Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/11860 E. 2022/8630 K. 29.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11860
KARAR NO : 2022/8630
KARAR TARİHİ : 29.11.2022

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme
Hüküm :Yargılamanın yenilenmesi sonucunda; İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2010 tarih ve 2001/73 – 2010/170 sayılı kararının Yargıtay ilamı ile kesinleşen sanık hakkındaki hükümlerin CMK’nın 323/1 maddesi uyarınca onaylanması

Silahlı terör örgütü üyesi olmak ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçlarından hükümlü … hakkında İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Madde ile görevli) 14.05.2010 tarih, 2001/73 esas, 2010/170 sayılı kararıyla verilen ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.06.2011 tarih ve 2011/4819 Esas, 2011/3249 Karar sayılı ilamıyla, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan (04.10.1999 tarihli eylemleri sebebiyle) onanarak kesinleşen hükümlerle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli 77243/11 başvuru no’lu kararına istinaden 5271 sayılı CMK’nın 311/1-f maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi sureti ile verilen hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama ile ilgili safahat şöyledir:
Sanığın 04.10.1999, 24.02.1999 ve 27.02.1999 tarihli eylemleri nedeni ile İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2001 tarih, 2001/182 esas sayılı iddianamesi ve ek iddianamesi ile örgüt üyesi olmak ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçlarından cezalandırılması istenilmiştir.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Madde ile görevli) 14.05.2010 tarih, 2001/73 esas, 2010/170 sayılı kararıyla sanık hakkında “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” ve “ Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçlarından hükmolunan cezaların, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.06.2011 tarih ve 2011/4819 Esas, 2011/3249 Karar sayılı ilamıyla, silahlı terör örgütü üyesi olmak ile 04.10.1999 tarihli eylemleri sebebiyle tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan (2 kez) verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına 24.02.1999 ve 27.02.1999 tarihli eylemleri nedeniyle tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan verilen mahkumiyet kararlarının ise bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmü infaz eden sanığın kesinleşen kararlara karşı yaptığı başvurusuna istinaden; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 19.12.2019 tarihli 77243/11 başvuru nolu, … – Türkiye kararında özetle: “AİHS’nin 6/1. ve 6/3-c maddeleri kapsamında adil yargılanma hakkı kapsamındaki avukata erişim hakkının ihlal edildiği”, belirtilmiştir.
İş bu karar gereği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere sanık(hükümlü) müdafii tarafından başvuruda bulunulması üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2020 tarihli ve 2001/73 – 2010/170 sayılı ek kararıyla talebin reddine karar verildiği, bu karara yapılan itiraz üzerine İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2020 tarih ve 2020/559 Değişik İş sayılı kararıyla itirazın kabulüne karar verilmesi üzerine, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/184 sayılı esasına kaydedilerek duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.04.2021 tarih ve 2020/184 Esas – 2021/218 Karar sayılı kararında özetle; İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Madde ile görevli) 14.05.2010 tarih, 2001/73 esas, 2010/170 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 07.06.2011 tarih ve 2011/4819 esas, 2011/3249 sayılı kararı ile kesinleşen sanık hakkındaki hükümlerin CMK 323/1 maddesi gereğince onaylanmasına, sanık hakkındaki infazın aynen devamına, temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar vermiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/1, T.C. Anayasasının 141/2, CMK’nın 34/1 ve 230/1-b-c maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması, Yargıtayın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu verilere mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekir.
Gerekçede hükmün dayanakları akla hukuka ve dosyadaki bilgi ve belgelere uygun olarak açıklanmalı, yasal ve yeterli olmalı, tarafları tatmin etmeli, yasanın amacına uygun düşmeli, uygulamada keyfiliği önlemeli ve bu şekilde denetim yapılmasına olanak sağlamalıdır.
İncelenen dosyada AİHM’nin saptadığı ihlallerin sonuçlarını etkin biçimde ortadan kaldıracak yeni bir adil yargılamanın yapılması amacıyla yargılamanın yenilenmesi istemi yerinde görülerek duruşma açılıp yapılan yeni yargılama sonunda verilen hükmün gerekçesinde; özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli 77243/11 başvuru no’lu kararında yer alan ve ilgili bölümde işaret olunan ihlal sebeplerinin ne suretle etkin biçimde karşılandığına ilişkin gerekçelerin nelerden ibaret olduğu bağlamında, toplanan delillerin karar yerinde tartışılıp suçun ne şekilde işlendiğinin açıklanması, vazgeçilen delillerden hangi hukuki sebeplerle vazgeçildiğinin gösterilmesi, hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğunun, bu kapsamda varsa dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle bu delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması, suçun nitelendirmesi yapılarak yenilenen yargılamanın daha önce yapılıp bitirilen yargılama sonucunda ulaşılan sonuçları değiştirecek bir yenilik getirip getirmediğinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık, tereddütleri giderecek ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösterilmesi gerekirken kararda önceki yargılama sürecinin ve gelişiminin anlatılarak, karara atıfla sanık savunmaları ile duruşmada dinlenen tanık beyanları, yer gösterme, CD-video izleme ve çözüm tutanakları ile diğer deliller dikkate alınarak mahkumiyet hükmü kurulduğundan bahisle, açıklanan ilkeler ve verilen ihlal kararının mahiyetine nazaran yasal ve yeterli gerekçe göstermeden hüküm kurulması suretiyle Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık (hükümlü) müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebeple BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.