Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/10554 E. 2023/531 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10554
KARAR NO : 2023/531
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.03.2018 tarihli ve 2017/119 Esas, 2018/174 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Kanunu’nun beşinci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 06.12.2018 tarihli ve 2018/244 Esas, 2018/288 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.06.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminde özetle; İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibariyle, dosyada sanığa ait olan ByLock programının kullanımına ilişkin tespit ve değerlendirme tutanaklarının yer almadığına, sanık hakkında mahkumiyet kararı verildikten sonra istinaf kanun yolu aşamasında dosya içerisine sanığın User ID’, şifre ve kullanıcı adının yer aldığı ayrıntılı Tespit ve Değerlendirme Tutanağının gönderildiğine, yine bu aşamada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı soruşturmada gizli tanık …’dan elde edilen CD karttaki veri inceleme raporunun da gönderildiğinin ve sanığın bu raporda “A5” olarak nitelendirildiğinin görüldüğüne, hükümden sonra gönderilen ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanakları ile Veri İnceleme Raporlarının CMK 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafilerine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna, yine kovuşturma aşamasında dinlenen tanık A. G. E.’nin beyanlarında sanıkla ByLock üzerinden yazıştıklarını beyan etmesi karşısında, varsa tanığa ait ByLock Tespit Tutanaklarının da celp edilerek ve bu tutanaklarda sanıkla ilgili olan bölümlerin sanık ve müdafisine okunmadan eksik araştırma ile hüküm verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
B. Sanık müdafiinin temyiz isteminde özetle; Sanık hakkında eksik inceleme ve araştırma sonucunda usûl ve kanuna aykırı şekilde mahkûmiyet kararı verildiğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın örgüt üyesi olmadığına, ByLock kullanmadığına, sanıkla ilgili dosyada mevcut bilgilerle bağımsız hakem bilirkişiden bilimsel rapor alınması gerektiğine, itirafçı tanık beyanının gerçekleri yansıtmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık … hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla 5237 sayılı Kanunu’nun 314/2 maddesi ve sair sevk maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; gerek soruşturma aşamasında yapılan araştırmalar neticesinde ve kovuşturma aşamasında gelen ByLock içerikleri ve raporlarından, ayrıca BTK-HTS analiz kayıtlarından anlaşılacağı üzere sanığın ByLock isimli programı yüklediği, dosya kapsamında beyanı alınan tanık A. G. E’nin sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu ve kendisi ile bylock üzerinden irtibat kurduğunu belirttiği, bu şekli ile sanığın ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği,
Sanık her ne kadar telefonunda tespit edilen ByLock programını kabul etmediğini, telefonuna bu programı yüklemediğini belirtmiş ise de; Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı tarafından gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında verilen cevaplarda; sanık tarafından kullanıldığı sabit olan cep telefonunda ByLock programının yüklü olduğu, söz konusu programın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle sanığın FETÖ/PDY terör örgütü ile herhangi bir bağlantısının olmadığı ve bu programı kullanmadığına ilişkin savunmasına itibar edilmemiş, söz konusu kriptolu gizli haberleşme programı olan ByLock programının kullanılmasının yukarda anlatılan gerekçelerle tek başına örgüt üyeliği için yeterli olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak; sanığın üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği anlaşılmakla; sanığın görev yaptığı dönemde Emniyet Teşkilatı mensubu olması, suçun işleniş biçimi, sanığın güttüğü amaç ve saiki, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş olup, netice ceza olarak 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular ile verilen hükümlerde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından herhangi bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
2.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetildiğinde; adına kayıtlı ve kullanımında olan 0505 (…) (…) (…) numaralı gsm hattı üzerinden ByLock kullandığı ve BTK ve Baz kayıtları incelendiğinde ByLock serverlerine ait ip adreslerine çok sayıda bağlantı yaptığı anlaşılan sanık hakkında dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde;
Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, tanık beyanlarına karşı sanığa duruşmada müdafi eşliğinde savunma ve beyanda bulunma imkanı verildiği, en son Çorum İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 4. Sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan sanık hakkında, anlatımlarından örgütün mahrem yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü anlaşılan tanık A. G. E’nin “sanık ile, sanığın 2014 yılında Ankara ilinden Çorum iline tayini sürecinde Ankara’da kendisi gibi örgüt içinde emniyet imamı olarak faaliyet yürüten şahıs aracılığı ile irtibatlandırıldığını, sanık ile ByLock üzerinden irtibata geçtiğini, sanığın ByLock kullanıcı adının ‘DAVUT’ olduğunu, tanıştıktan sonra sanığın evinde bir kez sohbet yaptıklarını, sanığın örgüt içerisinde 5 (Beş) lik düzeyde bilinen cemaat mensuplarından olduğununu, örgüte sorgusuz sualsiz bağlı, cemaate aidiyet duygusu içerisinde bulunan bir şahıs olduğunu bildiğini, sonrasında sanığı yine örgüt adına emniyet imamı olarak atanan M.Ç. İsimli şahsa devrettiğini” beyan etmesi, bu beyanlarının dosyada mevcut Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 soruşturma numaralı evrakında gizli tanık olarak … kod adı ile ifadesi alınan kişinin sunduğu … SD üzerinde yapılan inceleme ve düzenlenen veri inceleme raporu ile doğrulanması, söz konusu veri inceleme raporunda sanığın örgütün mahrem emniyet yapılanması içerisinde derecesinin “A5” olarak kodlanması, “A5” kodlamasının; “FETÖ mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan” kişileri ifade ettiğinin anlaşılması karşısında sanığın mahkumiyetine yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde, Hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 06.12.2018 tarihli ve 2018/244 Esas, 2018/288 sayılı Kararında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.