağlantılı 12 kişi hakkında bilgiler vermesi dikkate alındığında, sanığın bu şekilde FETÖ/FDY terör örgütü içerisinde terör örgütü üyesi olup, kendi iradesini örgüt iradesine terk ederek mahrem imamlarca verilen talimatlara uymak suretiyle örgüt amaçları ve talimatları doğrultusunda hareket ettiği, sanığın ordu içerisinde vatanın ve milletin güvenliğinden sorumlu Astsubay rütbesinde görev alması hususu da birlikte değerlendirildiğinde suçun işleniş biçimi, kastının ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşarak sanığın takdiren ve teşdiden cezalandırılmasına, işlemiş olduğu suçun Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. ve 4. maddesinde sayılan suçlardan olması nedeniyle, aynı Kanun’un 5. maddesi gereği cezasının yarı oranında artırılmasına, sanığın etkin pişmanlık kapsamında alınan ifadesinde örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde örgüt içerisinde bulunan şahıslar ile ilgili vermiş olduğu bilgilerin yeterliliği ve işe yararlılığı hususunda Mahkememizce yukarıda yapılan değerlendirme neticesinde TCK’nın 221. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin 2/3 oranında uygulanmasına, sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine değerlendirilerek TCK’nın 62. maddesi uyarınca cezasında indirim yapılmasına, sanığın örgüt mensubu olduğu anlaşılmakla TCK’nın 58/9 maddesi uyarıca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin sanık hakkında uygulanmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaatiyle mahkumiyet yönünde hüküm kurulmuştur.
Sanık … yönünden, sanık hakkında alınan sabit hat/ardışık aramalara ilişkin alınan raporlardan anlaşılacağı üzere görev yaptığı illerden kendisi gibi asker olan şahıslarla defaten ardışık aramasının tespit edildiği, sabit hat aramalarının ve örgüt üyeliği kapsamında hakkında işlem yapılan sivil şahıslarla birbirini takip eden aramalarının bulunduğu, sanığın sorgusunda etkin pişmanlıktan faydalanmak istemediği beyanıyla kendisinin zaman zaman arandığını fakat hiçbir şekilde buluşmaya gitmediğini arayanlar hakkında bilgi de vermediği dikkate alındığında, sanığın bu şekilde FETÖ/FDY terör örgütü içerisinde terör örgütü üyesi olup, kendi iradesini örgüt iradesine terk ederek mahrem imamlarca verilen talimatlara uymak suretiyle örgüt amaçları ve talimatları doğrultusunda hareket ettiği, sanığın ordu içerisinde vatanın ve milletin güvenliğinden sorumlu Astsubay rütbesinde görev alması hususu da birlikte değerlendirildiğinde; suçun işleniş biçimi, kastının ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşarak sanığın takdiren ve teşdiden cezalandırılmasına, işlemiş olduğu suçun Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. ve 4. maddesinde sayılan suçlardan olması nedeniyle, aynı Kanun’un 5. maddesi gereği cezasının yarı oranında artırılmasına, sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine değerlendirilerek TCK’nın 62. maddesi uyarınca cezasında indirim yapılmasına, sanığın örgüt mensubu olduğu anlaşılmakla TCK’nın 58/9 maddesi uyarıca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin sanık hakkında uygulanmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaatiyle mahkumiyet yönünde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1-Sanık … yönünden,
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay (Kapatılan) 16. C.D 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 esas, 2019/6842 sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Asker bir şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, “her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağı”, hususu nazara alınarak somut olay değerlendirildiğinde;
… bünyesinde Jandarma astsubay olarak görev yapan; farklı bir çok ildeki ankesörlü hatlardan ardışık olarak diğer askeri personel ile birlikte aranan sanığın eylemlerinin belirlenebilmesi bakımından; emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının, “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilerek üzerinde yaptırılacak yeni bilirkişi incelemesi sonucunda “gerçekleştirilen arama sayısı, aramaların ardışık ya da periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği saatler, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranıp aranmadığı, ardışık aramaya dahil olan şahısların aynı kuvvete mensup ve aynı rütbede olup olmadıkları, aramaları gizlemek için herhangi bir şifreleme yönteminin kullanılıp kullanılmadığı” hususlarını gösterir hüküm vermeye elverişli analiz inceleme ve tespit raporunun tanzim edilmesi, ayrıca sanığın, görev yaptığı yerlerin tespiti ile ilgili birimlere yazı yazılmak suretiyle, görev yaptığı yerler itibariyle sanık hakkında ankesör veya sabit hatlardan periyodik ya da ardışık aramasının olduğuna yönelik herhangi bir kayıt, soruşturma veya kovuşturmanın olup olmadığının saptanması, varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, sanığın savunmasında kendisini arayan mahrem imamlar olarak ifade ettiği üzere Ankara ilinde iken arayan mahrem imam Alper ve İzmir ilinde iken arayan mahrem imam … ve yine sanık ile birlikte ardışık arandığı tespit edilen Uzman Jandarma … … , Astsubay …, örgüt tepe yönetimiyle HTS kaydı bulunan … isimli şahıslarla ilgili herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra şahısların tüm aşama ifadelerinin getirtilerek gerekirse tanık olarak dinlenmeleri, sanık ile ilgili herhangi bir beyanın olup olmadığının tespiti ile UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında başkaca bir beyan yahut ifade bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa bu beyan yahut ifadelerle birlikte tüm bu belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafıine okunup değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetli bulunmamıştır.
2-Sanık … yönünden,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine, ancak;
a)Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle TCK’nın 61/3 maddesine aykırı davranılması,
b)Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanığın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldığı süre ve konum itibarıyla, örgütün yapısı, örgütsel faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulunduğu aşama gözetilerek, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun, üst hadden indirim yapılması gerekirken fazla cezaya hükmedilmesi nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanıklar müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2021/303 Esas, 2021/1140 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle, ayrı ayrı BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı, bozma gerekçesi, tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık … müdafinin tahliye talebiinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.02.2023 tarihinde karar verildi.