Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/10575 E. 2023/533 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10575
KARAR NO : 2023/533
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1743 E., 2018/2459 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.03.2018 tarihli ve 2017/227 Esas, 2018/239 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 62 nci maddesi, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Kanunu’nun beşinci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.11.2018 tarihli ve 2018/1743 Esas, 2018/2459 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 28.05.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemlerinde özetle; Sanık hakkında eksik inceleme ve araştırma sonucunda usûl ve kanuna aykırı şekilde mahkûmiyet kararı verildiğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın örgüt üyesi olmadığına, ByLock programını kullanmadığına, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonucunda, tüm kovuşturma evrakı ile delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle; ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, sanık savunması, diğer belge ve tutanaklar hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın adına kayıtlı 0505 (…) (…) (…), 0536 (…) (…) (…) ve 0535 (…) (…) (…) numaralı gsm hatları üzerinden ByLock isimli programı kullandığının belirlenmiş olması, yine aynı hattın ByLock tespit edilen telefonlarda kullanıldığına ilişkin HTS dökümanlarının dosya kapsamında mevcut olduğu, ayrıca dosyada bulunan ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı incelendiğinde; sanığın arama yapmak, aranmak, mail göndermek, mail almak, mesaj göndermek ve mesaj almak sureti ile ByLock isimli programı 0535 (…) (…) (…) numaralı GSM hattı üzerinden … ID, “…” kullanıcı adı, “…” adı ile kullandığının tespit edildiği, listesine arkadaşlar eklediği ve kendisinin de eklenmiş olduğu, mesaj içeriklerine göre “haberleşme ve haklarında başlatılabilecek soruşturmalar yönünden alınacak tedbirlere, örgüt içi evlilik için tarafları tanıştırma ve buluşturmaya, öğrenci ve yurtlarının denetlenip rapor düzenlenmesine, yine örgüte maddi destek verebilecek şahıslarla görüşebilmek amacıyla şehirlerin gezilmesine yönelik yazışmalar bulunduğu, sanığın ByLock tespit edilen GSM hattı ve cep telefonları ile ByLock serverlerine ait IP adreslerine çok sayıda bağlantı yaptığına ilişkin BTK ve Baz kayıtları, ByLock içeriklerine ilişkin düzenlenen değerlendirme tutanağı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve böylelikle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin sabit olduğu kanaatine varılmış, netice ceza olarak 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesinin kararında, suç tarihinin sanığın yakalanmasıyla temadinin kesildiği 16.12.2016 yerine, 15.07.2016 olarak yanlış gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edildiği belirtilerek, usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
2.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetildiğinde; sanığın … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğuna ve sanığın ByLock programını … ID numarası ile gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde;
Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, dosya kapsamına göre sanığın adına kayıtlı 0505 (…) (…) (…), 0536 (…) (…) (…) ve 0535 (…) (…) (…) numaralı GSM hatları üzerinden ByLock isimli programı kullandığının belirlenmiş olması, yine aynı hattın ByLock tespit edilen telefonlarda kullanıldığına ilişkin HTS dökümanlarının dosya kapsamında mevcut olduğu, ayrıca dosyada bulunan ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı incelendiğinde; sanığın arama yapmak, aranmak, mail göndermek, mail almak, mesaj göndermek ve mesaj almak sureti ile ByLock isimli programı 0535 (…) (…) (…) numaralı gsm hattı üzerinden … ID, “…” kullanıcı adı, “…” adı ile kullandığının tespit edildiği, listesine arkadaşlar eklediği ve kendisinin de eklenmiş olduğu, mesaj içeriklerine göre “haberleşme ve haklarında başlatılabilecek soruşturmalar yönünden alınacak tedbirlere, örgüt içi evlilik için tarafları tanıştırma ve buluşturmaya, öğrenci ve yurtlarının denetlenip rapor düzenlenmesine, yine örgüte maddi destek verebilecek şahıslarla görüşebilmek amacıyla şehirlerin gezilmesine yönelik yazışmalar bulunduğu tespitleri nazara alındığında, sanığın mahkumiyetine yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.11.2018 tarihli ve 2018/1743 Esas, 2018/2459 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.