Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/10553 E. 2023/530 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10553
KARAR NO : 2023/530
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafi Av. …’ın duruşmalı inceleme talebinin, hükmedilen cezanın süresine göre yasal şartları bulunmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince, reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.12.2017 tarihli ve 2017/108 Esas, 2017/816 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 62 nci maddesi, 63 üncü maddesi ve 3713 sayılı Kanunu’nun beşinci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 15.05.2018 tarihli ve 2018/335 Esas, 2018/1084 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 25.05.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafilerinin temyiz istemlerinde özetle; Sanık hakkında eksik inceleme ve araştırma sonucunda usûl ve kanuna aykırı şekilde mahkûmiyet kararı verildiğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın örgüt üyesi olmadığına, suç işleme kastıyla hareket etmediğine, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen bylock programının delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına, sanığın söz konusu programı kullandığına dair dosyada yeterli delil bulunmadığına, kimse yok mu derneğine bağış yapılmasının örgüt üyeliği suçuna delil olarak kabul edilemeyeceğine, Bank Asyada hesap açtırma ya da herhangi bir bankacılık faaliyetinde bulunmanın atılı suç yönünden delil kabul edilmesinin mümkün olmadığına, itirafçı tanık beyanının gerçekleri yansıtmadığına, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı değerlendirme yapıldığına, sanığa atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediğine, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık … hakkında terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla 5237 sayılı Kanunu’nun 314/2 maddesi ve sair sevk maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, bilirkişi raporu, sanık savunması, diğer belge ve tutanaklar hep birlikte değerlendirildiğinde; en son Diyarbakır Kocaköy İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapmakta iken örgütle irtibatı nedeniyle 672 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen sanığın adına kayıtlı ve fiilen kullanımında olan 0507 (…) (…) (…) numaralı hat ve … imei numaralı cep telefonu ile bylock isimli programı kullandığının belirlendiği, dosya kapsamında mevcut olan bylock içeriklerine ilişkin tespit ve değerlendirme tutanağı incelendiğinde; sanığın arama yapmak, aranmak ve mesaj almak sureti ile ByLock isimli programı “…” ID ve “…” kullanıcı adı, “…?.” şifresi ve “hamza” adı ile kullandığının tespit edildiği, listesine arkadaşlar eklediği ve kendisinin de eklenmiş olduğu, tanık A. Ö’nün sanık … ile ByLock programı üzerinden iletişim kurduklarına ilişkin beyanı, sanıktan elde edilen dijital eşyalara ilişkin bilirkişi incelemesinde Samsun S3 mini marka cep telefonunun 18.07.2016 tarihinde fabrika ayarlarına döndürüldüğünün tespit edildiği, sanığın fetö pdy silahlı terör örgütü ile iltisaklı olması gerekçesi ile 672 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve böylelikle üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin sabit olduğu kanaatine varılmış, netice ceza olarak 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesinin kararında, Adli Emanetin 2017/2212 sırasında kayıtlı emanet eşyaları ile ilgili mahkemesince her zaman karar verilebileceğinin mümkün görüldüğü, 200,00 TL bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak hesaplanmamasının ise aleyhe istinaf olmadığından bozma sebebi sayılmadığı belirtilerek, usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
2.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetildiğinde; sanığın … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğuna ve sanığın ByLock programını … ID numarası ile gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde;
Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, dosya kapsamına göre sanığın ByLock kullandığı, sanık hakkında tanık A. Ö.’nün etkin pişmanlık hükümleri kapsamında şüpheli sıfatıyla müdafi eşliğinde “sanık ile bylock programı üzerinden iletişim kurdukları” şeklinde beyanda bulunduğu ve sanıktan ele geçen dijital eşyalara ilişkin bilirkişi incelemesinde Samsun S3 mini marka cep telefonunun 18.07.2016 tarihinde fabrika ayarlarına döndürüldüğü tespitleri nazara alındığında, sanığın mahkumiyetine yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 15.05.2018 tarihli ve 2018/335 Esas, 2018/1084 sayılı Kararında sanık müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.