Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/11249 E. 2023/281 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11249
KARAR NO : 2023/281
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M IX
T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1840 E., 2020/1396 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.05.2019 tarihli ve 2018/495 Esas, 2019/336 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi dokuzuncu fıkrası, 63 ncü maddesi uyarınca 7 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 14.12.2020 tarihli ve 2019/1840 Esas ve 2020/1396 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik, sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.06.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1-İstinaf kararının kısa ve genel nitelikle bir karar olduğu,
2-Sanığın atılı suçlamanın yasal ve somut delillerle kanıtlanamadığı, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı,
3-Alt sınırdan uzaklaşılarak hapis cezası verilmesinin hukuka aykırı olduğu,
4-Ceza hukuku ve ceza yargılaması gereği; tereddütsüz ortaya konulamayan, kanıtlanamayan durumlarda ”şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin gözardı edildiği,
5-Açık şekilde hatalı değerlendirme sonucu sanığın aksine bir davranış ve kanıt olmadığı, halde pişmanlık duymadığı gerekçesiyle TCK 62. maddesinin uygulanmadığı,
6-Lehe delillerin atlandığı veya gözden kaçırıldığı
ve sair sebeplere ilişkindir.
Sanığın temyiz aşamasında 09.11.2022 tarihli verdiği dilekçesindeki temyiz istemi özetle;
1-ByLock programı yüklü olduğu iddia edilen telefon hattının çalıştığı şirkete ait olduğu, ilgili hattın kendisi tarafından kullanılmasının yeterli görülmesinin hukuka aykırı olduğu,
2-Bank …’da maaş hesabı olmasından ötürü kullanımının bulunduğunu,
3-KHK ile kapatılmayan kurumların delil olarak hükme esas alındığını,
4-Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla TCK’nın 314/2 maddesi ve sair sevk maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri …’in çağrısından sonra Bank …’ya para yatırarak terör örgütüne finansal destek sağlamaya çalışması, bu terör örgütünün her üyesine yüklenmeyen ByLock isimli programın sanığın telefonuna yüklenmiş ve sanık tarafından örgütsel amaçlarla kullanılmış olması, sanığın önce Adana’da 2 yıl Zaman Gazetesi dağıtıcısı olarak çalıştıktan sonra FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle hakkında yasal işlemler devam eden … Holding bünyesindeki … Kargo ve Lojistik isimli firmada farklı kentlerde örgüt içi tayine tabi olarak uzun süre yönetici konumunda çalışmış olan bir kişi olması, yine bu örgütle irtibatlı olan Pak Taşıma İş Sen üyesi olması, sanığın örgütün yayın organlarından olan Zaman Gazetesi ile Sızıntı Dergisine aboneliklerinin bulunduğunun anlaşılmış olması hususları dikkate alındığında sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sabit olduğu mahkemece kabul edilmiş, sanığın tamamen inkara yönelik olan savunmasına yukarıda açıklandığı üzere delillerin mahiyeti ve ispat gücü anlamında mahkememizde bir tereddüt yaşanmadığından itibar edilmemiş, sanığın üzerine atılı ve sübut bulan FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçu sabit görülmekle, eylemine uyan TCK’nın 314/2 maddesi gereğince failin güttüğü amaç ve saik, meydana getirebileceği olası tehlike ve zararın ağırlığı, suçun işleniş şekli, örgüt içi tayine tabi oluşu ve kastın yoğunluğu göz önüne alınarak sanık hakkında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği sonucuna varılmış, sanığın duruşmalarda pişmanlığının gözlemlenmemesi, işlediği suç nedeniyle pişman olduğuna dair mahkemede kanaat oluşmaması nazara alınarak şartları oluşmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması gerektiği vicdani kanaatine varılmış ve sanık hakkında neticeten 7 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
B) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.

C) BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş.’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilip, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği belirlenmiştir.
D) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanığın çocuğunu örgüt ile iltisaklı okula göndermesinin örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği kabul olunarak yapılan değerlendirme sonucunda, sanığın kullandığı tespit edilen, … ID numaralı ByLock Tespit ve Değerlendirme tutanağı içeriğine göre ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgüt liderinin çağrısına uygun olarak Bank … da hesap açan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle yesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemekle, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; sanık yönünden suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak kabul edilmesi suretiyle TCK’nın 61/3 maddesine aykırı davranılması
2)Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların gözönünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve kovuşturma aşamasında da pişmanlığını dile getiren sanık hakkında yazılı şekilde yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle, sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan 1 ve 2 nolu paragraflarda açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 14.12.2020 tarihli ve 2019/1840 Esas ve 2020/1396 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı, tutuklulukta geçirilen süre, bozma nedeni ve yargılama aşamasında iken yurt dışına kaçarken yakalanmış olması hususları dikkate alınarak sanık ve müdafinin tahliye taleplerinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine
gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.01.2023 tarihinde karar verildi.