Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/7944 E. 2020/11643 K. 24.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7944
KARAR NO : 2020/11643
KARAR TARİHİ : 24.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen kararın, dosyada bilinen ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adrese tebliğe çıkarıldığı, 28/03/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve fakat Kırıkkale Askerlik Şubesi Başkanlığının 28/04/2016 tarihli yazısı kapsamında sanığın bahse konu tarihte askerlik görevini ifa etmekte olduğu, bu itibarla söz konusu tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla eski hale getirme talebinin kabulüne karar verilerek yapılan incelemede,
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı Kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre de;
2) Sanığın eylemi neticesinde mağdurun vücudunda hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkiler mahiyette kemik kırığı meydana geldiği ve mağdurun aynı zamanda hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda, yargılama konusu eylemini birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olacak şekilde gerçekleştiren sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu, birden fazla nitelikli halin ihlali, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak, TCK’nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK’nin 3. maddesindeki “cezada orantılılık ilkesi” gözetilerek sonuç cezaya etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmemesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
3)Mağdur hakkında düzenlenen adli muayene raporuna göre, sanığın eylemi nedeniyle mağdurun, hayati tehlike geçirecek ve hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyen kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda, fikri içtima kuralları gereğince en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 87/1-d, 87/1-son maddeleri uyarınca cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, hatalı uygulama ile mağdurda kemik kırığı meydana geldiğinden bahisle, ayrıca anılan Kanun’un 87/3. maddesi gereğince (1/6) oranında artırım yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
4)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 24/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.