Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/7440 E. 2020/11376 K. 22.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7440
KARAR NO : 2020/11376
KARAR TARİHİ : 22.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar … ve … müdafii, Katılan sanık … müdafii

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanıklar … ve …’ın üzerine atılı kasten yaralama suçlarından verilen beraat hükümlerine ilişkin sanıklar … ve … müdafiinin vekalet ücreti ile sınırlı olarak yaptığı temyiz başvurusu ve katılan … müdafiinin beraat hükümlerine ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilir” biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16/10/1978-2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı da nazara alınarak kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar yararına olmak üzere tek vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki düzelterek onama düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanıklar …, … müdafiinin ve katılan … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,

2) Sanık … hakkında katılanları kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;

a) Sanığın yargılama konusu eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylemler yönünden öngörülen ceza miktarının “dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK’nin 7. ve CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
b) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 106/3. maddesi uyarınca hükmolunan adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrileceği ihtarının yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.09.2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)
(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ

Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararıyla;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinin ‘‘01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda… basit yargılama usulü uygulanmaz’’ bölümünün ‘‘…kovuşturma evresine geçilmiş…’’ ibaresinin aynı bentte yer alan ‘‘…basit yargılama usulü’’ yönünden Anayasa’ya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir.
İptal kararından sonra sözü edilen geçici 5 inci maddenin (d) bendi ‘‘01.01.2020 tarihi itibariyle hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanmaz’’ şeklindedir.
Görüldüğü gibi, açık-seçik, somut anlatımlı, somut bir gerçeğe dayalı, yorum gerektirmeyen iptal edilmedikçe uygulamamazlık edilemeyecek bir hükümdür.
Bu nedenle, incelenen dosyada hüküm tarihi 15/03/2016 olduğundan basit yargılama usulünün uygulanmayacağı düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayız.

Muhalif Üye Muhalif Üye
… …