Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2020/15559 E. 2020/19202 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/15559
KARAR NO : 2020/19202
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı Kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) sayılı kararları ile, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve yine 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2) Sanığın tekerrüre esas ilamının TCK’nin 165/1. maddesi kapsamında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna ilişkin olduğu, 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK’nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde bu suçun tekerrüre esas alınamayacağı, ancak sanığın adli sicil kaydında başka tekerrüre esas hüküm olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, sanık hakkında TCK’nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3) Mahkemece ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi nedeni ile sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca tahrik hükümleri uygulanırken, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas – 367 Karar sayılı kararı ile bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren içtihatlarında benimsendiği üzere ve yine TCK’nin 3. maddesinde belirtilen cezada orantılılık ilkesi de nazara alınarak asgari oranda (1/4) indirim yapılması gerekirken, (2/3) oranında indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
4) Sanığın 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e maddeleri uyarınca belirlenen cezasının, mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaralaması nedeniyle bir kat artırılması sırasında, uygulanan kanun maddesinin hükümde “TCK’nin 87/1-d” maddesi yerine, “TCK’nin 86/1-d” maddesi olarak hatalı gösterilmesi,
5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış haklarının dikkate alınmasına, 16.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.