Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/10150 E. 2023/195 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10150
KARAR NO : 2023/195
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

D U R U Ş M A T A L E P L İ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/320 E., 2018/138 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık ve müdafinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.06.2018 tarihli ve 2017/323 Esas, 2018/469 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası delaletiyle altıncı fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 03.10.2018 tarihli ve 2018/320 Esas ve 2018/138 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 09.06.2021 tarihli ve hükmün tekerrür uygulamasına ilişkin kısmından “delaletiyle 58/6. maddesi” ibaresinin çıkartılması yönüyle düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafinin temyiz istemleri; gerekçesiz hüküm verildiğine, hükme esas alınan tanık beyanının duyuma dayalı olduğuna, fişleme bilgilerinin güvenilir olmaması nedeniyle aleyhe değerlendirilemeyeceğine, ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırı olarak sanığın eşinin Bank … hesap hareketlerinin sanık yönünden delil olarak kabul edilemeyeceğine, aksinin kabulü halinde de yasalar çerçevesinde faaliyet gösteren Bank …’daki hesap hareketlerinin, sanığın çocuğunun örgüte müzahir dershanede eğitim görmesinin yahut sair yasal faaliyetlerin örgütsel faaliyet niteliğinde olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığı ve sanığın mahkumiyetini gerektirir delil elde edilemediği gözetilerek beraat kararı verilmesi yahut 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi kapsamında hata hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken 672 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen sanığın, çocuğunu PDY/FETÖ terör örgütüne ait dershaneye göndermesi, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda eşi adına açılan Bank … hesabında 31.12.2013 tarihinde bakiye bulunmaz iken 24.12.2014 tarihi itibarıyla bakiyeyi 18.026,39 TL’ye yükseltmesi, tanık . B.’nin beyanında sanığın örgüt içerisinde olduğunu başka şahıstan duyduğunu beyan etmesi, … (K) adlı gizli tanık tarafından sunulan … SD içerisinde sanığın, bağlılığı ve sadakati üst seviyede olan örgüt mensubunun karşılığı olan “A4” şeklinde konumlandırılması, dijital materyal raporunda Kimse Yok Mu mesajlarının, VPN, dönüşümsüz silme ve uygulama paylaşma programları niteliğindeki uygulamaların yüklü olması gözetilerek, sanığın örgütün talimatları doğrultusunda hareket ederek örgüt üyesi olduğu anlaşılmakla isnat edilen suçtan mahkumiyetine, sanığın emniyet mensubu olup sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesine karar verildiği belirtilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1. Ayrıntısız ve duyuma dayalı anlatımlardan oluşan tanık Savaş B.’nin beyanlarının, sanığın çocuğunun örgüte müzahir dershanede eğitim görmesinin yahut içeriği örgütsel nitelikte olmayan dijital verilerin müsnet suç yönünden örgütsel faaliyet yahut delil olarak değerlendirilemeyeceği belirlenmekle,
Veri İnceleme Raporunda “A4 (FETÖ mensubu olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı üst seviyede olan kişi” olarak kodlanan ve eşinin Bank … hesabı üzerinden rutin bankacılık işlemleri yaptığını kabul eden sanığın, savunmalarının denetlenmesi ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, tanık … D.’nin kollukta müdafi huzurunda şüpheli sıfatıyla alınan beyan ve teşhislerinde kendisinin örgütün emniyet yapılanmasında mahrem imam olduğunu ikrar ederek, sanığın kendisinin sorumluluğunda sohbetlere katıldığını ve himmet verdiğini beyan ettiği, hükmün “sözlü deliller” başlığı altında tanık … D.’nin kovuşturma aşamasındaki beyanlarına yer verildiği ancak beyanlarının gerekçede tartışılmadığı anlaşıldığından, tanık … D.’nin kollukta müdafi huzurunda alınan beyan ve teşhislerinin suçun sübutu açısından hükmün gerekçesine dayanak yapılıp yapılmadığının karar yerinde tartışılması ve yapılmaması halinde sebeplerinin gösterilmesi, 2014 yılından önceki dönem de dahil sanığın eşinin Bank …’daki hesap dökümlerinin celbi sağlandıktan sonra banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank …’ya destek vermeye yönelik işlemler yapıp yapmadığının tespit edilmesi, ayrıca UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanık hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığının araştırılması, elde edilecek tüm delillerin 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunması, gerekirse beyanda bulunan şahısların duruşmada tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz delillere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Kabule ve uygulamaya göre de,
a) Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak doğrudan ve yalnızca 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası maddesinin gösterilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde “TCK’nin 58/9. maddesi delaletiyle TCK’nin 58/6. maddesi” olarak gösterilmesi,
b) Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “21.07.2016” tarihi olarak gösterilmesi gerekirken, karar başlıklarında suç tarihinin “22/07/2016” şeklinde gösterilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 03.10.2018 tarihli ve 2018/320 Esas ve 2018/138 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.