Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/10450 E. 2023/558 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10450
KARAR NO : 2023/558
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/808 E., 2018/1375 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Sanığın, TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62, 53/1, 58/9, 63 üncü maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.01.2018 … ve 2017/44 (E) ve 2018/16 (K) sayılı hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.01.2018 … ve 2017/44 Esas ve 2018/16 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 01.06.2018 tarihli ve 2018/808 Esas, 2018/1375 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hüküm usul ve kanuna uygun bulunduğundan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; dosya içeriğine, İlk Derece Mahkemesince toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen esastan ret kararına yönelik olarak; sanık müdafiinin, ByLock değerlendirme ve tespit tutanağının hatalı olduğuna, örgüt üyeliği suçu yönünden sanık hakkında herhangi bir kriterin mevcut olmadığına, ByLock ile ilgili verilerin elde edilme yönteminin hukuka aykırı olduğuna, suçun unsurlarının oluşmadığına, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1 maddesine göre temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün ONANMASI görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemleri özetle; ByLock tespitinin hatalı olduğuna, ByLock’a ilişkin tespit ve değerlendirme tutanağı bulunmadığına, sanığa atfedilen tutanaktaki bilgilerin ise örtüşmediğine, log kayıtları ile BTK ve HTS kayıtları arasında tutarsızlıklar olduğuna ve bu hususta bilirkişi raporu aldırılmadığına, dijital materyal inceleme sonucunun beklenmediğine, ByLock’a ilişkin delillerin hukuka aykırı elde edilmiş olduklarına, sanığın ByLock kullanmadığına, dosyada yeterli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve araştırma ile ve mahkumiyete karar vermek için yeterli delil olmadığı halde hüküm kurulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince “…Sanığın cep telefonu hattı üzerinden ByLock isimli programı kullandığı belirlenmiş, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından

mahkememize gönderilen sanığa ait internet trafik bilgisi kayıtları ile sanığın bu programı hangi süreler içerisinde ve ne kadar kullandığı ayrıntılı olarak tespit edilmiştir.

Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkememize gönderilen sanığa ait internet trafik bilgisi kayıtları nazara alındığında, sanığın bu programı örgütsel iletişimde gizliliği temin etmek amacıyla kurup, kullandığı kanaatine ulaşılmıştır.

Tüm bu anlatımlar ışığında sonuç ve kanaat:

22.02.2017 tarihli sorgu sonucuna göre sanığın, 0505 (…) (..) (..) numaralı telefon hattı üzerinden 12.10.2015 tespit tarihi itibariyle ByLock isimli programı kullandığı belirlenmiş, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkememize gönderilen sanığa ait internet trafik bilgisi kayıtlarından sanığın 12.10.2015 tarihinden başlayarak 09.02.2016 tarihine kadar 819 kayıt oluşacak şekilde ByLock programını kullananların tespitini zorlaştırmak amacıyla kiralandığı anlaşılan IP numaralarına bağlandığı tespit edilmiştir.

Mahkememizce ByLock kullanıldığı tespit edilen hatta ait “ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı”nın dosyaya celbine yönelik olarak Ordu İl Emniyet Müdürlüğü ile yazışma yapılmış ancak 29.11.2017 tarihli yazı cevabından bu hatta ilişkin bir tutanağın bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yargılama konusu suça ilişkin beyanına başvurulan tanık Y. Ş. soruşturma aşamasında alınan ifadesinde; ByLock isimli programı kullandığını, bu programda yer alan … numaralı ID’nin sanığa ait olduğunu beyan etmiştir. Tanığın bu beyanı üzerine kendisine ait ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı dosya içerisine alınmış; “ID’nin Eklediklerine Verdiği İsimler” bölümünde … numaralı ID’ye tanık tarafından “Bayarslan” isminin verildiği, aynı zamanda bu ID’nin açıklama kısmında “…, …, …” ibarelerinin bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar tanık mahkememiz huzurunda alınan beyanında soruşturma aşamasındaki beyanı ile çelişkili olacak ifadeler kullanmış ise de, mahkememizce bu tanığın soruşturma aşamasında müdafi huzurunda alınan beyanına itibar edilmiştir.

Sanık aşamalarda suçlamayı redde yönelik savunma yapmıştır.

Her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı redde yönelik savunma yapmış ise de, tanık beyanı, dosyada yer alan sanığın kullandığı hatta ilişkin internet trafik bilgisini içerir HTS kayıtları ile tanık Y. Ş.’nin ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı bir bütün olarak nazara alındığında; sanığın yukarıda zikredilen Yargıtay içtihatlarında da ifade edildiği üzere münhasıran FETÖ/PDY mensuplarınca kullanılan ByLock isimli örgüt içi haberleşme programını örgütsel haberleşme ve gizliliği temin maksadıyla kullandığı, böylelikle örgüt ile organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı, bu itibarla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi amacıyla yapılan değerlendirmede;

a) Temel cezanın belirlenmesi: Sanığın örgütsel faaliyetlerinin niteliği ve yoğunluğu nazara alınarak temel ceza alt sınırdan belirlenmiştir.

b) Yasal artırım nedeni: Sanığın üyesi olduğu kabul edilen örgütün hukuki niteliği nedeniyle sanığa verilen cezadan 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi gereğince artırım yapılmıştır.

c) Takdiri indirim nedeni: Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları nedeniyle hakkında olumlu kanaat oluştuğundan cezasında TCK’nın 62 nci maddesi gereğince indirim yapılmıştır.

d) Mükerrirlere özgü infaz rejimi: Sanığın silahlı terör örgütü üyeliğinden cezalandırılması nedeniyle, sanığa verilen cezanın TCK’nın 58/9 uncu maddesinin amir hükmü gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
..” şeklinde gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.

c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, … ID numarası üzerinden ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve

savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 01.06.2018 tarihli ve 2018/808 Esas, 2018/1375 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.