Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/4783 E. 2020/10373 K. 10.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4783
KARAR NO : 2020/10373
KARAR TARİHİ : 10.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca tanzim olunan 01.10.2015 tarihli raporda, “Sağ kulakta timpanik membranda santral minik perforasyon ve sağ kol lateralde 3×2 cm.’lik hematom mevcut olup, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemez, duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının tespiti için olay tarihinden 6 ay geçtikten sonra muayenesi gerekir.” ifadelerine yer verilmesi karşısında; adli tıp kriterleri ve Dairemizin yerleşik uygulamalarında kabul edildiği üzere, “duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesine neden olan yaralama”ya ilişkin muayenenin olay tarihinin üzerinden en az 18 ay geçtikten sonra yapılması ve buna göre rapor tanzimi gerektiği gözetilerek, mağdurun tüm tedavi evrakları, varsa film ve grafileri ile geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne sevki sağlanarak, yapılacak muayenesini müteakip meydana gelen yaralanmasının duyu veya organ işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığı hususu da saptanarak, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen ölçütlere göre yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin yetersiz rapora istinaden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Sanık hakkında TCK’nin 86/1. maddesi gereğince kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı, bahse konu suçun uzlaşma kapsamında olduğu ve fakat gerek soruşturma ve gerek kovuşturma aşamalarında taraflara uzlaşma telifinde bulunulmadığı anlaşılmakla, taraflar arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
3)Sanık hakkında hüküm kurulurken, “müştekinin sanığın üzerine doğru gittiği ve müştekinin elleri ile sanığı iteklemesinden kaynaklanan tahrik altında” yargılama konusu suçu işlediğinin kabulü ile 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi gereği haksız tahrik hükmünün uygulandığı anlaşılmakla; sanığın, mağdur tarafından yaralandığına ilişkin herhangi bir raporunun dosya arasında bulunmadığı da gözetilerek, TCK’nin 3. maddesi uyarınca “cezada orantılılık ilkesi” dikkate alınarak sanık hakkında makul bir oranda indirim yapılması gerekirken, (3/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
4) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 10/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.