Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/6990 E. 2020/6396 K. 10.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6990
KARAR NO : 2020/6396
KARAR TARİHİ : 10.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Eşini 5237 sayılı TCK’nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan demir çubukla basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte kasten yaralayan sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca teşdiden belirlenen temel cezası artırılırken TCK’nin 86/3-a maddesi yanında eylemin silahtan sayılan demir çubuk ile işlendiği de belirtilerek TCK’nin 86/3-e maddesinin de gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Taraflar arasında karşılıklı kavga şeklinde gerçekleşen olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunması, görgü tanığının bulunmaması, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilememesi, mahkemece de bu yönde kabul ile haksız tahrik hükümlerinin tatbik edildiğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas – 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren uygulamalarında kabul edildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi yapılması gerekirken, sanık hakkında hükmolunan cezada (2/3) oranında indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
3)Tekerrüre esas alınan Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.11.2013 tarihli ve 2012/1293 Esas – 2013/914 Karar sayılı ilamının içerisinde TCK’nin 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması nedeniyle sanığın ikinci kez mükerrirliğine karar verilmiş ise de ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına esas alınan Mersin 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 20.03.2012 tarihli ve 2010/1212 Esas – 2012/321 Karar sayılı ilamına konu mahkumiyetinin 5237 sayılı TCK’nin 191/1 maddesinde düzenlenen “kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” suçuna ilişkin olduğu, anılan hükmün kesinleşmesinden sonra 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 191. maddesinde yapılan değişiklikler üzerine 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi uyarınca uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı sorulup, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra verilen ve kesinleşen hükmün tekerrüre esas olup olmadığı değerlendirilip, sonucuna göre ikinci kez mükerrir olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.