YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10675
KARAR NO : 2023/360
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/517, 2018/104
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İlk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne yönelik
istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.03.2018 tarihli, 2017/495 Esas ve 2018/120 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan 5237 Sayılı TCK’nın 314/2. maddesi gereği 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 Sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK 62/1 maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine ve tahliyesine karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi’nin 30.11.2018 tarihli, 2018/517 Esas ve 2018/104 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi; tanık beyanlarının soyut olduğuna, eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiğine, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına v.s. ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın örgüt üyelerinin kendi aralarında kullanmış olduğu şifreli haberleşme programın olan bylock programını kendi adına kayıtlı ve kendi kullanımında bulunan ….4140 numaralı hat ile kullandığı, bu hususun ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı içeriği, HTS raporu ve dosya içerisindeki diğer raporlardan anlaşıldığı, ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanılması amacıyla oluşturulmuş ve münhasıran bu silahlı terör örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğunun somut delillere dayanması halinde bu ağa dahil olan sanıkların ağ içinde başka bir kişi ile görüşme yapmış olmasının da gerekmediği, kaldı ki dosyamıza Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bylock tespit ve değerlendirme tutanağı gönderildiği, bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu, bununla birlikte sanığın örgüte müzahir … eğitim sendikasına 30.06.2012-04.12.2013 tarihleri arasında ve 31.12.2013 tarihinden itibaren üye olduğunun belirlendiği, sanığın örgütün finans kaynağı olan Bank Asyada örgüt liderinin çağrı dönemine denk gelecek şekilde 28.01.2014 tarihinde 6.100 TL lik katılım hesabının açtığı, tanıklar M. T., M. G. ve Ö. C.’nin beyanlarında da belirtildiği üzere sanığın örgütün yayın organları olan Zaman gazetesi ve sızıntı dergisine referans sağlayan kişilerden olduğunun belirlendiği, tüm bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bağ içine girip, örgüte ait süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunmak suretiyle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sabit görülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. şeklindedir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “19.09.2016” yerine “19.09.2016 ve öncesi” şeklinde yazılması ve gerekçeli karar başlığında suç yerinin “Nizip/Gaziantep” yerine yazılı şekilde gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yanılgılar olarak değerlendirilmiş, Yargıtay 16.CD’sinin 2017/2705E, 2018/776K sayılı kararında da belirtildiği üzere, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulurken silahlı örgütlere uygulanma imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1 atfı ile TCK’nın 314/2. maddesinden hüküm kurulması sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin kararında eleştirilen hususlar dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, şeklindedir
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.
c) BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası AŞ’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebilecektir.
d)Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, … ID numarası üzerinden ByLock programını örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgütün il yapılanmasında örgütsel toplantıların organizasyonunda görev alan, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank … Katılım Bankasında bankancılık işlemi yapan, örgütün yayın organlarına başkalarını abone yapıp bedelini ödemek suretiyle referans sağlayan sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
e)Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın düzeltme dışında kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmaktadır. Ancak;
Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, Hüküm fıkrasının 1. maddesinde atıf maddesi olarak silahlı terör örgütlerine uygulama imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin gösterilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (e) bendinde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün birinci bendindeki “3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/1 maddesi delaletiyle” ibaresinin çıkartılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.02.2023 tarihinde karar verildi.